- İsmail Büyükçelebi: "Ümitsizlik zaten Hocaefendi'nin lügatında yok."
- 'Emri bil maruf nehyi anil münker' vazifesi var. Şimdi Hocaefendi'nin talebeleri 150-160 ülkeye gitti bu durup dururken gitmiyor."
- "Amerika'nın yarısından fazlası "Müslüman teröristtir" diyor. Evvela bu imajın silinmesi lazım. Hocamız da bize onu diyor."
- "Hocaefendi kul hakkı konusunda çok hassas. Misafirlerini ağırladığı salonun halısını bile kendi parasıyla aldırmıştır."
- "Hocaefendi kendisine türlü türlü iftira atan, çirkin sözler sarf edenler için de hala, 'Allah' diyor, 'bizi yerin dibine batırmak isteyenleri de kaybettirmesin' diye dua ediyor."
"ÜMİTSİZLİK ZATEN HOCAEFENDİ'NİN LÜGATINDA YOK"
İlahiyatçı İsmail Büyükçelebi, Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin belalar ve olumsuzluklar karşısındaki duruşunu, "Siz bunlara Haşhaşi diyorsunuz çete diyorsunuz bir insan Allah'tan korkar. Allah bunların hesabı zor verilir. Ümitsizlik zaten Hocaefendi'nin lügatında yok. Allah'a olan inancı, Hocaefendi'de o kadar bir katmerli inanç var ki, Cenab-ı Hakkın dilediğinden başka hiç bir şey olmaz." diyerek anlattı.
HOCAEFENDİ'NİN İNSANLIK İÇİN NASIL IZDIRAP ÇEKTİĞİNİ ANLATTI!
İsmail Büyükçelebi, Hocaefendinin, yurt dışındaki hizmetler ve insanlık için nasıl ızdıraplar çektiğine dikkat çekti ve şunları söyledi:
"Hocaefendi daha hiç bir yere talebesi gitmemişken ilk senelerden beri şu Afrika'ya, Afrika'nın kuş uçmaz kervan geçmez en ücra köşelerini bile düşündüğümde yüreğim ağzıma geliyor. Mahşerde deseler ki, 'Ya Rabbi bunların imkanı vardı uçağa atlayıp gelebilirlerdi. Gelmediler. Taksileri vardı, taksilerine binip gelebilirlerdi gelmediler' deseler ne cevap vereceğiz. 'Yüreğim ağzıma geliyor' diyordu. Bu mesuliyet duygusu. Müslümanlığın güzelliğini göstermekle mükellefiz. Tebliğ, irşad yani müslümanlığın tanıtılması diye bir mesele var. Bir vazifemiz var. 'Emri bil maruf nehyi anil münker' vazifesi var. Şimdi Hocaefendi'nin talebeleri 150-160 ülkeye gitti bu durup dururken gitmiyor. "
“ ‘HOCAMIZ BİZE "MÜSLÜMAN TERÖRİSTTİR" İMAJININ SİLİNMESİ VAZİFEMİZDİR’ DİYOR”
Gösterilen fedakarlığın yakın şahitlerinden olan Büyükçelebi, diyalog buluşmalarının, İslam dini üzerindeki olumsuz intibayı kaldırmaya çalıştığını söyleyip, "Amerika'nın yarısından fazlası "Müslüman teröristtir" diyor. Evvela bu imajın silinmesi lazım. Hocamız da bize onu diyor. İslamiyet hakkındaki bu kötü imajı silmek de bizim vazifemiz diyor." ifadelerini kullandı..
"HOCAEFENDİ YEDİĞİ YEMEĞİN PARASINI VERİYOR"
Hocaefendi'yi 1966 yılında İzmir Kestanapazarı'nda tanıyan Büyükçelebi, Hocaefendi'nin kul hakkı konusunda çok hassas olduğunun altını çizip şunları söyledi:
"Şimdi Hocaefendi kestane pazarında müdürlük yaptı tam beş sene. Bu beş senelik müddet içerisinde Hocaefendi oradaki talebenin yemeğinden bir lokma yemedi. Hocaefendi bir sefer ben hatırlamıyorum ki, talebenin abdest aldığı yere gelsin, talebenin tuvaletine girsin, talebenin banyonsuna girsin, talebenin sabunuyla elini yıkasın, orada abdest alsın, ben hiç görmedim. Burada yediği yemeğe karşılık oradaki oturduğu yere karşılık oranın kirasını veriyor, yediği yemeğin parasını veriyor. Hocaefendi misafirlerini ağırladığı salonun halısını bile kendi parasıyla aldırmıştır. Ve o binanın kirasını veriyor yani. Hocaefendi'nin şimdi kaldığı esas kendi odası bir odadır yani."
" 'ALLAH' DİYOR, 'BİZİ YERİN DİBİNE BATIRMAK İSTEYENLERİ DE KAYBETTİRMESİN' DİYE DUA EDİYOR"
İsmail Büyükçelebi, Hocaefendi'nin kendisine türlü türlü iftira atan, çirkin sözler sarf edenlere de dua ettiğini, "Bu kadar hassas yaşamış ve dinin ilasından başka gayesi olmayan bir insana bu isnatları hazmetmek mümkün değil. Ve Hocaefendi hal ben iki gün evvel yanındaydım. Hala, 'Allah' diyor, 'bizi yerin dibine batırmak isteyenleri de kaybettirmesin' diye dua ediyor. Yemin ediyorum yani işte bu kulaklar duydu daha iki gün evvel. Hocaefendi'nin meselesi ızdırabı sadece Türkiye değil. Her seferinde dua ederken Suriye'yi de unutmayın, Filistini de unutmayın, Myanmarı da unutmayın, orada insanlar şöyle asılıyor kesiliyor. Evleri yıkılıyor.." sözleriyle anlattı.