Rakiplerini birkaç saniye içinde tuş eden
Koca Yusuf, vatan hasretine dayanamayarak
New York'ta bindiği geminin tam 111 yıl önce bugün batmasıyla arkasında adı gibi koca bir dram bırakarak okyanusta boğuldu.
ABD'de hiçbir Türk onun kadar saygı görmedi; onun kadar nam salmadı ve hiçbir Türk onun kadar arkasında koca bir
efsane bırakamadı. Bugünlerde Mehmet
Okur ve Hiyadet Türkoğlu'nun basket oynadığı
spor ve gösteri merkezi Madison Square Garden'da 111 sene önce Koca Yusuf fırtınası esti. O dönem yayınlanan
Amerikan
gazetelerinde adı Terrible Turk (Yaman Türk) olarak geçen Koca Yusuf,
rakiplerini aman vermemesiyle biliniyordu.
GELMEDEN MANŞET
Osmanlı'nın son dönemlerinde Türk'ün gücünü dünyaya göstermek için önce Fransa'da ardından da Amerika'da güreşen Koca Yusuf, New York'a gelmeye razı olunca daha yeni dünyaya ayak basmadan
manşetlere çıkar.
Güreş dünyasının İskender'i olarak gösterilen Koca Yusuf'tan şöyle bahsedilir: "Tırnağının ucuna kadar namuslu bir adam ve ne miktar olursa olsun para onu satın alıp cambazlık yaptıramaz", "Yusuf geldi. Güreş etmek istiyor ve isteğinde gayet samimi. Ancak Amerikalı rakip bulunmuyor. Anlaşılan bizimkiler müthiş ziyaretçinin kuvvetinden koktular", "Şimdiye kadar şampiyonuz diye poz veren adamlar, Türk bu memlekette kaldıkça meydana çıkmayacaklar."
25
Mart 1898 yılında ilk maçına çıkan Koca Yusuf, rakibi Ernest Roeber'i platformdan attığı için faul alarak yenik sayılsa da sonrasında yaptığı 33 karşılaşmada rakipleri George Bothner, Ewan Lewis, Dan McLeod, Tom Jenkins gibi isimleri saniyeler içinde mağlup eder. Ancak zaman geçtikçe vatan hasteri artık dayanılmaz olur.
Chicago'da yapılan güreşte dünya şampiyonu Lewis'i üst üste iki defa yener ve Amerika macerasına son noktayı koyar.
OKYANUSTA BİR DRAM
Bu maçlarda
kazandığı 800
altını kemerine koyup 21
Mayıs 1898'te
Fransız gemisi La Bourgogne'a biner. Ancak sis yüzünden gemi Temmuz ayının başlarında
İrlanda Bandıralı Cromartyshre çarpışıp ve batar. 800'den fazla yolcu can havliyle bulabildikleri filikalara atlamaya çalışır. Koca Yusuf da bu filikalardan birine yapışır. Ancak filikada bulunanlar onun sandalı devirmesinden korkarlar ve kafasına kürekle vurarak ondan kurtulmak isterler. Ancak Koca Yusuf bir türlü filikayı bırakmaz. Bunun üzerine filikaya bulunanlardan biri ipler kesmek için kullanılan baltayı alarak Koca Yusuf'un bileklerine ardarda vurur. Sonunda bileklerinden kopan çelik pençesi filikayı bırakırken Yusuf da okyanusa gömülür. O dönemde çıkan gazetelerde ve New York Kütüphanesi'nde bulunan fotoğrafının altında ise Koca Yusuf'un beline bağladığı altınlardan dolayı yüzemediği ve öldüğü yazılıyor.
New York
Times gazetesi 7 Temmuz tarihli gemi kazası ile ilgili haberinde "The Terrible Turk Lost" başlığı ile okuyucularına Koca Yusuf'un kayıp olduğu duyurur.
MEZARI SABLE ADASI'NDA
Vatanına varamadan ölen Koca Yusuf'un cesedinin ise kazanın meydana geldiği yere yakın adalardan Sable Adası'nda olduğu sanılıyor. 9
Ekim 1898 tarihli Chicago Tribune gazetesinin haberine göre, kaza sonrası sahile vuran cesetlerden birinin belindeki kuşakta çok sayıda altın bulunduğu ve
giyim tarzıyla diğerlerinden ayrı olduğu yazıyor. Gazete "Yaman Türk, Yusuf'un cesedi Sable Adası'nda" başlığıyla durumu okuyucularına duyuruyor.
(CİHAN)