Fikir ve mücahede insanı Hekimoğlu İsmail, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve iktidara yakın bazı isimlerin Hizmet Hareketi ile Fethullah Gülen Hocaefendi hakkındaki ağır ithamlarına büyük şair ve mutasavvıf Niyazi Mısri’nin dizeleriyle cevap verdi: “Bir damlaydık, saldık onu denize, damla bizi nice anlasın umman olan anlar bizi...

” Hizmet Hareketi’ni, İslam’ı yaşamak ve yaşatmak olarak tanımlayan Hekimoğlu İsmail, Hocaefendi’nin bu hususta örnek insan olduğunu belirterek şöyle dedi: “Fethullah Gülen Hocaefendi müfessirdir, muhaddistir, siyer alimidir. İlm-i kelama vakıftır. Ben de O’nun manevi talebesi, kabul buyurursa kardeşiyim.” 

Başta 'Minyeli Abdullah' romanı olmak üzere kitaplarıyla kitleleri etkileyen; İmam Hatip okullarını savunan yazısı sebebiyle hapis yatan ve 8. Türkçe Olimpiyatları’nda İsmail Gaspıralı Türk Dili ödülünü Başbakan Erdoğan’ın elinden alan Hekimoğlu İsmail, “Hizmet, İslamiyet’i yaşamak ve yaşatmaktır. Hocam bu hususta örnektir. Nasıl ki altının bakırdan ayrılması için ateşe atıp eritirler, aynı şekilde Allah Müslümanlara da ateş verir, kimin bakır, kimin altın olduğu böylece anlaşılır. Bir diğer husus ise kaderdir. İnsanları eler. Alta giden gider, samanla buğday ayrılır. İmtihanın sırrı budur.” değerlendirmesinde bulundu.

Hizmet Hareketi ve Hocaefendi hakkındaki hakaret ve ithamlardan rahatsızlık duyan Hekimoğlu İsmail, Cihan Haber Ajansı’na verdiği röportajda Hizmet’e gönül veren insanların makam sevdası ve siyasetle ilgisinin olmadığına vurgu yaparak şöyle dedi: “Askeriyede herkesin rütbesi görülür. İslami hayatta da herkesin manevi bir rütbesi vardır. Maneviyat erleri bunu bilir. Devlete saygılıyız, mevki ve makam istemediğimiz için siyasetten uzağız.”

Hekimoğlu İsmail, uzun yıllardır şahsını ve vesile olduğu hizmetleri yakından bildiği Hocaefendi hakkındaki düşüncelerini ise şöyle açıkladı: “Fethullah Gülen Hocaefendi müfessirdir, muhaddistir, siyer alimidir. İlm-i kelama vakıftır. Ben de O’nun manevi talebesi, kabul buyurursa kardeşiyim.” 

Hizmet Hareketi ve AK Parti’ye yön veren bazı isimler arasındaki ihtilafı değerlendiren İsmail, şunları söyledi:

 “İlim, teknik ve İslam ahlakı, İslam medeniyetinin esaslarıdır. Nasıl ki insanın yapısında madde ile maneviyat (ruh) bütünse, devletin yapısı da böyle olmalıdır. Dinde zorlama yok. Yapabildiğimizi yaparız, yapamayacaklarımızdan mesul değiliz. İki Cihan Serveri herkesi Müslüman yaptı mı? Çünkü hidayet Allah'a aittir. Kendi işimizi yapalım, Allah’ın işine karışmayalım. Biz sadece İslam anlayışı istiyoruz.”

“DİNCİ DEĞİLİZ; MÜSLÜMANIZ”

Hizmet Hareketi’nde bulunanlarla AK Partililer arasında son zamanlarda itham edici dil kullanılmasını eleştiren Hekimoğlu İsmail, bu konudaki düşüncelerini şöyle dile getirdi:

 “İnsanlar iki türlü hareket eder. Bir kısmı canının istediği gibi yaşarken bir kısmı da Allah’ın istediği gibi yaşamaya gayret eder. Canının istediği gibi yaşayanlar çok kötü duruma düştü. İnsanlık tarihi buna şahittir. Allah’n istediği gibi yaşayanların dünyası cennet oldu.

Bugünün dertlerine derman bulmak için, İslami anlayışımız değişmelidir. Mesela, okulla cami bütünleşmeli. Çünkü ilimler Allah’ın yarattıklarını anlatır. Akılla vahiy bütünleşmeli. Çünkü aklın vazifesi İslamiyeti anlamaktır ve anlar. Anlaşılmayan ayet ve hadis yoktur. Öyleyse problemlerimizi vahye istinaden çözmeliyiz. Bize dinci derler. Dinci değiliz, Müslümanız.

Her konuyu müdellel, isbatlı anlatırız. Gelecek nesil bizi itham etmemeleri için amelimizde Rıza-i ilahi olmalı. Allah razı olduktan sonra bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Peygamberimiz (sav) müşriklerin içinde tebliği yapmış. Bugünün insanları müşriklerden daha kötü değil. Hak ve hakikati anlamaya hazırlar. Sesi yükseltmeden isbat metodu ile gerçekler anlatılmalı. Hakka inananlar, Hakkı teslim eder.”

Sağlık sorunlarına rağmen yazılarına ara vermeden devam eden Hekimoğlu İsmail, okurlarına ve dindar insanlara şu tavsiyelerde bulundu: “İslamiyet ilm-i haldir. İlm-i hale uyarsak dünyamız cennet olur. Particiliğin esası muhalefettir. Müslümanın Müslümana muhalefeti caiz değildir. Bir müddet sonra tipi diner, daha sonra İslam güneşi doğar, bu günler masal gibi anlatılır. Zaman her şeyi halleder.”