Hukukçulardan sert tepki

Danıştay'ın yaptığı, "yargı kararlarını ortadan kaldıracak bir düzenleme yapılamaz" çıkışına hukukçular, sert tepki gösterdi.

Hukukçulardan sert tepki

Danıştay Başkanlar Kurulu'nun, Meclis'in yeni yasalar yaparken yargı kararlarına uyması gerektiği yönündeki bildirisi hukukçuların sert tepkisine neden oldu. Hukukçular, günün ihtiyaçlarına göre yasaların yasama organı tarafından değiştirildiğini söylediler. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Yavuz Atar, yargının Meclis'in belirlediği hukuk kurallarını uygulamakla yükümlü olduğunu belirterek, “Danıştay'ın mantığından hareket edersek yasama organının ne Anayasa'yı ne de kanunları değiştirmesi söz konusu olamaz” dedi. Atar, bu durumda hiçbir işlevi kalmayan Meclis'in feshedilmesi gerektiğini söyledi. Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serap Yazıcı da yargının kendi kararlarına efsanevi manalar yükleyip değişmezliğini kanıtlamaya çalıştığını söyledi. Yasama sürecine müdahale eden açıklama yapılamaz Doç. Dr. Serap Yazıcı: “Türkiye'de maalesef Anayasa'nın üstünlüğü ilkesinin de üzerine yargının üstünlüğü ilkesini yerleştirilip, yargı kararlarına efsanevi bir mana yükleniyor. Böylece kanunların değişmezliği kanısına ulaşarak bütün yasama ve yürütmeyi de bu süreçlere uydurma çabası hakim. Bu durumda 'Yüzyıllar da geçse eğer yargı kararları değişmezse Türkiye'de hukuk sistemi değişmez' gibi gerçekdışı bir sonuç ortaya çıkar. Hem Danıştay'ın böyle bir açıklamada bulunma yetkisi var mı? İfadelerde kuvvetler ayrılığı prensibine referans veriliyor. Tam da referans verilen kuvvetler ayrılığı prensibi nedeniyle Danıştay'ın yasama alanındaki bir sürece müdahale eden açıklamada bulunmaması gerekir.” Hukuk kurallarını yasama belirler Prof. Dr. Yavuz Atar: Yargı varolan hukuk kurallarına göre karar verir. Hukuk kurallarını ise yasama organı belirler. Danıştay'ın mantığından hareket edersek yasama organının ne Anayasa'yı ne de kanunları değiştirmesi söz konusu olamaz. Öyleyse Türkiye'de niye bu kadar Anayasa değişikliği olmuştur, niye kanunlar değiştiriliyor. Hiçbir şey değişmesin. Hukuk kuralları zamanın ihtiyaçlarına göre değişir. Bunu yapacak yegane organ da TBMM'dir. Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü kararı mevcut Anayasa'ya göre bile yanlıştı. Varsayalım ki yasak Anayasa'dan çıktı. Fakat yasama organı Anayasa'yı değiştiriyor. Siz 'Anayasa'yı değiştiremezsiniz' diyebilir misiniz? Böyle bir mantık olur mu? Bundan sonra TBMM yargıya mı soracak Anayasa'yı değiştirmek istiyoruz, şu kanunu değiştirmek istiyoruz bizi izin verir misiniz diye. Yasama organını feshedelim o zaman.” Demokrasilerde yetki partilerindir Fatih Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Çaha: “Sistem kurmuşsunuz ama siyasi partilerin elini ayağını bağlamışsınız. Yüz sene sonra sisteminizin modası geçiyor, bu sistemi kim değiştirecek? Çağdaş değerlere, normlara ve günün geçerli değerlerine kim adapte edecek? Demokrasi bu görevi siyasi partilere vermiştir. Dengeleyici mekanizma halkın kendisidir, sandıktır. Anayasa ile ilgili formülasyonları, değişiklikleri siyasi partiler getirebilir. Önemli olan sistemin benimsediği temel felsefeden şaşmamaktır. Felsefenin temel parametrelerini ve sacayağını belirleyecek olan siyasi partilerdir.” Tarafsızlık ilkesi zedelenmiş oldu Doç. Dr. Mustafa Şentop: “Yargı organlarının bu şekilde basın açıklamalarıyla siyasete müdahale etmesi alışılan bir şey değil. Danıştay önceden görüş bildirmiş oldu ki bu tarafsızlığını zedeler. İkinci olarak Danıştay, 28 Şubat'tan bu yana vermiş olduğu kararların Anayasa'nın değişmez hükümleri gibi değişti-rilemez olduğunu iddia etmektedir. Mesela Danıştay, Milli Eğitim Bakanlığı'nın okullardaki bir uygulamasını Danıştay'ın yerleşik içtihatlarına aykırı bulmuştu. Oysa Danıştay'ın yönetmeliğin kanuna uygunluğunu denetlemesi gerekir, Danıştay'ın bir içtihadına göre değil. Sorun Türkiye'de yargıçlar iktidarının olmasıdır ve yasama organının görevleri gaspedilmiş oluyor.” Halkı kapatmanın bir yolu var mı? Milliyet gazetesi yazarı Taha Akyol, yazısında Yargıtay Başsavcıs'ının açıklamasını şu ifadelerle eleştirdi: “Türban yasağının kaldırılmasını istemek parti kapatmak için bir sebep teşkil ediyorsa, AKP'yi de MHP'yi de kapatın! Bir tek CHP yeter! 1930'larda bir tek CHP yetiyordu da, şimdi mi yetmeyecek?! Hatta önce MHP'yi kapatın! MHP sözlü beyanlardan öteye, Anayasa değişikliği için harekete geçti!” “MHP, çok geniş bir kitlenin talebini karşılamak için yasağın kalkmasını istiyor. Demek ki sadece AKP değil!.. ANAP ve DYP de yasağın kalkmasını istemişti. Halkın yüzde 76'sı üniversitelerde yasağın kalkmasını istiyor. Halkı “kapatma”nın bir yolu var mı?!” Yeni Şafak
<< Önceki Haber Hukukçulardan sert tepki Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER