daha önce Alman Die Welt gazetesine verdiği demeçte, yakınlaşmanın insanlar arasında başladığını belirterek, bu nedenle Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasını istedi.
Die Welt gazetesinin bugün yayımladığı demeçte Dink, sınırların açılması ve diplomatik ilişkilerin başlatılması gerektiğini ifade ederek, "Yakınlaşma toplumlar içinde, insanlar arasında başlamalı. Bu nedenle sınırların açılması bu kadar önemli. İnsanlar birbirleriyle karşılaştıkları zaman, gerisi kendiliğinden gelir'' diye konuştu.
Ermenilerin
Birinci Dünya Savaşı sırasında bir devlet kurabilmek için ayaklandıklarına ve Türk halkını katlettiklerine ilişkin görüşler hakkında düşüncesi sorulan Dink, ''Bu unsurları inkar etmiyorum.
Osmanlı Devleti'nin küçülmeye ve zayıflamaya, büyük devletlerin nüfuzu da artmaya başladığı dönemlerde, Ermeniler dahil olmak üzere bölgedeki halklar çözüm yolları aramaya başladı. Ve bugünkü
PKK kadar olmasa da aralarında teröristler de vardı. Ancak bu olaylarla tüm bir halkın tehcirini haklı gösteremezsiniz'' dedi.
Dink, Türkiye'nin tarihçilerden oluşturulacak bir
komisyon kurulması önerisiyle ilgili olarak da, ''Bu, olumlu bir adım gibi görünüyor. Hatta gerektiği takdirde özür bile dileneceği söylendi. Ermeni tarihçiler bu daveti reddetmemeliler. Ancak bu, Ermeni dünyasını ikna edebilmek için yeterli olmadı. Birincisi, Ermeniler Türklerin bu konuda samimi olmayabileceklerinden endişe ediyor. İkincisi de, sınırların açılması ve diplomatik ilişkilerin başlatılması gibi daha önemli konularda somut adımlar atılması gerekiyor'' görüşünü dile getirdi.
Bununla birlikte böyle bir komisyonun faydalı olacağına inanmadığını ifade eden Dink, ''Ermeniler soykırım yapıldığına inanıyor ve buna inanmaya da devam edecekler. Türkler de soykırım olmadığına inanıyor ve buna inanmaya devam edecekler. Her iki taraf da, diğer tarafın neden böyle düşündüğünü araştırmalı ve buna anlayış göstermeli. Aslında her iki taraf da sadece atalarını korumaya çalıştığını anlarsa, bir adım ileri gitmiş oluruz'' şeklinde konuştu.
Dink, Anayasanın 301. maddesini de eleştirerek, ''bu maddeden kurtulmanın çok zor olduğunu, bunun için tüm zihniyetin değişmesi gerektiğini" söyledi. Dink, "Ben bu tür maddelerin daha da köklü bir şekilde yerleşeceği tehlikesini görüyorum'' görüşünü savundu.
''Türk kanını zehirli gördüğü'' şeklindeki sözlerinin tümüyle yanlış anlaşıldığını ifade eden Dink, ''Böyle bir şey söylemedim. Ermenilerin Türklere yönelik düşmanlıklarından vazgeçmelerini istedim, çünkü bunun bizim kendi kanımızı zehirlediğini söyledim. Burada Türk kanını değil, kendi kanımızı kast ettim'' dedi.
CİNAYETE TEPKİLER
Bu arada,
İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) derneği de, Dink'i
hedef alan cinayeti nefretle kınadığını bildirdi.
IGMG Genel Başkanı
Yavuz Çelik Karahan, yaptığı açıklamada, Dink'in ölümünden büyük üzüntü duyduğunu belirterek, ''Sokak ortasında bir gazetecinin kurşunlanması, herhangi bir bedenin kurşunlanmasından daha ötesi demektir.
Kurşun, özlemini çektiğimiz
özgürlük ve barışı isteyen topluma sıkılmıştır'' dedi.
Eli kanlı faillerin kurşunlarının, toplumların özünde olan barış özlemini öldürmeye yetmeyeceğini ifade eden Karahan, ''Bu vesileyle Türkiye'de bulunan farklı düşünce ve
inanç grupları arasında bir düşmanlık oluşturmak ve bunu derinleştirmek, insanlar arasındaki
iletişim kanallarını tıkamak ve toplumumuzun genlerinde bulunan barış düşüncesini baltalamak amacıyla yapılan bu tür eylemlerin sonuçsuz kalacağına dair ümidimi ifade etmek isterim'' diye konuştu.