'Hiç kimse sabrımızı denememeli'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugünün dünyasında herkes güvende değilse kimsenin güvende olmadığını belirterek, "Evlatlarımızın kanı dökülürken hiç kimse bizim sabrımızı denememelidir" dedi.

'Hiç kimse sabrımızı denememeli'

AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen 5. kuruluş yıl dönümü etkinliklerine Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra bakanlar, milletvekilleri ve AK Partili yöneticiler katıldı. Basın toplantısına girişte dakikalarca ayakta alkışlanan Başbakan Erdoğan, "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganlarıyla karşılandı. Bugüne kadar devam edilen terörle mücadeleye samimi olarak dürüst davranarak devam edileceğini belirten Erdoğan, 'terörün kökü kazındı, kazırız' ifadelerini değerlendirerek, "Kuru sıkı atmakla olmuyor" dedi. Türkiye'nin komşularının teröre 'güvenli sığınak imkanı' sağlamaması gerektiğini ifade eden Erdoğan, "Bugünün dünyasında herkes güvenli değilse hiç kimse güvende değildir. Evlatlarımızın kanı dökülürken hiç kimse bizim sabrımızı denememelidir" diye konuştu. Ak Parti 5. yaşını kutluyor Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bu ülkenin, bu milletin potansiyelini heba eden, insanımızın güvenini zedeleyen, siyaseti çıkar odaklı bir meslek haline getiren yamalı parçalı siyaset anlayışı, aynen o bol sıfırlı paralar gibi tedavülden kalkmıştır'' dedi. Erdoğan, Ak Parti Genel Merkezinde AK Parti'nin 5. kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlediği basın toplantısında, AK Parti ile birlikte Türk siyasetinin farklı bir anlayışla tanıştığını, özgüvene yeniden kavuştuğunu belirtti. Kuruluşunun 15. ayında tek başına iktidar olan AK Parti'nin, milletle el ele, omuz omuza vererek, çok kısa bir zamanda Türkiye'de güven ve istikrarı tesis ettiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin birikimini, ortak aklını, vicdanını harekete geçiren AK Parti siyasetinin çıkış noktasının doğrudan doğruya milletin ta kendisi olduğunu söyledi. Görevlerinin, milletin taleplerini siyasette hakkıyla temsil etmek olduğunu belirten Erdoğan, ''Milletimizin iradesini ülke yönetiminde hakkıyla temsil etmek, bize ilk günkü heyecanımızdan hiçbir şey kaybettirmedi. Şuna inanıyorum ki, kaybetmeyeceğiz'' diye konuştu. Konuşması, zaman zaman ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' ve alkışlarla kesilen Başbakan Erdoğan, kısa sürede kat ettikleri büyük mesafelerin heyecanlarını daha da artırdığını, hizmet aşklarını taze tuttuğunu söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu: ''Cumhuriyetimizin mayasında olan 'az zamanda çok ve büyük işler başarma' iradesi, bugün tam anlamıyla yeniden ülke yönetimine hakim olmuştur. Çok şükür, kuruluşumuzdan bu yana sürdürdüğümüz kararlı yürüyüşle ülkemiz her alanda büyük kazanımlar elde etti. Ekonomi yönetiminde, sosyal politikalarda, uluslararası ilişkilerde somut ilerlemeler yaşandı. AK Parti, Türkiye'nin çehresini değiştirdi. Gücüne güç kattı. Gelecek için hedefimiz ise değişimi, dönüşümü hızlandıran insanımızın refah seviyesini daha da artırmaktır. Bu yolda izleyeceğimiz siyasetin pusulası Türkiye'nin yüksek menfaatleri, rehberimiz ise yine aziz milletimiz olmaya devam edecektir.'' ''BOL SIFIRLI PARALAR GİBİ'' Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin kesinlikle şu anda yakalamış olduğu sinerji ile birlikte Türkiye'yi o eski alışkanlıklara döndürmeyeceğini ifade ederek, ''Türkiye eski siyasetin yüklerinden, bagajlarından, angajmanlarından kurtulmuştur. Bu ülkenin, bu milletin potansiyelini heba eden, insanımızın güvenini zedeleyen, siyaseti çıkar odaklı bir meslek haline getiren yamalı parçalı siyaset anlayışı, aynen o bol sıfırlı paralar gibi tedavülden kalkmıştır'' diye konuştu. AK Parti'nin siyaset sahnesine getirdiği dinamizm ve 4 yıla yaklaşan iktidarıyla Türkiye'nin öncelikli meselelerine, temel sorunlarına odaklandığını belirten Erdoğan, Türkiye'nin birikmiş sorunlarını çözmek için samimiyetle çalıştıklarını, çalışacaklarını, ciddi başarılar elde ettiklerini, elde etmeye devam ettiklerini söyledi. Bu gayret ve kararlılığın, aranan irade bulunduğunda çözümü imkansız görünen sorunlara kolayca çare bulunabileceğini herkese gösterdiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: ''AK Parti, Türkiye'nin temel ve acil sorunlarını tespit ederek yola çıkmıştır. Dersini iyi çalışarak çözüm projelerini hazırlamıştır. Daha yola çıkmadan bunlar bitirilmiştir. Dersini bilen, programını buna göre yapmış bir parti olarak yola çıktık. Parti programında ve daha sonra hükümeti kurarak acil eylem planında bunları ortaya koymuştur. AK Parti esasen milletimizin değişim taleplerini icraata geçirmiştir. Siyasetimizin ana dinamiği, toplumsal merkeze yaslanarak Türkiye'nin değerlerine yeni zenginlikler katmaktır. Bunun için sivil toplumun güçlenmesini her şeyden çok önemsiyoruz. Sivil toplumun güçlenmesine, hayatı kavrayışı yüksek, dünyayı da nasıl bir Türkiye istediğini bilen güçlü bireylerin yetişmesi için ekonomik uygulamalarla sosyal politikaların birbirini tamamlayıcı olmasına azami hassasiyet gösteriyoruz.'' ''FİLDİŞİ KULELERDEN BAKMIYORUZ'' Başbakan Erdoğan, toplumu zayıf bırakan, bölgesel adaletsizlikleri derinleştiren, insanların güven duygusunu zedeleyen en önemli unsurun yönetimle halk arasında meydana gelen kopukluk olduğunu belirterek, şöyle konuştu: ''Daha önceki iktidarların halkla yönetim arasında açtığı mesafeyi kapatmak, elbette kolay bir iş değildir. İşte biz bunu başardık, biz o mesafeyi kapattık. Biz halka fildişi kulelerden bakmıyoruz, biz halkın içinde yaşıyoruz. Halkın gücüyle devletin gücünü bütünleştirmek için öncelikle yolsuzluk ve yoksullukla tarifsiz bir mücadele gerekiyordu. İşte biz bunu gerçekleştirdik ve Türkiye kısa zamanda bunun sonuçlarını hissetmeye başladı. Güçlü bir toplum, zayıf bir devletle ayakta duramayacağı gibi güçlü bir devlet de zayıf bir toplumla geleceğe yürüyemez. Bugünün dünyasında devlet, zayıf toplum diye bir şey olamaz. 'Güçlü devlet, zayıf toplum' denklemine yaslanan otoriter rejimlerin günümüzün tarihsel dinamiklerini yönetmekte ne kadar aciz kaldığını hep beraber seyrediyoruz, izliyoruz, görüyoruz. Bugün gerçek güç sahibi olmak aynı zamanda güçlü bir demokrasiye sahip olmayı gerektirmektedir. Güçlü bir devlet de ancak güçlü bir topluma dayandığı zaman var olabilmektedir. Bizim siyaset felsefemize göre güçlü bir toplum, güçlü bir demokrasi, güçlü bir devlet birbirinin alternatifi değildir, tamamlayıcısıdır. Biz bunun altyapısını hazırlamanın gayreti içindeyiz. Siyasi, sosyal, ekonomik kazanımlarımızı kalıcı hale getirmek, kazanımlara yenilerini ekleyebilmek için güven ve istikrarın kıymetini çok iyi bilmeli, cumhuriyetimize, demokrasimize, birlik ve beraberliğimize sonuna kadar hep birlikte sahip çıkmalıyız. Demokrasiden taviz vererek, hukuktan, adaletten, insan hak ve hürriyetinden taviz vererek Türkiye'nin ayağa kalkması mümkün değildir. Yatırımın, üretimin, kalitenin, rekabetin önündeki engelleri kaldırmadan, Türkiye'nin kalkınması, insanımızın arzuladığı refah seviyesini yakalaması da mümkün değildir.''
<< Önceki Haber 'Hiç kimse sabrımızı denememeli' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER