Örgütün,
emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün görev yaptığı dönemde
Şırnak'ı 'saadet
bölgesi' ilan ettiği anlaşıldı. Ele geçirilen
arşiv bilgilerine göre,
Hizbullah o bölgede özgürce faaliyet göstermiş. Hizbullah'ın
fişleme tekniği de
Ergenekon terör örgütüyle örtüşüyor.
Domuzbağıyla işlenen
cinayetler, işkenceli sorgulamalar ve
mezar evlerle gündeme gelen Hizbullah'a yönelik son
operasyonlarda ele geçirilen belgeler örgütün Ergenekon bağlantısını güçlendirdi. Militanların Ergenekon
davası firari sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün görev yaptığı dönemde Şırnak ilini özgürce faaliyet gösterebildikleri için 'saadet bölgesi' ilan ettikleri ortaya çıktı. Ele geçirilen arşiv bilgilerinde örgütün fişleme tekniklerinin Ergenekon'la örtüştüğü tespit edildi. Geçtiğimiz hafta 5 ilde eşzamanlı düzenlenen operasyonda gözaltına alınan Hizbullah
militanlarının ev aramalarında 'gizli' ibareli askerî yazışmalar, örgütsel dokümanlar, çeşitli çap ve markalarda
silahlar ele geçirildi. Dokümanlar arasında yer alan
Jandarma Genel Komutanlığı ve
Genelkurmay Başkanlığı'na ait olduğu öne sürülen 'gizli' ibareli belgeler ile arşiv bilgileri dikkat
çekici. Arşivlerde militanların fişlemeleri ve kendileriyle ilgili özel bilgiler de yer alıyor. Hizbullah'ın, emekli Tuğgeneral Ersöz döneminde Şırnak'ta örgütsel faaliyetleri kolaylıkla gerçekleştirdiği ileri sürülüyor.
Firari
sanık Levent Ersöz'ün Şırnak'ta görev yaptığı 2001 yılında
İdil ilçesinde Hizbullahçılara yönelik büyük bir operasyon düzenlenmiş ve 13 örgüt militan yakalanmıştı. Şahısların evinden 4 adet Biksi, 43 adet
Kalaşnikof, 13 adet RPG-7
roketatar, 16 adet RPG-7 roketatar mermisi, 4 adet
lav silahı, 3 adet tabanca, 1 adet G3 otomatik
tüfek, 16 uzun namlulu mavzer silah ele geçirilmişti. Aynı yıl,
Diyarbakır 3 No'lu Devlet
Güvenlik Mahkemesi'nde devam eden davada, Şırnak
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın
Alay Komutanlığı'ndan silahlarla ilgili bilgi istemesiyle Hizbullah operasyonunda ele geçen silahların Şırnak Jandarma Alay Komutanlığı envanterine kayıtlı olduğu anlaşıldı. Üstelik Şırnak İl Jandarma Alay Komutanlığı
mahkemeye yazı göndererek Silahlı Kuvvetler envanterine kayıtlı olan silahların kendilerine iade edilmesini talep etti. Mahkeme, Levent Ersöz başta olmak üzere hiçbir askerî sorumlu hakkında yasal işlem gereği duymadan silahları teslim etmişti.
Mardin'de 14
Mart 1999 tarihinde ele geçirilen örgütsel dokümanlarda ise bir başka çarpıcı bilgi yer aldı. Ordudan atılan bir albayın,
İstanbul Beykoz'daki operasyonda ölü ele geçirilen örgütün lideri Hüseyin
Velioğlu tarafından üst düzey
yönetici olarak örgüte dahil edildiği öğrenilmişti.
Albay ve
Hüseyin Velioğlu'nun Özel
Harp Dairesi ile ilişkileri olduğunu vurgulayan belgeye göre, albay, örgütün şiddet eylemlerine yönlendirilmesi noktasında aktif görev yapıyordu. Uzun süredir şiddet eylemlerinden uzak durarak kamufle olmaya çalışan Hizbullah ile ilgili Ergenekon iddianamesinde de çarpıcı bilgiler yer aldı. Dava kapsamında ifade veren Emniyet
İstihbarat Daire Başkanlığı'ndan emekli bir gizli tanığın ifadesi iki örgüt arasındaki irtibata ilişkin önemli ipucu verdi. Terör örgütü Hizbullah'ı örgütleyen ve denetimini sağlayan kişilerin emekli
generaller Teoman Koman ve
Veli Küçük olduğu iddia ediliyor. İstihbaratçı, Hatay'da görev yaparken dönemin
Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral
Temel Cingöz ile İl Jandarma Alay Komutanı Vicdan Başaran ile birlikte şehir kulübünde yemek yediklerini, bu yemekte bölge komutanının yanında bulunan ve önceleri emir eri olduğunu zannettiği kişinin de Hüseyin Velioğlu olduğunu anlattı.