Hukuk profesöründen vahim iddia

Ceza hukuku profesörü Vahit Bıçak, 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Kanunu için çok vahim bir iddia ortaya attı.

Hukuk profesöründen vahim iddia

Evrensel hukuk ilkeleri, yaşama, seyahat ve mülkiyetin yanı sıra din ve vicdan özgürlüğünü de temel insan hakları arasında sayıyor. İbadetin engellenmesi uluslararası sözleşmelerde ve ülke kanunlarında 'suç' olarak tanımlanıyor. Ancak Türkiye'de ilginç bir durum yaşanıyor. Ceza hukuku profesörü Vahit Bıçak, 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Kanunu'nda 'bireysel ibadeti engelleme'nin suç olmaktan çıkarıldığını savunuyor. Eski TCK'nın 175. maddesinde genel bir kapsam içerisinde tutulduğundan 'toplu veya bireysel ibadeti engellemek' suç sayılıyordu. Yeni kanuna 'toplu olarak yapılması' ibaresi eklendi. Bıçak'a göre, bu kısıtlama 'bireysel' ibadeti kapsam dışına itiyor. Avrupa Birliği'ne uyum amacıyla değiştirilen yasanın mevcut hali, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle uyumsuzluk oluşturuyor. Prof. Dr. Vahit Bıçak, "Toplu ibadeti engellemek eskiden olduğu gibi yeni TCK'da korunurken, bireysel ibadeti engelleme suçu yeni kanunda yer almadı. Bu, tevili imkânsız bir hata. AB standartlarına uyum için değiştirilen yasanın mevcut hali, bireysel ibadeti engellemeyi yasaklayan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle uyumsuzluk oluşturuyor. AİHS, ibadetin hem bireysel hem de toplu olarak yapılabilmesini teminat altına alıyor. Ortada bir eylem olsa bile ibadet kişiselse yeni TCK cezalandırmam diyor. Din ve vicdan özgürlüğü bireysel ibadetin engellenmesinin de suç olmasını gerektirir. Dünyanın diğer ülkelerinde, uluslararası sözleşmelerde ve eski TCK'da bu suç. Sadece yeni TCK'da bu atlandı. Hangi toplumsal ihtiyaç oldu da bireysel ibadeti engellemek Türkiye'de suç olmaktan çıktı bilmiyorum." diyor. Yeni TCK'nın mimarlarından Prof. Dr. Adem Sözüer ise bu iddiaya katılmıyor; "Eski kanunda tek bir maddede toplanan bu suç yeni kanunda değişik maddelerde yer alıyor. Bireysel suçlar başka maddelerde düzenleniyor. Diyelim ki bir kişinin namaz kılmasını veya birinin kiliseye gitmesini engellediniz. Geldiniz, adama zor kullandınız. Bu yaralama suçu olur. Manevi baskı olursa 'gitme' diye bu da tehdit suçu olur. Bireylere yönelik tehdit ve cebir suçları başka maddede düzenleniyor. Ya da işte ibadete gidersen çocuğuna bilmem ne yaparız diyerek engellemek tehdit suçuna girer. Bu, yerine göre tehdit suçu olur, şiddet kullanılırsa yaralama suçu olur. Nasıl engellediğine bağlı. Bireysel ibadeti engelleme suçunun yeri burası (TCK 175) değil. Kişi hürriyetine yönelik suçlara din hürriyeti de girer. Bir kişiyi dövdünüz, ibadetini engellediniz yaralama suçu olur, tehdit kullandınız engellediniz, tehdit suçu olur. Uygulamada ne böyle bir tereddüt doğdu ne de şimdiye kadar böyle bir şey söylendi." ZAMAN
<< Önceki Haber Hukuk profesöründen vahim iddia Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER