O yıllar insanların hafızasında
siyah beyaz bir tat bıraktı
ekran. İlk
spor programları, ilk açık oturumlar, ilk eğlence programları... En önemlisi de ajanslar, yani haber bültenleri. Ak sakallı dedeler, dış dünyayla alâkası olmayan nineler bile saatini şaşırmaz ve nerede olurlarsa olsunlar ‘aman yavrum ajans saatini kaçırmayayım’ derlerdi.
Yıllar su gibi akıp geçti. Özel televizyonlar çoğaldı. Ama hiçbir şey habere olan açlığımızın önüne geçemedi. Yine kanalların haber bültenleri, onlarca yapımı geride bırakıp en çok izlenen programlar oldu. Ancak
Türkiye ve dünya gerçeklerini öğrenme imkanı sadece haber saatleriyle sınırlıydı. Oysa insanlar bilgiye anında ve istedikleri zaman ulaşmak istiyordu. Bu arzu, yeni bir başlangıcı da tetikledi.
5 Ocak 1997’de ilk haber kanalı NTV yayın hayatına başladı. 11
Ekim 1999 tarihinde de
CNN Türk çıktı görücüye. Farklı bir tat ve lezzet gelmişti televizyonlara. Saat başı haberler, ekonomi analizleri ve farklı sunum tarzı hoşuna gitmişti izleyicinin. Bu iki televizyon habercisiydi sonradan doğacak kanalların.
Habertürk, TGRT Haber,
Haber 7,
Samanyolu Haber, 24 TV ve TV NET sırasıyla yayın hayatına atıldı. Tabi kanal sayısının artması beraberinde yeni bir de sorunu getirdi:
"Bunca haberin içinde hangisi doğru?."
Kanalların genel yayın müdürleri ise bu konuda hemfikir: “Hızlı ama doğru habercilik.”
Haber atladık diye üzülmez, detay yakalarız
CNN Türk Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav, istikrarsız bir bölgede yaşadığımız için haberin değerli olduğunu söylüyor. Boratav’ın haber atlatma konusundaki tespiti ilginç: “Gazetelerde bir gün öncesi konuşulur; ancak biz bunu anlık yaşıyoruz.”
Habertürk Genel Yayın Yönetmeni
Melih Meriç ise, “Yeni kanalların hangi nedenlerle yola çıktığını bilmiyorum.” diyor. Kanal sayısının artması mutlu etmiş Meriç’i. Bu işten en çok kazançlı çıkacak olanın izleyiciler olduğunu da hatırlatarak,
rekabetin yeteneklerini ortaya çıkaracağını vurguluyor. Haber veren bütün mecraları kendilerine
rakip gören Meriç, atladıkları haberlere üzülse de, “Bazen en ilginç boyut, haberin devamında saklı olabilir.” diyerek ipucu veriyor. Tek amaç izleyicinin haber açlığını gidermek gibi görünse bile farklı nedenler de yok değil. Haber kanalı sahibi olmak güçlü yayın grupları için artık bir prestij haline geldi. Önümüzdeki yıllar Türkiye’nin, dijital/
kablo platformu savaşlarına sahne olacağı düşünülürse bu durum daha iyi anlaşılıyor. Bundandır ki “Gelecekte neden bizim de bir paketimiz olmasın?” diye düşünen yayın gruplarının sayısı artıyor.
‘Türkiye’nin birinci haber kanalı olmaya
adayız.’ diyen 24 TV Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Hoş, muhabir olmadan haber olmaz diyen ilk kanal olduklarını hatırlatıyor. Kurulalı daha birkaç ay olan Samanyolu Haber’in genel yayın yönetmeni
Ahmet Böken ise yalan haberden yaka silkiyor. Habercilikte doğruluk ve hızın önemli olduğuna dikkat çeken bir başka isim TGRT Haber Genel Müdürü Murat Akgiray. Haberin, muhabirin ve kameramanın yanı sıra haberin peşinde koşanların başarısı olduğunu söyleyen Akgiray, doğrulatılmadan verilen habere kesinlikle karşı. Haber 7 Koordinatörü Sami
Bayraktar ile TV NET Genel Yayın Müdürü Haldun Domaç da farklı düşünmüyor. Domaç, “Doğrulatıp dört başı mamur bir haberi yavaş verdiğiniz zaman da haberciliğin temel ilkelerinden uzaklaşmış oluyorsunuz. Bence ikisinin bir arada yürümesi gerekiyor.” diyor.
Türkiye’de doğru haber hıza kurban ediliyor
Ferhat Boratav (CNN Türk Genel Yayın Yönetmeni): Haber kanallarının çoğalmasının karşısında değilim. Ve aramıza hoş geldiniz diyorum. Ancak habercilik
emek isteyen çok zor bir iş. Sağlam bir altyapınız olmadığı zaman bu açığı kapatmanın en kolay yolu
tartışma ve yoruma ağırlık vermektir. Kamuoyu haber kadar yorumu, özellikle de kendi kafasına uygun yorumu arıyor ekranda.
Yorum televizyonlarının artmasından korkuyorum.
‘Çoğalmak değil, kimin ayakta kalacağı önemli’
Melih Meriç (Habertürk Genel Yayın Yönetmeni): Sayının artması izleyicinin olduğu kadar bizim de lehimize. Kendimize güveniyoruz ve yeni kanalların açılmasına sempati ile bakıyoruz. Potansiyellerimizi sonsuza dek potansiyel olarak tutmak niyetinde değiliz. Rakiplerimiz artsın, rekabet şansı ortaya çıksın ki, biz de yeteneklerimizi daha fazla kullanalım. Bu da izleyiciye daha güçlü bir habercilik olarak
döner.
Mevcut kanallar genel kitleye ulaşmayı başaramadı
Ahmet Böken (Samanyolu Haber Genel Yayın Yönetmeni): Yeni haber kanalları açılmaya devam ediyorsa bunun bir mantığı olmalı. Bunların başında da mevcut haber kanallarının henüz genel kitlelere ulaşmayı başaramamış olmasıdır. Ancak yerleşik haber kanallarının AB grubunu hatta A+’yı
hedef almaları ve haberlerini sadece bu gruplara göre biçimlendirmeleri, kitlesel anlamda haber alma ihtiyacının giderilmesini engelliyor.
İzleyici, haberin hızına değil, doğruluğuna bakar
Mustafa Hoş (24 TV Genel Yayın Yönetmeni): Bizim sloganımız ‘doğru habercilik’. Bir de izleyici hıza bakmaz. Bilgiyi ya da haberin doğrusunu nereden aldığıyla ilgilenir. Tabii ki herkesin habere bakışı farklı olacaktır. Aynı kaynaktan aynı torna makinesinden çıkmış haberleri izliyoruz. Bizim farkımız kendi formatımızdan aktarıyoruz. 24 TV, Türkiye’nin birinci haber kanalı olmaya aday. Ayrıca ‘muhabir olmadan haber olmaz’ diyen ilk kanalız.
Her kanalın kendine göre bir alıcısı vardır
Murat Akgiray (TGRT Haber Genel Müdürü): Haber kanallarının çoğalmasının bir
yarışın sonucu olduğunu düşünmüyorum. ‘Bu kadar haber kanalı lazım mı?’ O da başka bir soru. Sonuçta hepsinin bir alıcısı var. Herkesin bir kimliği var. O kimlikte bir haber niye olmasın? Bir haber kanalı çok güçlü izlenen bir haber kanalı sayısı çok olmaz, tabii bu da paylaşım meselesi. Bir yarış yok. Eğlence açlığı daha çok toplumda.
Bilgi hatalıysa hız hiçbir anlam ifade etmez
Sami Bayraktar (Haber 7 Koordinatörü): Türkiye’de
gündem sürekli ve çok hızlı değişiyor. Haber kanalları bir ihtiyacı karşılamak için var. Yayın akışı ve reklam planlaması düşünüldüğünde, tematik olmayan bir kanalda izleyicinin haber ihtiyacını bütünüyle karşılayabilmek çok mümkün değil. Bizde öncelik doğru haber. Hatalı bilgiyi istediğiniz kadar hızlı verin hiçbir anlam ifade etmez. Ama hız da haberin olmazsa olmazı.
Habercilikte doğruluk ve hız ayrılmaz bir parça
Haldun Domaç (TV NET Genel Yayın Müdürü): Türkiye’de halkın bilinçlenmesine paralel olarak, ulusal kanallardan haber kanallarına doğru bir kayma var. Haber kanalları da tematik olmalarının verdiği özellikle diğerlerinden ayrılıp gidiyorlar. İhtiyaç fazlalaştıkça bunlar olur. Doğruluk ve hız ikisi de birbirinden ayrılmaz. Doğrulatıp dört başı mamur bir haberi yavaş verdiğiniz zaman da haberciliğin temel ilkelerinden uzaklaşırsınız.
Yusuf Bülbül - Zaman Pazar