Zihni Çakır’ın “
Ergenekon’un Çöküşü” adlı kitabı nedeniyle yargılanıp 1.5 yıl
hapis cezası aldığı Şişli 2. Asliye
Ceza Mahkemesi’nin
gerekçeli kararı, ırkçı tarih tezlerini bile gölgede bıraktı. Kararda aralarında
Hindistan ve
Pakistan’ın da yer aldığı Türk dünyasını birleştiren Ergenekon kelimesinin kirletildiği,
terörle mücadele edenlerin kitapta suçlu gösterildiği belirtiliyor. Kazım
Karabekir’in sahipsiz
Ermeni çocuklarını askerî okullara gönderdiği, bunların 60
darbesini yaptığı iddiasına
cevap şöyle: “Bu
iftira; onlar Ermeni değil şehit çocuklarıydı.” Çakır’ın TSK ile problemi olduğunun vurgulandığı gerekçede, Ergenekon’un Asala’ya karşı kullanıldığı iddiasına da “Katiller
e devlet tebligat mı çıkarsın” diye tepki gösteriliyor
gizlilik kararını ihlal eden yazar Zihni Çakır’ı 12
Eylül 2008’de 18 ay
hapis cezasına çarptırdı. Mahkemenin hazırladığı gerekçeli karar ise
Türkiye’deki yargı zihniyetini yeniden
tartışma gündemine taşıyacak tespitler içeriyor. 1930’lı yıllardaki resmi tarih tezlerini anımsatan gerekçeli kararın en dikkat çeken yanı
Türkçe imla hatalarıyla dolu olması. Mahkemenin gerekçeli kararını olduğu gibi yayımlıyoruz:
KARABEKİR’E İFTİRA ATILMIŞ • “İstanbulun düşman işgalinden kurtulmasıyla
Kazım Karabekir Şarkta kazandığı büyük zaferlerden sonra elinde kalan ermeni çocuklarını, askere mekteplere girmeleri için İstanbula kuleli askeri mektebine gönderir. Birde bakarlar ki mektep Ermeni çocuğu dolu, hepsine Türk ismi takarlar,
sünnet ettirirler, gel zaman git zaman 27 mayıs ihtilali olunca ellerinde kağıt
kalem hesap kitap bu ihtilali yapan subayların aynı döneme denk düşenlerin olduğu yazılıdır. (Sayfa 20-21) Bu metinle hayatının büyük bölümü Türk Milletini cephelerde
komutan olarak savunmaya geçmiş,
İstiklal Harbinin öndelerinden Kazım Karabekir Paşaya iftira atılmıştır. (1930 yılı harp okulu mezunlarının çoğunluğu Kazım Karabekir Paşanın Doğu Anadoludan gönderdiği öğrencilerin aileleri belli olup tamamıda şehit çocuğudurlar. On dört Erzurumlu, on beş erzincanlı, on altısı Edirneli, on altısı Selaniklidir. Kazım Karabekir Paşanın böylesi bir ihanete düşmesinin düşünmek dahi mümkün değildir. Bu iddianın Türk ordusuyla sorunlu olanların ürettiği maksatlı yalan olduğu açıkça ortadadır.
Harp okulu yılıklarında bu konuda net bilgiler mevcuttur.)
KATİLLERE TEBLİGAT ÇIKARIYORLAR • “Daha sonra şimdik adı
Özel Kuvvetler olan 1980 önceside
Özel Harp Dairesi olarak adlandırılan en çok Ergenekon isminin geçtiği bu yapılar (Sayfa 162) bu yapının Asala Ermeni örgütüne karşı
operasyon yaptığı belirtilmiştir.
sanık yazar bu metinde dışarda Türk Diplomatlarını vuran çeşitli çevrelenden himaye gören katillere sanki Devletimiz
posta memuru ile tebligat çıkartarak bu faaliyetleri önleme yoluna gitmesi gerektiği gibi bir düşünce ortaya koymaktadır.Her olayda Devleti sanık sandalyesine oturtma mantığı sergilemiştir.”
TSK’YLA PROBLEMLİ • “ 27
Mayıs 1960 darbesi Cemal Gürsel, Cemal Turai, Alpaslan Türkeş,
27 Mayıs dava sürecinde Türk istihbarat ve Emniyetine
yabancı güçlerin sızdığı şeklinde dayanaksız beyanların olduğu, 28
Şubat Post Moderin Darbe 28 Şubat olayları (Sayfa 75), Sayfa 109’da Türkiye Özel Kuvvetler Komutanlığının
derin devlet oluşumlarının
legal ve görünen kısmı olduğu (Sayfa 109),
Yazarın Türk Silahlı Kuvvetleriyle düşünce planında problemli olduğu görülmüştür.”
PAKİSTAN ASLEN TÜRK • “
Kitap içerisinde sık sık Ergenekon kelimesi kavramı geçmektedir. Nihat Sami Banarlı’nın Türk Edebiyatı tarihi kitabında Ergenekon’un milli bir Türk destanı olduğu Türk milletinin zorlukları yenmesini aynı kökten geldiğini gösteren birleştirici özelliği olduğu Türk milletinin zorlukları yenmesini aynı kökten geldiğini gösteren birleştirici özelliği olduğu, pek çok Türk ülkesinde bir bayram olarak kutlandığı, nice Türk milletinin direniş ve ruh yapısını simgeleyen bir destan olduğu, bu destanın dünyada Türk devletlerinin kurulduğu, Hindistan Pakistan gibi ülkelerde aslen Türk olduğunu fakat Türkçe konuşmamakla beraber kendisini Türk hisseden insan toplulukları dışında 260 Milyon Türkçe konuşan Büyük Türk Milletinin bilincinde yer alan bir destandır
Mustafa Kemal Atatürk gibi birleştirici bir lideri ve Ergenekon gibi Eski bir destanı olmayan Arap yarımadasında pekçok ufak devletçiğin yer alması milli destanların var olan potansiyeli milli bir güce ulaştırdığının açık kanıtıdır. Milli destanların milletin ruh yapısını güçlendiren özellikleri için olduğu bir korunması gereken önemli kültür değeri olduğu, bu değerin kimi suç sanıklarınca suça
siper malzemesi yapılarak bu kavram üzerinden tarihsel
kirlilik oluşturulması yerinde değildir. sanık her iki kitabında zaman mekan belirtmeksizin sadece
gazete haberlerine istinaden
terörle mücadele edip terör saldırısıyla şehit edilen kişilere örgütsel konumlar içerisine çekme çabasına girmiştir.”
SUÇU TEKRAR İŞLER • “TC Devletinin kuruluşundan bugüne kadar hukuki ve fiziki alt yapısına yönelik içerde ve dışarda terör yöntemleri ile yıpratma hareketlerinin bulunduğu terörle mücadele eden üst düzey görevlilerinin benzer ithamlarla pek çok kez pasifize edilmeye çalışıldığı tarihsel bir gerçeği karşısında sanığın yargıya intikal etmiş bir konu hakkında yurttaşlarımızın Türk Silahlı Kuvvetlerine olan güven ve inancını zaafa uğratmaya yönelik olarak değerlendirilen iddiaları tekrarlamayacağı yönünde
mahkememizde vicdani kanaat oluşmadığından hakkında
erteleme hükümlerinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına karar verilmiştir.”
AYNI MAHKEME HRANT’A CEZA VERMİŞ • Şişli 2. Asliye Ceza,
Orhan Pamuk ve
Hrant Dink gibi kamuoyuna sıkça yansıyan davaların da görüldüğü bir mahkeme. Hrant Dink, “Niçin
hedef seçildim” adını taşıyan son yazısında belirttiği “Hiç işlemediği Türklüğü aşağılamak suçundan” aynı mahkemede mahkûm olmuştu. Davaya konu olan yazısına bilirkişi heyetinin “yazı suç unsuru taşımıyor” raporu vermesine rağmen Dink bu suçtan altı ay hüküm giymiş ve cezası ertelenmişti. Hrant Dink dava sürecinde sıkça tehditler almıştı. Dink’i kamuoyunda Türk düşmanı olarak yansıtanlar arasında, Çakır’ın kitabına göre Ergenekon tutukluları
Veli Küçük ve Kemal Kerinçsiz gibi isimler de yer alıyordu.
TARAF