Hukukçular,
sivil toplum örgütlerinin ne kadar seslerini gür duyururlarsa bölgedeki sorunların da o kadar hızlı bir şekilde çözüme kavuşacağını ifade etti.
Hayat ve Hukuk Derneği Başkanı Av.
Erdem Gençay, sivil toplum örgütlerinin
teröre ve kötü gidişatına dur demeye çalıştıklarını belirterek, "Bu tepkiler toplumumuz açısından aydınlatıcı bir durum. Bu toplumun hangi seviyeye geldiğini gösteriyor." şeklinde değerlendirdi.
Eski Hukuk ve Demokrasi Kurumu Başkanı Av. Nejdet Pakdil ise artık sivil toplum örgütlerinin yavaş yavaş sözünü dinlettirmek istediğini ve bölgedeki barışın
silahla değil konuşarak, anlaşarak barışla çözülebileceğini söylediklerini ve bu durumun gayet güzel ve anlamlı olduğunu belirtti.
O bölgede yaşayan insanların bu işin külfetini yıllardır çektikleri halde bu güne kadar neden sesini çıkarmadıklarına anlamadığını ifade eden eski hâkim Mekan
Sarıkaya ise şunlarısöyledi: "Artık
halk, ben
demokrasi ve
özgürlük yanındayım, beni
terör örgütü temsil edemez, ben varım diyor. Kendilerinin kimseye temsil yetkilerini peşinen vermediklerini, özellikle terör örgütüne temsil yetkilerini vermediklerinin, biraz geç de olsa bir haykırışıdır."
Kamu Hukukçuları Derneği Genel Başkanı H.Mehmet Gani, hükümetin iyi niyetli olarak oradaki halkın sorunlarının çözülmesine yönelik bir şeyler yapmaya çalıştığını, ama karşı tarafın veyahut devlete baş kaldırmış kesimin niyetli olmadığına dikkat çekti. Gani, devletin bölgeye sunmuş olduğu makamlar, mevkiler, imkânların
PKK tarafından ve PKK
destekçileri tarafından veyahut BDP'li belediyeler tarafından bizzat kullanıldığına işaret ederek, "Burada buna yönelik tedbirler alınmalıdır." sözlerini kaydetti. Gani, sivil toplum örgütlerinin bu konuda net bir tavır koymalarının gerektiğini vurguladı.