Ancak sözü edilen belgeyle ilgili Baş
bakanlık'ta bir
kayıt bulunamadı.
Genelkurmay'ın cevabı önceki
akşam geldi. Yazılı açıklamada direktifin Bülent Ecevit'in
iktidar olduğu 2000'li yıllara ait olduğu ileri sürüldü.
Nisan 2009 tarihini taşıyan ve dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız'ın paraf ederek komutanlığa arz ettiği internet
andıcında 430 internet
sitesi 'bölücü, irticacı, aşırı sol, milliyetçi' şeklinde tek tek fişleniyor. 42 sitenin
psikolojik hareket amaçlı olarak Genelkurmay tarafından kurdurulduğu bilgisine yer veriliyor.
Andıçta AK Parti'nin de
hedef alınması dikkat çekiyor.
Genelkurmay'ın, internet sitelerinin fişlendiği andıcı 28
Şubat darbesinin etkisinin sürdüğü 2000'li yıllara dayandırmasına tepkiler sürüyor. Dönemin tanıkları, darbe sürecinde kurulan bir hükümetten alındığı ileri sürülen yetkiyle
fişleme yapılmasını 'izah edilemez' buluyor. TSK'nın kendini o günlere atıf yaparak savunması, 28 Şubat'ın aktörlerinin yargı önüne çıkarılamamasına bağlanıyor.
Hukukçular ise söz konusu yönetmeliğin 2007 yılında yürürlüğe giren 5651 sayılı kanunla hükümsüz kaldığına dikkat çekiyor. Askerlerin bazı şeylerin değiştiğini bir türlü kabul edemediğinin altını çizen gazeteci Alper Görmüş, açıklamanın eski alışkanlıkla yapıldığını aktarıyor.
Hükümetin konuyu deşmeyeceğinin düşünüldüğünü söylüyor.
Tartışmanın,
kaos belgesindeki imzanın
Albay Dursun Çiçek'e ait olduğunu ispatladığına işaret eden Prof. Dr.
Mehmet Altan, yaşananların, ordunun içinde cuntacı bir ekibin bulunduğunu doğruladığını vurguluyor. Altan, "28 Şubat ortadayken Genelkurmay'ın hâlâ internet sitelerinin açılmasına karar vermesi manidar. Bunları yapanlar yargı önünde
hesap vermeli." diyor. Cunta dönemine ait yönetmeliği kullanmanın suç olduğunu kaydeden eski bakanlardan gazeteci
Hasan Celal Güzel, bunun Genelkurmay tarafından da çok iyi bilindiğini ifade ediyor. Hukukçular Derneği Başkanı Kamil Uğur Yaralı ise TSK'nın kendini savunmak için gösterdiği yönetmeliğin 5651 sayılı kanunla hükümsüz kaldığını anlatıyor. Yönetmeliğin hâlâ uygulanıyor olmasını, 28 Şubat'ın devam ettirilmeye çalışıldığının ispatı olarak görüyor.
TSK, hükümetin konuyu deşmeyeceğini sandı
Alper Görmüş (
Gazeteci): '
İnternet andıcı'yla ilgili kerpetenle sökülürcesine aşama aşama elde edilen bilgiler, her şeyden önce "askeri
vesayet" araçlarının yürürlüğe sokulmasının "dün" ne kadar kolay olduğunu gösterdi. Başbakanlığın konuyu hassasiyetle
izlemesi ve andıçla ilgili cevazın bu hükümet döneminde verilmemiş olduğunun ortaya çıkması işlerin eskisi kadar kolay olmadığını ortaya koydu. Askerler, tarih içermeyen o ilk açıklamayı eski ve köklü alışkanlıklarıyla hükümetin konuyu deşmeyeceği varsayımına dayandırmışlardı. İznin
Başbakanlık'tan alındığı bilgisi andıça
sivil bir meşruiyet kazandıracak ve
tartışmanın harareti azalacaktı. Askerler, bazı şeylerin tamamen değiştiğini bir türlü kabul edemiyor.
Anlaşıldığına göre andıçın dayandırıldığı Başbakanlık direktifi 2000 yılında "takip ve izleme" çerçevesinde verilmiş. Bu direktifin, nitelik olarak "bir yerlere
silah konacak ve o silahlar yakalattırılacak" kışkırtmasından farklı bir yanı olmayan "kışkırtıcı internet siteleri"nin kurulmasını içermediği açık. Anlıyoruz ki, zamanında, Başbakanlık kendi direktifinin nasıl uygulandığı konusunu hiç merak etmemiş ya da merak edip gerçeği öğrenmiş de sesini çıkarmamış.
Cunta yönetmeliğini kullanmak da suç
Hasan Celal Güzel (Eski bakan): İdare hukukunda genel bir kaide vardır. Suç şeklinde emir verilemez. Varsayalım emir verildi, eğer suç ihtiva ediyorsa o emre uyulmaz. Dolayısıyla bu şekilde internet siteleri açmak, andıçlar hazırlamak tamamen gayri meşrudur, suçtur. Bunu yapanlar kanunsuz şekilde hazırlamışlardır. 28 Şubat'ın gayrimeşru cunta döneminde hazırlanmış yönetmelikleri şimdi kullanılamaz. Bunu kendileri de çok iyi biliyor ancak sıkıştıkları için bu şekilde mazeret ileri sürüyorlar. Bundan sonra herkes cuntacılık, andıççılık girişiminden vazgeçmelidir. 28 Şubat'ı devam ettirmek isteyenler hep vardı. Hatta bir generalin "28 Şubat bin yıl sürecek" açıklaması var. TSK'daki darbe odakları aslında 28 Şubat'ın kalıntısıdır. Bir bakıma illegal Batı Çalışma Grubu'nun uzantılarıdır. 28 Şubat'ta oluşturulan canavar bir türlü ortadan kaldırılamadı. Çeşitli mutasyonlarla devam etti.
Andıcı hazırlayanlar hesap vermeli
Mehmet Altan (Gazeteci): Bu tartışma kaos belgesindeki imzanın Dursun Çiçek'e ait olduğunu ve ordunun içinde cuntacı bir ekibin bulunduğunu doğruluyor.
Askerî kanattan yapılan hiçbir açıklama doğru çıkmadı.
Askeriye özel bir şirket olsaydı çoktan batmıştı. 28 Şubat'ta yaşananlar ortadayken Genelkurmay Başkanlığı'nın hâlâ bu dönemin etkisiyle internet sitelerinin açılmasına karar verildiğini açıklaması manidar. Bunları yapanlar yargı önünde hesap vermeli.
Yönetmelik, 2007'de hükümsüz kaldı
Kamil Uğur Yaralı (Hukukçular Derneği Başkanı): Söz konusu yönetmelik 2007 senesinde çıkarılan 5651 sayılı kanunla hükümsüz kaldı. Hâlâ uygulanıyor olması 28 Şubat sürecinin
toplumun üzerine kâbus gibi çöktüğünü ve etkilerinin hâlâ devam ettiğini göstermektedir. Bu uygulamaların izlerinin hâlâ toplum üzerinde görülmesi demokratik hukuk devletiyle bağdaşmayan ve herkesin hesabını sorması gereken ciddi bir olaydır.
ZAMAN