İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ifadesi alınan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın avukatı Fikret Duran, “Burada verilen ifadenin, tutuklanma ya da serbest kalmada hiçbir önemi yoktur. Bu soruşturmaya karar verenler, meydanlarda konuşanlar kimlerin tutuklanacağına karar vermiş.” dedi.

Hidayet Karaca’nın avukatı Fikret Duran ve .. İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Fikret Duran, 14 Aralık’ın hukuk ve basın için kara bir leke olarak tarihe geçtiğini söyledi. Bazı gazetelerin attığı manşetleri ve haber içeriklerini eleştiren Duran, “Bugünkü havuz medyasının manşetleri de bazı gazetecilerin özgürlüklerini rehin alan zihniyete bağlandıklarını, yani Stockholm sendromuna maruz kaldıklarını göstermektedir. AB yetkililerinin ifadesiyle, Türkiye hak ve özgürlükleri değil, zulmü seçmiştir. Ve ne yazık ki bazı yayın organları da bu zulme ortak olmuşlardır. 14 Aralık operasyonu ile Hidayet Karaca, Tek Türkiye ve Sungurlar dizisinin yapımcı, senarist ve grafikerlerinin de bulunduğu sanatçı ve gazeteciler gözaltına alınmıştır.” ifadelerini kullanıldı.

“Bu operasyonun amacı, özgür düşünce ve ifade hürriyetini yok etmektir.” diyen Duran, “Gerçek bu kadar açık olmasına rağmen, gerçek dışı iddialarla müvekkilimizin masumiyetine saldırı mahiyetli haberler doğru olmadığı gibi ahlaki de değildir. Senaryo yazmak, dizi çekmek ne zamandan beri suç olarak kabul edildi ki masumiyet karinesi hiçe sayılarak müvekkilim hakkında insafsızca yayın yapılmaktadır. Dizi filminden örgüt çıkaran ve film senaryosundan suç üreten bir anlayış herkesi şüpheli herkesi düşman olarak görür. Bugün müvekkilime yapılanlar, yarın fark gözetmeksizin herkesi hedef alabilir. Getirilen makul şüphe düzenlemesi ile bütün dizi, film ve belgesel yapımcıları, yönetmenleri, senaristleri ve hatta grafikerleri tehdit edilir hale gelmiştir. Yaşananlar göstermiştir ki iktidar aynı olmasına rağmen mağdurlar sürekli değişmektedir. ” şeklinde konuştu.

Yeni Türkiye olgusundan ve özgürlük anlayışından bahseden Duran, şöyle devam etti: “14 Aralık tarihinde net olarak öğrenilmiştir ki, basın özgürlüğü, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi yasalarda tanımı yapılan ve güvence altına alınan değil, George Orwell’in tanımı ile kimin, neyi, ne kadar, ne şekilde ve ne zaman söyleyeceklerinin belirlendiği bir özgürlüktür bu. Yeni Türkiye’de özgürlük evrensel ölçülerde değil, iktidar sahiplerine bağlanıp, hiçbir kural ve kutsal tanımaksızın dilediğini yapabilmektir. Yani özgürlük muktedirlere köleliktir. Ya iktidar mensuplarının istediği tercih edilecek kölelik kabul edilecek ya da buna hayır denilecek Türkiye özgürlüğüne sahip çıkacaktır. Umuyoruz ve inanıyoruz ki halkımız gerçek özgürlüğü tercih edecek ve bunun için mücadele edecektir. Müvekkilim, gerekirse demokrasi ve özgür basın mücadelesinde kurban olmaya hazır olduğunu ifade etmiştir. Haksız ve mesnetsiz iddia ve iftira atarak zulme ortak olanlara karşı yasal haklarımız da kullanılacaktır.”

Basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Duran, gözaltı süresinin sonuna kadar kullanılacağını düşündüğünü söyledi. Duran, “Şu anki görüntü tüm isimlerin ifadesinin emniyette alınacağı yönünde. Mevzuata göre hukuka aykırı bir uygulama değil. Bu, şu ana kadar örneği hiç görülmemiş bir uygulama. Şimdi emniyet ve savcılık ifadesi birleştirilmiş oluyor. İfadesi alınanlara Samanyolu’nda yayınlanan dizinin bazı bölümleri seyrettiriliyor ve oradan soru soruluyor. Buraya çağırılan isimler jenerikte geçen isimler. Oradan bakmışlar not almışlar ismi geçen kişileri buraya davet etmişler.” dedi.

Hüseyin Gülerce için gözaltı uygulaması yapılmadığını anlatan Duran, şunları söyledi: “Hüseyin Gülerce ile ilgili de yakalama ve gözaltı kararı var fakat attığı bir tweetten kendisinin Çağlayan Adliyesi’ne gideceğini öğrendik. Savcı Beyler herhangi bir gözaltı uygulamadılar. Biraz özel muameleye tabi olduğunu düşünüyorum çünkü diğer şüphelilerle ilgili gözaltı oldu. Tutuklanma olur mu? Dosyanın içinde hiçbir şey yok. Jenerikten isim seçenler kimin tutuklanacağına da karar vermişlerdir. Burada verilen ifadenin tutuklanma ya da serbest kalmada hiçbir önemi yoktur. Bu soruşturmaya karar verenler, meydanlarda konuşanlar kimlerin tutuklanacağına karar vermiş.”

(CİHAN)