Partisinin
Kayseri İl Teşkilatı tarafından düzenlenen bilgilendirme toplantısında katılan Şevket
Kazan,
Refah Partisi, Fazilet Partisi dönemleri ile partilerinden ayrılmaları değerlendirdi.
Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin
Erbakan'ın,
Doğru Yol Partisi ile yaptığı
koalisyonu anlatan Kazan, "O dönemde yapılan çalışmalar ve ülkede sağlanan
ekonomik anlamdaki
refahı herkes biliyor. Bu süreçte devam etseydi
Türkiye şu an ekonomik sorunlarını çözmüş durumda olacaktı." dedi.
Kazan, koalisyon sürecinde Erbakan'ın kaçtığı yönündeki ifadelerin doğru olmadığını ifade ederek şöyle konuştu: "REFAHYOL koalisyonu döneminde yapılan ortada. Koalisyon kurulduğunda 155 milletvekili olan Refah Partisi bu sayıyı düşürmemiş ve 158 yapmıştı. Ama koalisyon ortağımız DYP'de 134 olan milletvekili sayısı 110'a düşmüştü. Yani hükümet bir gensoruda yıkılabilirdi. Bunun için düşünülen, Erbakan'ın
istifa etmesi ve hükümeti kurma görevinin
Tansu Çiller'e verilmesi idi. Bu görev verilecekti ve 258 milletvekilinden hükümeti destekleme imzası alınmıştı. Yeniden hükümet kurulacaktı. Hatta bu dönemde Erbakan,
Tansu Çiller'e
Demirel ile görüşüp görüşmediğini ve hükümeti kurma görevini kendisine verip vermeyeceğini sordu. Çiller iki kez görüştüğünü ve görevi kendisine vereceği yönünde beyanı olmuştu. Amaç Tansu Çiller başbakanlığında yeni bir hükümet kurup bir yıl sonra seçime gitmekti. Ama Demirel hükümeti kurma görevini Mesut Yılmaz'a verdi ve sonrasında da çıkanları hepiniz biliyorsunuz. Bu gelişmeleri yaşadık. Yoksa
Ergenekon hesabını o zaman soracaktık."
REFAHYOL
Hükümeti döneminde
Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı
Karadayı ile yaptığı özel bir konuşmayı da aktaran Kazan, Karadayı'nın, bu hükümetten memnun olduğunu çalışana, işçiye, memura ve hatta askeri personelin maaşında hükümetin çok ciddi iyileştirmeler yaptığı yönündeki ifadelerini anlattı.
Kazan, Genelkurmay Başkanlığı'nda oval ofiste Karadayı ile yaptığı konuşmayı şöyle anlattı: "Ofisin bir penceresi meclisin arka kapısına bakıyordu. Karadayı, o kapıyı göstererek, 'Bakın bu kapıdan sarıklı, cübbeli, çarşaflı insanlar girip çıkıyor. Bu rahatsız ediyor.
Devrimi uygulasanız. Bundan dolayı sizden endişe ediyoruz. Her çalışmanız çok iyi. Ama bunların sizin iyi niyetini kullanacaklarını düşünüyoruz' gibi ifadeleri oldu. Ben de ona şunları söyledim.
Ankara Kızılay Meydanı'nda ya da başka bir yerde, İstanbul'da bir yerde bunların durumları size hiç sorun teşkil ediyor mu ya da görünüyor mu? Göremezsiniz bile. Benim babam cübbeli idi. Ölene kadarda cübbesini çıkarmadı. Ben oğluyum ama bakın cübbe giymiyor,
elbise, kravat takıyorum. Devrimler bir dönem içindir. 80 yıl için devrim olmaz. Devrim Urfa'da tarlada çalışan vatandaşın şalvarını çıkartamamış. O zaman bunlardan korkmamak gerekir. Ben Adalet Bakanıyım ve yarın bütün
adliye çalışanının
şapka ile işe geleceğini söylesem kimse şapka takmayacağını anlattım. Dinlenmeyen emri niye vereceğimi söyledim. Bunun üzerine kendisi sustu."
Şevket Kazan, AK Parti'yi kurarak kendilerinden ayrılan
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarını da eleştirerek, bu ayrılmanın, 2005'te yüzde 65 oyla gelecek olan
Saadet Partisi'nin önüne geçtiğini iddia etti.
Gündemde olası bir
erken seçime karşı hazırlıklı olunmasına yönelik teşkilatların bilgilendirilmesi amacıyla düzenlenen toplantının ikinci bölümü ise basına kapalı yapıldı.
(CİHAN)