Yaratılışın, insan olmanın, iç seslerin, nesnelerin özüne daha bir yaklaşıyorsunuz.
Ramazan'a özel âdetleriniz var mı?
Daha içime kapanıyorum. Her gün aynı şeyleri, aynı saatte yapmaya özen gösteriyorum. Keşke bu düzeni yılın diğer dönemlerinde de uygulayabilsem. Çünkü iftardan sahura kurduğunuz yaşantı ile sahurdan iftara dek yaşadıklarınız birbirinin epey zıddı da olsa, bütünlüklü bir var oluş sunuyor size
Ramazan ayı. Vaktin farkına varıyorsunuz. Döngüsel bir zamanın kuşatıcılığını algılıyor, içinden daha derin bir bilişle geçmeye başlıyorsunuz. Sanki zaman içinde bir başka zamana kavuşuyorsunuz. Kurulmuş bir sofrada vaktin girişini hep beraber beklerken, hepimizin nasibinin kendi tabağında olduğunu daha iyi anlıyorum. Bir şey daha var. İnsanlar tokken değil, açken anlar dayanışmanın kıymetini. Bizi bir başkasına götüren yollar, iftarı beklerken daha da kısalıyor, hatta çoğu defa hiç ummadığınız kişilerle bile yolunuz kesişebiliyor. O'nun rahmetinin her şeyi kuşatmasının ne kadar sonsuz bir tasavvur olduğunu hissediyorsunuz.
Oruç ruh dünyanızı nasıl değiştiriyor?
Her türlü nefs ayartıcı, nefs şişiren, kışkırtan, yoldan çıkaran şeyle
arama bir perde iniyor. Daha doğrusu, nefsimin kontrolü hiç olmadığı kadar elimde oluyor sanki. Çok daha berrak bir zihne kavuşuyorum. En yoğun, en yalın ve derinlikli yazılarımı oruç tutarken yazdığımı söyleyebilirim. Dünyanın ve kâinatın görünmez bağlantılarına yaklaştığımı hissediyorum. Yaşamın kenarda köşede kalmış ne kadar detayı varsa, görebiliyorum, duyumsayabiliyorum. Sanki canıma can katılmış gibi. Aldığım her nefesin hakkını vermeye çalışmak gibi bir şükran duygusuyla kaplanıyor her yanım. Hamd ediyorum.
Ramazan insana bakışınızı etkiliyor mu?
Dualarım daha kesintisiz oluyor. Dua ettikçe yakınlaşıyorum, yakınlaştıkça kırgınlıklar azalıyor, affedici oluyorum. Kendimiz için istediklerimizi başkaları için de istemenin doyumuna ulaştıkça, var oluş hakikatimizin idraki biraz daha kolaylaşıyor.
Leyla İpekçi -
Yazar