Dinç,
Türkiye'de
helal gıda sertifikası veren kurumların giderek yaygınlaşmaya başladığını belirterek,
dernek ve
vakıf adı altında sertifika veren kurumların çoğunun alt yapısının olmadığını söyledi.
Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde gündeme gelmeye başlayan
helal gıda sertifikasının son bir yıldır Türkiye'de de gündeme gelmeye başladığını ifade eden
Mustafa Dinç, Türkiye ve dünya da helal gıda
pazarının oluştuğunu belirtti.
Dinç, "Avrupa'daki firmalar ürettikleri ürünlere oradaki Müslüman kuruluşlar aracılığıyla helal gıda sertifikaları almaya başladı. Ama ilerleyen süreçte bunun büyük bir pazar olduğu görüldü. Dünya genelinde 2 trilyon dolarlık bir pazardan bahsediliyor. Bu Müslüman olan ülkelerde de yaygınlaşmaya başladı. Halkın yüzde 99'unun müslüman olduğu bir ülkede bile helal gıda sertifikalı ürünler pazarlanmaya başlandı. Türkiye'deki bazı firmaların da helal gıda sertifikası almaya başladığını görüyoruz." dedi.
Sertifikaların bin ile 2 bin TL arasında değişen fiyatlara alındığına dikkat çeken Mustafa Dinç, hiçbir denetimden geçmeden, üreticinin beyanı üzerine
yurt dışından
faks yoluyla sertifika alındığını söyledi. Türkiye'de dernek ve vakıf adı altında sertifika veren kurumların sayısının da bir anda aratarak 30'a yaklaştığını belirten Dinç, bir çok kurumun sertifa vermek için alt yapısının olmadığını vurguladı.
Mustafa Dinç, şunları söyledi: " Bugün bir çok ürüne katkı maddesi katılıyor. Bu katkı maddelerinin kaynakları
şüpheli olduğu için insanlar bu ürünlere ön yargılı yaklaşıyor. Bunu aşmak için de bugün bir çok dernek ve vakıf örgütlenerek bu katkı maddelerinin helal mi, yoksa
haram mı, olduğu noktasında sertifika vermeye başladı.
Problem de burada başlıyor. Bu derneklerin büyük kısmı herhangi bir alt yapısı, laboratuvarı ve yetişmiş kalifiye elemanı olmayan dernekler. 7 kişinin örgütlenerek bir araya geldiği bir ortamda helal gıda sertifkası, pazara dönüştü."
Bir çok üründe jelatin kullanıldığına dikkat çeken Mustafa Dinç, "Örneğin
doğal yoğurt deniliyor. Ama içerisine bir sürü katkı maddesi katılıyor. Bunların bir kısmı da İslami açıdan mahsurlu. Özellikle yoğurdun su tutması için jelatin kullanan firmalar var.
Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı da bunu açıkladı. Jelatin de yüzde 99
domuz kaynaklı bir üründür. Bir çok gıda maddesinde jelatin kullanılıyor. Bu da insanları helal gıda sertifikasına yönlendiriyor. Sertifa verenlerin temelden yoksun olduğunu ve araştırma yapmadan sertifikalar verdiğini biliyoruz. Örneğin sigaranın helal mi, haram mı olduğu
tartışmalı. Yarın sigara fabrikaları
helal sertifikası alabilirler. Kaldı ki bugün bira firmalarının helal sertifikası olduğunu biliyoruz. Bugün Türkiye'de alkolsüz şarap üretimi ve bunun için de sertifa söz konusu."
İnsanların dini duygularının istismar edildiğini kaydeden Mustafa Dinç, " Bunun için tüketicilerin endüstriyel gıdalardan uzak durmalarını, temel gıda maddeleri ile beslenmelerini öneriyoruz. Diğer gıda maddelerini evlerinde yapabilirler. "dedi.