Karamürsel'de yaşayanişadamı Konuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1999 yılında ahşap yapılar ve
ekolojik evler inşa etmeye başladıklarını, kısa sürede Türkiye'nin birçok yerinde bu evlerden inşa ettiklerini söyledi.
2006 yılında
Hülya Avşar'ın menajerinin kendisine gelerek, Avşar'ın
İstanbul'un
Beykoz ilçesi Çayağzı köyündeki
arsasına 10 ekolojik ev yaptırmak istediğini kaydeden Konuş, 23
Mart 2006'da kar paylaşım karşılığı
sözleşme imzaladıklarını vurguladı.
Sözleşmede bir villanın inşaat ve imalat bedelinin 375 bin dolar olarak belirtildiğini öne süren Konuş, sözleşmeye göre arsa ve imalat bedelinin düşülmesinin ardından kalan net karın yüzde 60'ının arsa sahibine, yüzde 40'ının ise kendilerine ait olacağını savundu.
İlk yapılacak villanın diğerlerinin pazarlanması amacıyla kullanılacağını dile getiren Konuş, sözleşmenin imzalanmasının ardından gerekli çalışmalara başladıklarını ve hazırladıkları projeyi Avşar'a sunduklarını aktardı.
Projenin Avşar tarafından uygun bulunmasının ardından villa inşasına başladıklarını kaydeden Konuş, ilk ekolojik evi projede planladığı gibi, bir yıl içinde bitirdiklerini ve 2007'nin mart ayında Avşar'a teslim ettiklerini söyledi.
Evin bitimini de medya aracılığıyla tüm Türkiye'ye duyurduklarını anlatan Konuş, ''Evin yapım aşamasında bize evi satın almak istediğini söyleyen çok sayıda kişi geldi. Evin
satış hakkı Hülya hanımda olduğundan biz bu taliplileri ona önerdik. Ancak o da çeşitli gerekçeler sunarak evi satmadı''diye konuştu.
Evin satılmaması nedeniyle Avşar'ın sözleşmede belirtilen madde gereği kendilerine ödemesi gereken inşaat ve imalat bedelini de ödemediğini kaydeden Konuş, bir süre sonra Avşar'a 750 bin lirayı ödemesi için ihtar çektiklerini belirtti.
İhtarlara
cevap gelmemesi üzerine, 19
Kasım 2007'de Avşar'ı icraya verdiklerini ifade eden Konuş, şöyle devam etti:
''İstanbul 14. İcra Dairesi kanalıyla Avşar'a icra gönderdik. Bu icraya Avşar
itiraz etti. İtiraz üzerine
mahkeme sürecini başlattık. Bu sırada Avşar ödeme yapmadığından işlerim bozuldu. Şirketime ve evime gelen hacizleri durdurmak için
Kocaeli Ticaret Mahkemesine iflas
erteleme talebinde bulundum ancak mahkeme iflasımı verdi. Şirketimin bütün gelir ve giderlerine el konuldu. 3 yıl süren duruşmalarda bilirkişi raporları alındı, keşifler yapıldı ve nihayet 30
Aralık 2010'da İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi, Avşar'ın faiziyle birlikte toplam 1 milyon liralık maliyeti tarafıma ödemesine karar verdi. ''
Mahkemenin verdiği karar üzerine Avşar'ın 1 milyon liralık teminat mektubunu ban
kaya yatırdığını ifade eden Konuş, ''Yerel mahkeme, talep ettiğimiz inkar tazminatı ve KDV ücretini kabul etmedi. Biz de kararın temyizi için
Yargıtaya gönderdik. Bu nedenle de Avşar'ın bankaya yatırdığı parayı da almadım'' diye konuştu.
-Sahte iskan belgesi iddiası-
Yerel mahkemenin kararının ardından Avşar'ın Beykoz Belediyesinden söz konusu yapının inşası için sahte iskan belgesi çıkardığını ileri süren Konuş, ''Normal şartlarda Avşar'ın evi satabilmesi için benden iskan belgesi alması gerekiyordu. Ancak Avşar,
Beyoğlu Belediyesinden sahte iskan belgesi alarak, evi
Kaya Çilingiroğlu üzerinden 2010 yılının haziran ayında Gökçen Korkmaz adında birine 1 milyon 200 bin liraya sattı'' şeklinde konuştu.
Avşar ile yaptığı işin hem kendisini hem de ticaret hayatını çok olumsuz etkilediğini belirten Konuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hülya Avşar Somali'ye
yardım yolluyor. Bunları kimin paralarını kullanarak yapıyor. 2 sene evvel benim yapmış olduğum yapıyı başka birine satarak bedelini almış ve kullanmıştır ve hala kullanmaktadır. Mahkememiz hala sürüyor. Avşar, ilk toplantımızda sözleşmenin imzalanmasının ardından beni şirket müdürü olarak yanağımdan öptü, ama o öpücük bana 2 milyon lira ve 5 yılıma mal oldu, bütün ticari hayatımı altüst etti. 5 yıldır mahkemelerde hala mücadele veriyorum. Onu televizyonda her gördüğümde aklıma bana yaptıkları geliyor.''
-Avşar'ın avukatı Hasbakkal-
Hülya Avşar'ın avukatı
Kerem Hasbakkal ise Yargıtayda olan
dava dosyasının incelendiğini belirterek, ''Dava konusu olayda iznimiz alınmadan, sözleşmeye ve onayladığımız projeye aykırı bir yapı var. Bize teslim edilen yapı sözleşmede belirtilen yapıdan yüzde 50 daha
küçük yapılmış ve bu şekilde teslim edilmiştir. Projede yapının 350 metrekare olması planlanmış ve bunun için bedel belirlenmiş. Bunun karşılığında da 90 metrekare yer yapılmış'' şeklinde konuştu.
Konuş'un yüzde 50 eksik inşa ettiği yapının bedelini, tam istediğini öne süren Hasbakkal, sözlerini şöyle tamamladı:
''Mustafa Bey, sağda solda konuşarak bu işten
prim yapmaya çalışıyor. Hülya hanımın adını da kullanıyor. Biz bu kişiden de bu kişiyle iş yapmış olmaktan da son derece rahatsızız. Yargı kararını bekleyeceğiz. Amacımız ödeme yapmamak değil, hak edilen ödemeyi yapmaktır. Konuş, hakkından fazlasını istiyor.''