2007'deki
Dağlıca saldırısından önce iki
subay arasında geçtiği belirlenen bir konuşmada,
PKK'ya kayıplar verdiren Heronların düşürülmesinin istendiğini hatırlatan aileler, "Bu olayın üzerine gidilseydi
Aktütün,
Gediktepe ve
Hantepe baskınları yaşanmazdı." diyor.
Hukukçular da, skandal belgelerin,
terörün neden bitmediğini gösterdiğine dikkat çekiyor.
'Şantaj ve askerî
casusluk'
soruşturmasında, şebekenin
terör örgütü PKK ile bağlantısını gösteren dokümanların ortaya çıkmasına
şehit yakınları ve hukukçular, 'Onca belgeye rağmen neden iddiaların üzerine gidilmedi?' şeklinde tepki gösterdi. Şehit yakınları, Üsteğmen Emrah K.'nın bilgisayarında çıkan belgelerin 2007 yılında Dağlıca baskınından birkaç hafta önce yapıldığı belirlenen
ihanet konuşmasıyla örtüştüğünü söylüyor. "İhanet konuşmasının üzerine gidilmiş olsaydı Dağlıca, Aktütün, Gediktepe ve Hantepe baskınları yaşanmazdı." diyen şehit yakınları, TSK içindeki
çürük elmaların bir an önce ayıklanarak
adalet önüne çıkarılmasını talep ediyor.
Casusluk çetesiyle ilgili medyada çıkan gelişmeleri değerlendiren
Dağlıca şehidi Selçuk Gürdal'ın kardeşi
Celalettin Gürdal, suç işleyenlerin TSK içinde elini kolunu sallayarak dolaştığını vurguluyor.
Askerî makamlara yüzlerce dilekçe yazdığını hatırlatan Gürdal, kimsenin kendisini dikkate almadığına ve yetkililerin olayın üstünü kapatmaya çalıştığına dikkat çekiyor. Dağlıca baskınının yıldönümü olan 21 Ekim'de yaptığı konuşma yüzünden askerî makamlar tarafından susturulmak istendiğini söyleyen Gürdal, konuşmasından dolayı kendisine
dava açıldığını belirtiyor.
Türkiye Harp Malulü Gaziler Derneği
İzmir Şube Başkanı
Volkan Kaya, "2007'de MİT'in tespit ettiği Heronlarla ilgili konuşmanın üstü örtülmeseydi veya birileri tarafından kollanmasaydı, bugün ortaya çıkan casusluk çetesi üç yıl önce çökertilirdi." diyor. Medyada çıkan ihanet konuşmalarını ve belgelerini okudukça kanının donduğunu söyleyen Kaya, "Askerî savcılar etkili bir şekilde idari soruşturma başlatsaydı, 2007'den bu yana Dağlıca, Aktütün, Gediktepe ve Hantepe baskınlarındaki zafiyetler yaşanmazdı." sözleriyle konunun
ihmal edildiğine dikkat çekiyor. Volkan Kaya, Çukurca'daki
mayın hadisesiyle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında
Tuğgeneral Zeki Es'in tutuklanmasını son zamanlarda yaşanan en olumlu gelişme olarak değerlendirdi.
Tuğgeneral Es'in tutuklanması bir milat
Tuğgeneral Zeki Es'in askerî
mahkeme tarafından tutuklanmasının TSK için milat olduğunu söyleyen Doç. Dr.
Önder Aytaç, bu tutumun yeni dönemde TSK'nın ihmal ve ihanetlere nasıl yaklaşacağına dair bir gösterge olduğunu belirtiyor.
Genelkurmay Başkanı
Işık Koşaner'in yalnızca askerlik işleriyle ilgilenmek istediğini vurgulayan Aytaç, TSK içerisinde bu düşüncenin aksine hareket edecek kişilerin Koşaner tarafından yargı önüne çıkarılacağına inandığını söylüyor. Hantepe baskını ve Heron soruşturmasının devam ettirilmesi halinde TSK içindeki yasadışı yapılanmaların çorap söküğü gibi açığa çıkacağını kaydeden Aytaç sözlerine şöyle devam ediyor: "Koşaner'in hukuka güveni tam. Tuğgeneral Zeki Es'in mayın soruşturması kapsamında tutuklanması Koşaner'in gelecekte nasıl bir Genelkurmay başkanı olacağına dair ipuçları veriyor. Eğer bu iki soruşturma salahiyetle devam ettirilse artık TSK'da çeteleşmeler fırsat bulamayacak."
TSK'daki ihanet şebekesi yüzünden PKK bitirilemiyor
Çete soruşturması kapsamında ele geçirilen belgelerin PKK'yı bitirmeye yönelik projeler içerdiğini söyleyen
Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı
Sinan Kılıç
kaya, bu çalışmaların TSK'nın en stratejik projeleri arasında yer aldığını kaydetti. Projelerin yabancılara satılmasını, "TSK içindeki bir grup PKK'nın bitmesini istemiyor." şeklinde yorumlayan Kılıçkaya, geçmişte çetelerin üzerine gidilmesi durumunda PKK sorununun bugüne kalmayacağını savundu. Kılıçkaya şöyle konuştu: "Ses kayıtlarını MİT tespit etmişti. O gün bu olayın üzerine kararlılıkla gidilmedi. Sonuç ortada. Bugün PKK hâlâ bitmediys
e devlet içindeki hainler yüzünden. Suçluların cezalandırılması bu tür ihanetlerin son bulmasını sağlayacaktır."
Belgeler, Türkiye'deki terörün neden bitmediğini gösteriyor
Genelkurmay içerisinde dış güçlere ve PKK'ya
hizmet eden bir örgütün varlığının söz konusu olduğuna dikkat çeken Hukukçular Derneği Başkan Yardımcısı Cavit Tatlı, çetenin ortaya çıkarılmamasının askerî yargı içerisindeki emir-komuta zincirinden kaynaklandığını söylüyor. Devletin gizli belgelerini sızdırma işine karışmış veya göz yummuş kişilerin derhal görevlerinden alınmasını isteyen Tatlı, bu şahısların yargı önüne çıkarılması gerektiğini belirtiyor.
Orada Albay'ın çocuğu olsaydı, teröristlere müdahale etmez miydi?
İnternete düşen ses kaydında,
Kara Kuvvetleri İç
Güvenlik Harekat Şube Müdürü Albay
Ünal A. olduğu iddia edilen kişinin, "7-8 teröriste müdahale edilmez" sözleri
şehit ailelerini çileden çıkardı. Hantepe baskınında şehit düşen
piyade onbaşı Hakan Yutkun'un annesi Gülfiye Yutkun, komutana sert tepki gösterdi.
Anne Yutkun, "Orada o komutanın çocuğu olsa, yine 7-8 teröriste müdahale etmez mi acaba?" diye sordu. Terör saldırıları ile ilgili her gün yeni bir gelişme yaşandığını, yeni
ses kayıtlarının ortaya çıktığını belirten anne Gülfiye Yutkun, her gün binlerce kez kahrolup öldüklerini dile getirdi. Komutanın sözlerine çok üzüldüklerini belirten acılı anne, şunları söyledi: "Ne demek 7-8 teröriste müdahale edilmez? Bunlar dalga mı geçiyor bizimle? Bizim çocuklarımızı niye götürüp oraya koyuyorlar o zaman? Çocuklarımız teröristlere yem olsun diye mi? Ne zorluklarla onları büyütüp, bu yaşlara getiriyoruz? Ne demek 7-8 teröriste müdahale etmem? Kaç teröriste müdahale edeceksin o zaman? Orada o komutanın çocuğu olsa, yine 7-8 teröriste müdahale etmez mi acaba? Bir terörist bile görse, gider öldürür değil mi. Kimi kandırıyorlar."
Baba Zafer Yutkun da, ses kayıtları sonrasında yaşanan gözaltıların ardından saldırıların kesilmesine dikkat çekti. Bunların tesadüf olamayacağına vurgu yapan Zafer Yutkun, şunları kaydetti: "Asıl üzerinde durmamız gereken konu terörün bir anda durması konusudur. Hantepe baskının ardından ortaya bir sürü ses kaydı çıktı. Ardından da komutanlar gözaltına alınınca bir anda olaylar kesildi. Bunlar tesadüf mü."
"Türk ordusunda böyle insanların ne işi var?" diye soran
baba Yutkun, sözlerini şöyle tamamladı: "7-8 terörist bizim askerlerimizi öldürürken onları izleyip, 'bunlar az, bırakalım öldürsünler' mi diyorsunuz? Biz niye çocuklarımızı askere gönderiyoruz o zaman? Bu insanların Türk ordusu içinden mutlaka ayıklanması gerekiyor. Mayın konusunda sadece Zeki Es mi suçlu? Tugay komutanı, onların altındakiler hepsi tutuklanmalı. Bu insanlara en ağır cezalar verilsin."