Fethullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurallah Albayrak, devam etmekte olan karalama kampanyalarıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Albayrak, "Müvekkilim Fethullah Gülen, toplumun karşısına çıktığı ilk günden itibaren insanlara şiddetten, haksızlıklardan, adaletsiz uygulamalardan uzak durmayı ve iyi bir mümin olmanın yollarını her aşamada tavsiye etmiştir.
Geçen yıla kadar topluma sunduğu katkıları gerekçesiyle Nobel’e aday gösterilmesi gerektiği konuşulurken, şimdi gelinen noktadaki seviyesiz itham ve suçlamalar ne Türkiye’de ne de dünya da kesinlikle itibar görmeyecektir.
'İNSAFSIZLIĞIN ÇOK ÖTESİNDE İFTİRALAR'
Son günlerde karanlık dönemlerin ürünü olan faili meçhul cinayetler bile müvekkilimle irtibatlandırmaya çalışılarak, ehli vicdan ve ehli insaf insanların bile bu kadar da olmaz diyeceği iddialar dile getirilmektedir. Bu iddialar akıl, vicdan, insaf ve iz’anla telif edilemeyecek olmasının çok ötesinde geçmiştir.
Müvekkilim, iddia edilenin aksine hayatının hiçbir döneminde en ufak bir şiddet içerisinde olmamıştır. Hayatı boyunca sadece ulusal çapta değil bütün insanlık dünyasına kardeşlik, barış, uzlaşma ve hoşgörü gibi olumlu temalar etrafında bir araya gelme hususunda dini ve ahlaki görüşler ve öğütler sunmaya çalışmıştır.
Şunu açık olarak ifade edelim ki, faili meçhul cinayetler kim ya da kimler tarafından işlenmişse tespit edilmeli ve yargı önünde hesapları sorulmalıdır.
'DEVLETİ SEN YÖNET SUÇU BAŞKALARINA YÜKLE'
Toplumsal adaleti ve kamu düzenini sağlama sorumluluğunda olan yetkililer, mesnetsiz iddialarla Hakkari’de yol kenarına bomba bıraktığı iddia edilen polislerle müvekkilimi irtibatlandıracak şekilde yalanlar uydurabilmektedir.
Bu iddialar insafsızca ve hukuksuzca atılan iftiradan başka bir şey değildir. Bu açıklamalardan anlaşılmaktadır ki, amaç faili meçhul cinayetlerin engellenmesi ya da faillerinin bulunması değil faili meçhul cinayetlerin ve kamu düzeninin bozulmasına neden olan olayların Camia mensuplarına yıkılmak istenmesidir.
'ÖRGÜT İDDİASI SUÇ UYDURMA GİRİŞİMİNDEN İBARETTİR'
Bazı gazetelerde ‘Paralel Yapı’ olarak tanımlanan bir örgüt olduğu ve müvekkilim tarafından bizzat yönetildiği, her kademesine hakim olmaya özen gösterdiği, katı bir hiyerarşik yapı içerisinde olunduğu’ şeklinde iddialar yer almaktadır.
Bu iddialar açıkça suç uydurma amacına matuf değerlendirmelerden ibarettir. Müvekkilim hiç kimseye emir ve talimat vermemiştir. Katı bir hiyerarşik yapı mahiyetinde bir oluşum kurmamış ve böyle bir oluşum içerisinde yer almamıştır.
'TÜRK ÖĞRETMENLERİ GERÇEK VATANSEVERDİR'
Yurt dışına Türkiye aleyhine bilgi aktarıldığı yalanı hiçbir mesnedi olmayan ve sürekli tekrarlanarak gerçekleri gizlemekten başka bir anlamı olmayan söylemden ibarettir.
Jurnallemekten kastedilen hükümetin antidemokratik uygulamaları ise, bu durum zaten bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleşmekte olup, bunun için herhangi bir kişi tarafından bir şey söylenmesine ihtiyaç yoktur.
Tereddütsüz olarak bilinmelidir ki, müvekkilim ya da Camia’yı sevenlerden hiçbiri Türkiye aleyhine en ufak bir faaliyette bulunmamıştır ve bulunması da söz konusu değildir. Tam aksine Türkiye’nin yıllardır gönüllü tanıtım elçiliği görevini yerine getirmiştir. Bunun aksini iddia etmek açık bir haksızlıktır.
‘İN’ SÖYLEMİ HUKUKSUZLUĞUN ÖTESİNDEDİR'
Müvekkilim ve onu sevenler medeni insanlardır ve ortalama dünya vatandaşları nerede ve nasıl yaşıyorlarsa onlarda benzer yerlerde ikamet etmektedirler.
Camia’yı sevenlerin hiçbirinde değil ‘in’lerde yaşamak ‘in’ merakı dahi olmamıştır.
Kamuoyu tarafından bilinmelidir ki, en temel hukuk kuralları hiçe sayılarak yapılan yayınlar, açıklamalar ve suçlamalar adil bir suç soruşturması yapılması için değil ne yazık ki siyasi beklentilerin karşılanması için yapılmaktadır.
Bugüne kadar olduğu gibi hukuk, vicdan ve ahlak ilkeleri hiçe sayılarak dile getirilen bu tür iftiraların failleri hakkında yasal başvurular yapılacak ve sonuna kadar takipçisi olunacaktır."