ABDULLAH ABDULKADİROĞLU YAZDI;
BAŞBAKAN BUNU BİLİYOR MU ?
Gözler
Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin 3
general ve
amiralle ilgili vereceği nihai karara çevrilmiş durumda.
AYİM hafta içinde kararını açıklayacak.
Gelinen noktada geçmişteki AYİM kararlarına bakıldığında aslında mahkemenin
açığa alma kararlarını kabul etmesi beklenir.
AYİM bugüne kadar benzer 19 açığa alma işlemiyle ilgili nihai kararının 18'ini davacı aleyhine vermiş.
Peki yine öyle olacak mı ?
Yaşanan süreç itibariyle AYİM'in hükümete karşı
bayrak açtığı görülüyor.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tamamen
Genelkurmay'a bağlı çalışan bir kurum. Ve maalesef aldığı kararlarla tarafsız ve bağımsız olduğunu düşünmek aşırı iyi niyetlilik olur.
Hattızatında AYİM'in ilk kuruluşu da
sivil yargıya karşı TSK'yı korumak amaçlıydı.
Genelkurmay'ın 21 maddeden oluşan ve kamuoyuna olayın sürecini anlattığı açıklamasında çok önemli noktalar var.
Eldeki bazı bilgilerle bu açıklamayı birleştirdiğimizde bugün karşı karşıya kalınan sonuç çok daha iyi anlaşılıyor.
Açıklamada; 3 general ve amiralin
terfi listesine alındığı ve ilgili bakanlıkların, bu paşalar hakkındaki yakalama emirleri bulunduğu için terfilerinin mümkün olmadığı ifade ettiği belirtiliyor.
Bu sebeple komutanların terfisini içeren kararnamenin imzalanmadığı belirtiliyor.
Bundan sonrası çok önemli.
Mahkemenin komutanlar hakkındaki yakalama kararını kaldırması üzerine Genelkurmay tekrar terfi kararnamesi hazırlayıp bakanlıklara gönderiyor.
Fakat bu kabul edilmiyor. Bunun üzerine 3 general ve amiral AYİM'de yargı süreci başlatıyor.
Bu noktada merak edilmesi gereken ve üstü örtülü noktalar var.
Nedir bunlar ?
İşte detaylar.
Burada en önemli soru işaretleri AYİM'in İçişleri ve
Milli Savunma Bakanlıklarına konuyla ilgili gönderdiği
savunma taleplerinde.
AYİM ilgili bakanlıklara bu paşalar hakkındaki tutuklama kararları kalktıktan sonra Genelkurmay tarafından hazırlanan terfi kararnamelerini niçin kabul etmediklerini soruyor.
Ve bakanlıklar da AYİM'e 10 gün içinde terfi ettirmeme gerekçelerini bildiriyor.
Bugün gelinen noktada bu 3 ismin aslında 30
Ağustos 2010 tarihi itibariyle
emekli oldukları ve AYİM'in bu gerekçeyle bu davayı reddetmesi gerektiği savunuluyor.
Bu doğru ve olması gereken de aslında bu.
Bu 3 isim
30 Ağustos'ta emekli edilmeliydi.
Genelkurmay'ın açıklamasında;
Başbakanlığın Genelkurmay'dan bu 3 isimle ilgili emeklilik belgelerini istediği ifade ediliyor.
Dolayısıyla
Başbakanlık 3 komutanın emekli edilmeleri gerektiğine inanıyor ve Genelkurmay'dan bunu bekliyor.
Ama Genelkurmay bu paşaları emekli etmiyor ve aksine terfide ısrar ediyor.
İşte tam da burada can alıcı ve hiç gündeme gelmeyen soru var.
İçişleri ve Milli Savunma Bakanlıkları 3 general ve amiralin terfilerinin mümkün olamayacağıyla ilgili Askeri Yüksek İdare Mahkemesine gönderdikleri savunmada; bu isimlerin 30 Ağustos'ta emekliliklerini dolduracakları ve dolayısıyla terfi ettirilmelerinin yanlış olacağını ifade etti mi ?
Bu soru çok önemli.
Zira olayın düğümü burada.
Bu paşaların emeklilikleri; terfi ettirilmemelerine gerekçe olarak AYİM'e sunuldu mu ?
Hükümet bu paşaların emekli edilmelerine inandığına göre AYİM'e bu gerekçeyi sunmuş olması gerekmez mi ?
Sürecin gelişimine bakıldığında Başbakanlık, Genelkurmay'dan emeklilik belgelerini istediğine göre, mahkemeye bu yönde görüş bildirmiş olmalı değil mi, beklenen bu olmalı değil mi ?
Sorulmayan ve sorgulanmayan soru işte bu;
Aslında bu sorunun cevabı var.
Fakat bu sorunun cevabı 3 paşanın açığa alınmasından sonra yaşanan süreçte, bugün onların emekli edilmeleri gerektiğini söyleyen Başbakan'ın hiç hoşuna gitmeyecek bir
cevap.
Acaba Başbakan AYİM'e gönderilen terfi ettirmeme gerekçelerini gördü mü ?
Başbakan AYİM'e gönderilen savunmada neler yazıldığını biliyor mu ?
Acaba Başbakan terfi ettirilmeme gerekçesinde 3 ismin emekli edilmesi gerektiğinden hiç bahsedilmediğini duysa ne yapar ?
Ve işin daha da ilginci; AYİM'in tek korktuğunun da bu olması.
AYİM kendisine gelen gerekçede emeklilikten bahsedilmediğini görünce rahat bir ohhh çekti ve hükümete karşı atağına devam etti.
Yoksa Başbakan'ın kararlı dik duruşuna rağmen hala arkasında asker denilince ayaklarının bağı çözülen bir
ekip mi var ?
Askeri Yüksek İdare Mahkemesini köşeye sıkıştıracak ve elini kolunu bağlayacak “emeklilik” gerekçesinin, niçin mahkemeye bildirilmediğinin kamuoyuna açıklanması gerekiyor.
Hadi dahasını da söyleyeyim.
Bu çok önemli detay; ilk önce hazırlanan savunmada yer alırken, AYİM'e gönderilen nihai savunmadan kimler tarafından niçin çıkarıldı ?
Kimler hükümete kendi kalesine gol attırdı.
Türkiye bunun cevabını bilmek ister.
ABDULLAH ABDULKADİROĞLU
[email protected]
twitter.com/aabdulkadiroglu