Bunun en çarpıcı örneği
emekli Orgeneral Şener
Eruygur'da ele geçirilen belgede yer aldı.
Eruygur'un, 22 Temmuz seçimlerinden 3 gün sonra '2007-2008
eylem planı' hazırladığı ortaya çıktı. '
Şener Eruygur' imzalı metinde 3
Mart 2004'te faaliyete geçen
Ulusal Birlik Platformu'nun
Cumhuriyet mitingleri başta olmak üzere rejimin ve devrimin korunması için üzerine düşen görevi başarıyla yaptığı belirtiliyor. Eylem planında yarınki yerel seçimler de bulunuyor. Örgüt, 29 Mart'tan önce 'laik cumhuriyet mitingleri' planlıyormuş. Metinde, '
Strateji ve Uygulama Esasları' başlığı altında özetle şu ifadeler kullanılıyor: "22 Temmuz seçimlerinden çıkarılacak sonuçlar müteakip dönemdeki çalışmalarımıza yansıtılmalıdır. Mart 2009'da yapılacak yerel seçimler, her türlü
hazırlık ve icraatımız için belirleyici faktördür. Merkezî sağda güçlü bir oluşumun sağlanması ve bunu desteklememiz önem arz etmektedir. Yerel seçimde sol ve sağ partiler arasında '
ittifak' halinde seçimlere girilmesi düşünülmesi gereken en önemli konulardan biridir."
'Cumhurbaşkanının
halk tarafından seçilmesi' ile ilgili referandumda '
Hayır' oyu kullanılması için faaliyet icra edilmesi gerektiği belirtiliyor. 29 Mart 2009 yerel seçimleri öncesi yapılacaklarla ilgili en ilginç ayrıntılar ise Şener Eruygur bölümünde yer alıyor. İddianameye göre Şener Eruygur ve Hurşit
Tolon,
Tuncay Özkan'a 'Biz Kaç Kişiyiz' platformunu kurdurdu. Özkan, Eruygur ve Tolon'un talimatıyla bu kez platformla ikinci 'Laik Cumhuriyet' mitingleri başlayacaktı. Özellikle
Şubat 2008'de bu faaliyetlerin yoğunlaştığı
telefon görüşmelerinde ortaya çıktı. Eruygur ve başkanı olduğu ADD'de ele geçirilen belgelerde siyasete müdahale planları geniş yer tuttu. İddianamede, siyasetle ilgili onlarca çalışma yer aldı.
Korkutup yerinde tutalım
Yine
Ergenekon sanığı
Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa
Balbay'a ait günlükler ve belgelere göre, dönemin Kara
Kuvvetleri Komutanı
Aytaç Yalman ve
Genelkurmay Adlı Müşaviri
Erdal Şenel ile 58. Hükümet'in kuruluşu öncesinde bir dizi
psikolojik harekat yürütülmüş. Yalman, 3
Kasım seçimleri için, "Bunu öngörmedik, AKP ile
CHP yer değiştirmeli. Oyum CHP'ye ama AKP'ye bu kadar yaklaşmamalı. Seçimin tek güzel yanı
Mesut Yılmaz ve
Tansu Çiller'in gitmesi." ifadelerini kullanmış. 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra izlenen taktiğin özeti ise Balbay'ın 30 Kasım tarihli notunda yer alıyor. Balbay'ın notlarına göre Eruygur aynen şu cümleleri kullanıyor: "Şimdi
darbe olmaz. 28 Şubat benzeri durum da zor. Artık tecrübe kazandılar. Ama yapılacak şu, korkutup yerlerinde tutmak, kendi hedefleri bakımından bir şey yapamayacakları bir yerde tutmak. Bunu yapmaya çalışacağız."
Ordu göreve ve irtica propagandası
2002 genel seçimlerinden sonra kuvvet komutanlarının hazırladığı
darbe planları Cumhuriyet Çalışma Grubu'nca hayata geçirildi. 2
8 Mart 2004 yerel seçimleri öncesi Cumhuriyet'e Saygı mitingi adı altında yapılan eylemde
rektörler, akademisyenler ve öğrenciler sokağa döküldü. Öğrencilere "Ordu göreve" pankartı açtırıldı. Üniversitelerde paneller yapıldı.
İrtica propagandası yapıldı. 3 Mart 2004'te
Ulusal Birlik Platformu kuruldu. 28 Mart yerel seçimlerinde
AK Parti kazanınca, hemen bir gün sonra "Eldiven" isimli darbe planının çalışmaları başladı. İddianamede, Eldiven isimli darbe planının yazım çalışmalarının 29 Mart 2004'te başlayıp, 25
Nisan 2004't sona erdiği tespiti yer aldı.
ADD'de ele geçirilen "Alan Çalışması Rehberi" başlıklı yazıda ise vatandaşların seçimlerde nasıl yönlendirileceği aktarılıyor. 22 Temmuz 2007 seçiminde kullanıldığı düşünülen rehberde, ADD görevlilerine kahvehaneleri dolaşarak halkı "mutlaka oy kullanılması, bunun tarihi bir görev olduğu, bölücülük, din istismarcılığı yapan hiçbir partiye oy verilmemesi, eğer oy vereceği partinin Meclis'e girme olasılığı zayıf ise bu durumda oyunun boşa gitmemesi için bir değerlendirme yapılması" şeklinde yönlendirme talimatı veriliyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi STK'lar eliyle gerçekleştirilen mitinglerin etkisinin görülmemesi, Ergenekon'da yeni arayışları da gündeme getirmiş. 18
Mayıs 2008 tarihinde
Tuncay Özkan ile
Hurşit Tolon arasında yapılan telefon görüşmeleri ilginç bilgileri ortaya çıkarıyor.
Kanaltürk televizyonunun
satışı nedeniyle
Mustafa Balbay ve
Emin Ç. gibi isimlerden tepki aldığını söyleyen Tuncay Özkan, Tolon'a kanalı satış gerekçesi olarak, "Elimizde
arabamız vardı, benzinimiz bitti. Arabayı sattık şimdi yeni araba (
Mercedes) alacağız." diyor. Tolon ise Özkan ile Balbay'ın arasını bulmaya çalışıyor.
Parti bildirisi hazırlatmış
Şener Eruygur'un bilgisayarında ele geçirilen ''
Vizyon Belgesi.doc' isimli belgede Türkiye'nin gerçek anlamda bir 'karşı-devrim'le yüz yüze olduğu belirtiliyor. 1923 Cumhuriyet'inin temel değerlerinin delik deşik olduğu anlatılan metinde, Türkiye'nin iç ve dış sorunlarından bahsediliyor. Bu noktada STK'lara çok önemli bir görev düştüğü ancak söz konusu
örgütlerin zaaflar taşıdığı anlatılıyor. Metinde, partileşme çalışmasına geçildiği şu sözlerle ifade ediliyor: "Aziz ulusumuz, (...) Partisi olarak bizler, bir toplumdaki siyasal, kültürel,
ekonomik, sosyal ve benzeri kurumları, o toplumun kendine bakışının belirlediğine inanıyoruz."
Cumhurbaşkanlığı
seçiminde milletvekillerine
baskı: Oy kullanmayın
Siyasi partileri bölme ve yönetme amacını güden Ergenekon,
cumhurbaşkanı seçimine de müdahil olmuş. İddianamede yer alan bilgilere göre, genel başkanlığını Ergenekon sanığı emekli Orgeneral Şener Eruygur'un yaptığı
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD),
cumhurbaşkanlığı seçiminde milletvekillerinin oylamaya katılmasını engellemek için çalışma yapmış. ADD Genel Merkezi'nden bağımsız milletvekillerinin yanı sıra
ANAP ve DYP üyesi 27 milletvekiline
mesaj gönderilmiş. 25 Nisan 2007 tarihinde gönderilen mesajda Genel Sekreter
İzzet Polat Ararat imzasıyla şunlar ifade ediliyor: "Sayın milletvekili, ulusun kaderinde çok önemli bir yer işgal edecek cumhurbaşkanlığı seçiminde siz tarihi ve çok önemli bir görev üstlenmiş bulunmaktasınız. Lütfen, cumhurbaşkanlığı seçimine katılmayarak, bu tarihi görevi yerine getirmenizi bekliyor ve saygılar sunuyorum."
Ergenekon'da Erdoğan korkusu
AK Parti'yi kapatmak için
Anayasa Mahkemesi'ni Ferda
Paksüt aracılığıyla
kontrol altına almaya çalışan örgüt üyeleri,
Başbakan Erdoğan'ın yasaklı olması halinde neler olabileceğini de
hesap etmiş. S.A. isimli şahıs telefonda konuştuğu B.Ş.'ye şunları söylüyor: "Yani Tayyip bildiğim gördüğüm, Ankara'da konuştuğum kadarıyla,
mağdurları oynayacak. Dört yıl sonra cumhurbaşkanlığı seçimi var. Bu adam buna hazırlanıyor şimdi. Cumhurbaşkanını halk seçecek ya. Bu dört yıl boyunca gezecek yasaklı. Mağdur, zavallı... Bir de cemaat, tarikat davası... Sonra bunun 110 tane adamı olacak içeride illa ki olur. 110 milletvekili bunu
aday gösterecekler.
Proje bu. "
İDDİANAMEDEN SATIR BAŞLARI
Köşk seçiminde vekillere baskı: Oy kullanmayın
Ergenekon, cumhurbaşkanı seçimlerine müdahale etmiş.
Bağımsız vekillerin yanı sıra ANAP ve DYP'li 27 vekile mesaj gönderilmiş: "Seçime katılmayın."
Darbe sonrası plan:
Alay komutanları vali olacak
Yönetime el konulduktan sonra kabinenin kimlerden oluşacağını belirleyen cunta, ilk iş olarak valilerin yerine alay komutanlarını atamayı planlamış.
Örtülü ödenekle
dinleme cihazı almışlar
Ergenekon,
illegal dinleme yapabilmek için İsrail'den özel cihazlar almış. Ödenen 1,5 milyon dolar jandarmanın örtülü ödeneğinden karşılanmış.
Ergenekon, üniversitelere rektör de seçmiş
ADD'de ele geçirilen belgede YÖK'e iletilen bir yazı dikkat çekiyor: "
Erzincan Üniversitesi Rektörlüğü için, Ş.B. ile M.S. tarafımızdan desteklenmektedir."
Büşra Erdal,Nergihan Çelen- ZAMAN