TÜSİAD'la aralarında bir küskünlük olmadığını ve olamayacağını vurgulayan Bakan
Ergün, "Dünyanın neresinde bir işleri olursa gene biz onların işlerine Türkiye'nin işidir diye koşacağız." dedi.
Sanayi ve
Ticaret Bakanı Ergün, katıldığı bir televizyon programında
referandum sürecinde hükümet- TÜSİAD gerginliğini değerlendirdi. Sivil
toplum örgütlerinin referandumda muhalefet partileri tarafından siyasallaştırılmak istenmesine
kulak asmamaları gerektiğini dile getiren Ergün şunları kaydetti:
"Muhalefet partileri bu referandumu siyasallaştırmak, bir güven oylamasına dönüştürmek, önümüzdeki
seçim için kendilerine bir
hazırlık zemini haline getirmek isteyebilirler, istediler de zaten. Şimdi biraz onun sıkıntısını yaşıyorlar yani. Biz dedik ki böyle yapmayın, bu referandum, bu parti oylaması değil. Bizi oylamayacak yani insanlar, bu reform paketini oylayacaklar. Eğer siz bizi oylayacaklar haline dönüştürürseniz, kendiniz oylanmış olursunuz sonunda. Yani kendiniz oylandığınız zaman da onu sıkıntısını yaşarsınız. Bugün
Cumhuriyet Halk Partisi yaşayacak bu sıkıntıyı yani.
Milliyetçi Hareket Partisi yaşayacak bu sıkıntıyı. Çünkü böyle yapmakla kendilerini oylatmış oldular bir nevi. Bu yanlışı yapmamalıydılar. Ama
sivil toplum örgütleri de onların referandumu siyasallaştırma çabaları karşısında kaygıya kapılıp, eyvah bu referandum siyasallaşıyor, biz bu tartışmanın içine girmeyelim dememeliydi, paketin içeriğini tartışmalıydı. TÜSİAD da tartışmalıydı."
"TEMASLARIMIZ DEVAM EDECEK, TÜSİAD'IN DA İŞİNE KOŞACAĞIZ"
Ergün, 'Şu anda bir kırgınlık, küslük var mı?' sorusuna şu cevabı verdi:
"Bunların geçer hepsi. Yani TÜSİAD'la da, hayır oyu verdiğini ve vereceğini açıklayan insanlarla da temasımız devam edecek. Bu ülkede beraber yaşıyoruz. Onlar bir
ekonomik aktör olarak varlıklarını sürdürecekler, bizimle beraber çalışacakları alanları olacak ve beraber çalışacağız. Yoksa birbirimizi eleştirdik diye bundan sonra ilanihaye yan yana gelmeyeceğiz, konuşmayacağız diye bir şey olmaz. TÜSİAD gibi sivil toplum örgütleri böylesine kritik bir zamandaki duruşundaki belirsizlik nedeniyle kendi üyeleri ve camiası içerisinde
zayıflama istidadı gösterebilir. Bana sorarsanız kayıp oldu. TÜSİAD içerik tartışmasına girseydi ve konunun berraklaşmasına katkı sağlayan bir sivil toplum örgütü olsaydı, kendi üyeleri açısından da daha güçlü bir konumu olurdu. Güç kaybetti. Baş
bakanın söylediğini de bu çerçevede anlamak lazım. Yani böyle bir duruş sivil toplum örgütlerine güç kazandırmaz, güç kaybettirir."
Bundan sonraki süreçte de TÜSİAD'ın karşılaştığı problemlerde
yardımcı olabilecekleri durumlarda, yardım edeceklerini aktaran Ergün, şöyle konuştu:
"Bugün TÜSİAD Başkanı yurtdışında bir işi olsa, yurtiçinde bir işi olsa ve o işi bizim aşmaya katkımız olacaksa, biz onu gösteririz. Defalarca gösterdik, gene gösteririz. Biz biliyoruz ki Türkiye'nin ekonomisi özel
sektör eliyle gelişecektir. Gelişmelerden herkes yararlanmaya devam edecek. TÜSİAD üyeleri de yararlanacak, Başkanı ve yöneticileri de dahil. Dünyanın neresinde bir işleri olursa gene biz onların işlerine Türkiye'nin işidir diye koşacağız yani. Çünkü onların işini biz kişisel iş olarak görmüyoruz. Birçok yerdeki işi Türkiye'nin işi diye görüyoruz ve ona koşuyoruz. Onun için bundan dolayı, bu referandum sırasındaki tartışmalardan dolayı ne bir küskünlük olur ne bir endişe olur. Ne bir sırtını dönme olur. Yok kardeşim, bundan sonra senin işine bakmıyorum; böyle bir şey olmaz."