Avrupa Sosyal Kalkınma Fonu
kredisini Avro olarak geri ödeyen devlet,
Haberal’dan TL tahsil edince, 27 milyon dolarlık fark
Hazine’nin üstüne kaldı.
Ulusalcı çevrelere ve siyasetteki yeni oluşumlara öncülük etmesiyle gündeme gelen Prof. Dr.
Mehmet Haberal’ın hızlı yükselişi, Hazine kontrolörleri raporuna yansıdı. Üç yıl önce hazırlanan ve
Aksiyon’un ele geçirdiği
Hazine Müsteşarlığı’nın 26 Temmuz 2005 tarihli ve 71-8 sayılı inceleme raporuna göre, Haberal’ın sahibi ve rektörü olduğu
Başkent Üniversitesi ile Hastanesi için Hazine’den verilen kredilerde
usulsüzlük yapıldığı belirlendi. Raporlar, 1995-1996 yıllarında
Başkent Üniversitesi’nin iki ayrı projesine (
hastane ve kampus) dönemin iki
bakanının onayı ile usulsüz kredi kullandırıldığını ortaya koyuyor.
Raporun tespitlerine göre, Hazine Müsteşarlığı üniversite için
Avrupa Konseyi Sosyal Kalkınma Fonu’ndan aldığı kredileri Avro olarak geri öderken, üniversit
e devlete
Türk Lirası üzerinden ödeme yapmış. Uluslararası
anlaşmalara aykırı yapılan bu
uygulama devleti büyük bir yük altına sokmuş. Rapora göre, iki proje için farklı para birimleri üzerinden kredilendirme yapılması yüzünden devlet 27 milyon doların üzerinde zarara uğramış. Raporda kredileri usulsüz kullandıran ve onay verenlerle ilgili TCK 257’den, yani görevi ihmalden
soruşturma ve cezai takibat da istenmiş. Ancak
zaman aşımına girdiği için dönemin yöneticileriyle ilgili hiçbir şey yapılamamış. İddiaları sorduğumuz Haberal, usulsüz kredi devriyle ilgili suçlamaları reddediyor: “Hodri meydan! İstedikleri belgeyi ortaya koysunlar.”
Geçtiğimiz yıllarda uygulama
oteli için verilen orman
arazisine sahte raporla ticari otel yaptığı iddiaları ortaya atılan Haberal, bu kez Hazine arazisine yine Hazine’den aldığı kredilerle kurduğu üniversite için hazırlanan raporla gündemde.
Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı ile Haberal Eğitim Vakfı’nın birleşmesiyle (14
Eylül 1993) kurduğu Başkent Üniversitesi’nin ardından Türkiye’nin birçok yerine sağlık tesisi açan Mehmet Haberal’ın devletten aldığı krediler incelemeye alındı. Dönemin Hazine’den sorumlu
Devlet Bakanı Ali
Babacan’ın izniyle geriye dönük yapılan Başkent Üniversitesi incelemesinde, devlet kaynaklarının usulsüz şekilde kullanıldığı ifade edildi. Hazine kontrolörleri raporuna yansıyan bilgilere göre, Hazine arazisi üzerine kurulan Başkent Üniversitesi’nin kredilendirme serüveni şöyle yaşanmış:
KREDİ SERÜVENİ İKİ BAKANIN İMZASIYLA BAŞLAMIŞ
1995-1996 yıllarını kapsayan kredilendirme hadiselerinin başlangıcı, birden fazla ve farklı kanalla kamu
bankalarından gerçekleştirilen kredi taleplerine dayanıyor. Başkent Üniversitesi’nin hastane projesi için talep ettiği krediler, ilk olarak dönemin
Maliye ve
Gümrük Bakanı İsmet Atilla’nın 15
Mart 1995 tarihli (95/338 sayılı) onayıyla Türkiye Vakıflar Bankası aracılığıyla yüzde 55’lik
faiz ile kullandırılması şartıyla kabul edilmiş. Ancak Vakıflar Bankası’nın ‘üniversitenin mali gücünün yetersizliği ve yeterli teminat gösterememesi nedeniyle bankayı
döviz kuru riskiyle karşı karşıya bırakacağı’ tespiti üzerine risk garantili olarak aracılığı kabul etmiş. Bunun üzerine üniversite Mart 1995’te Hazine Müsteşarlığı’na krediye aracılık edecek banka şubesinin
İş Bankası Yenişehir Şubesi olacağını bildirmiş. Bu yeni durum için de aynı bakanlıktan 24 Mart 1995 tarihli onayla aracılık talep edilmiş. İş Bankası da bunu kabul etmemiş. Bu kez Devlet Bakanı Aykon Doğan’ın 2
8 Mart 1995 tarihli (95/435 sayılı) onayıyla
faiz oranı yıllık yüzde 55 olmak üzere aracı bankanın
Halk Bankası olması kararlaştırılmış. Dönemin Halk Bankası yetkilileri ise ‘Hazine Müsteşarlığı tarafından kredinin FON’a
geri ödemeleri için garanti verilmesi; müsteşarlıkça kabul edilebilir teminatlar almak kaydıyla’ kredinin kullanımına aracılık edecek ve garantör banka olacaklarnı bildirmiş.
Buraya kadar normal bir prosedürle işleyen kredi talepleri; Aykon Doğan imzalı 8
Nisan 1995 tarih ve 95/481 sayılı bakan onayı ile farklı bir mecraya girmiş. Çünkü 10 gün gibi kısa bir süre içinde kredilerin geri ödemesinde geçerli olacak yıllık faiz oranı yüzde 55’lerden yüzde 30’a düşürülmüş. Üstelik Hazine zararına neden olan bu değişikliğin yasal nedenini gösteren herhangi bir gerekçe belirtilmemiş.
Başkent Üniversitesi’nin ikinci kredi başvurusu (kampus projesi) ise bu kabulden birkaç hafta sonra (28 Nisan 1995 tarih 95/481 sayılı) bakan onayıyla (İsmet Atilla) benzer şartlarda kabul edilmiş. Kampus projesi için Avrupa Konseyi Sosyal Kalkınma Fonu’ndan sağlanan kredinin TL olarak Türkiye Halk Bankası aracılığıyla kullandırılması ve faiz oranının yine yüzde 30 olması kabul edilmiş.
ECU ÜZERİNDEN ALINAN KREDİ YÜZDE 30 SABİT FAİZLE TL ÜZERİNDEN NASIL KULLANDIRILDI?
Bu çerçevede üniversiteye hastane projesi için 25.5 milyon dolar, kampus projesi için 13.2 milyon dolarlık krediler TL üzerinden sabit faizle kullandırılmış. Üniversitenin kredilerin karşılığı olarak 25.6 milyon dolar ödemede bulunacağı öngörülmüş; ancak değişken
faiz oranlarında alınan kredinin Avrupa FONU’na geri ödemesi 52.7 milyon doları bulmuş. Yani üniversite ve hastane kurulması amacıyla Haberal’ın talebi doğrultusunda Avrupa Konseyi Sosyal Kalkınma Fonu’ndan alınan krediler nedeniyle 27 milyon doları aşan Hazine zararı oluşmuş.
“Üniversiteye kredi kullandırılmasının 3 farklı yönden aykırılık teşkil ettiği ve bu nedenle Hazine zararına sebebiyet verildiği anlaşılmıştır.” cümleleriyle biten raporun sonuç kısmında şu tespitler yapılmış.
Tespit 1: Uluslararası anlaşma olması nedeniyle kredinin FON’la mutabakat sağlandıktan sonra
Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanı onayı ile temini gerekirken, 1995-1996 dönemi kullandırılan kredilerin faiz oranları Bakan onayı ile Hazine zararına neden olacak şekilde değiştirilmiş.
Tespit 2: Mart, Temmuz,
Ekim 1995’te yapılan anlaşmalar gereği ECU üzerinden yüzde 8,91, 7,98 ve 7,86 oranındaki faizlerle alınan krediler Türk Lirası üzerinden üniversiteye devredilmiş. Oysa aynı üniversiteye 1997-2000 yılları arasında kullandırılan kredilerde ilgili
kanun ve anlaşmalara riayet edilmiş. 1995-96’da kullandırılan kredilerde FON ile yapılmış anlaşmalarda belirtilen para birimi ve faiz oranları (ECU) yerine Bütçe Kanunu’nun 38-b maddesine aykırı şekilde Türk Lirası üzerinden yıllık sabit yüzde 30 faiz ile kullandırılmış; bu nedenle Hazine 27 milyon doların üzerinde zarara uğratılmış.
MÜFETTİŞLER ZAMAN AŞIMI NEDENİYLE CEZAİ TAKİBAT YAPAMAMIŞ
Tespit 3: Kredi başvurularında öngörüldüğü miktarda yatırım yapılması (123 milyon dolar öz yatırım 3 yılda proje bitirme belirtildiği hâlde) ve geri ödemelerin gerektiği şekilde yerine getirilmesi hususunda yeterliliği bulunmamasına karşın üniversiteye 61.5 milyon dolar gibi yüksek tutarda kredi kullandırılmış.
Tespit 4: 2001 sonu itibariyle 42.3 milyon dolar geri ödeme yapılması gerekirken, 20.2 milyon dolar ödeme yapılmış; bu tutarın 1.497 milyon doları üniversite tarafından (1995-1996) dönemine ait; geri kalan 18.7 milyon doları ise üniversiteye genel
bütçeden yapılan tahsilatların mahsup edilmesi şeklinde geri ödemelerden oluşmuş.
SANAYİ BAKANLIĞINA BİLE YÜZDE 56, HABERAL’A YÜZDE 30
Avrupa Konseyi Sosyal Kalkınma Fonu’ndan alınan 52 milyon ECU (Avro) tutarındaki kaynağın Başkent Üniversitesi ile birlikte bazı kamu kurumlarına da verildiği raporda yer alıyor. Ancak aynı dönemde (1995-1996) aynı kredi dilimi içinde olmasına karşın Başkent Üniversitesi’ne düşük faizle verilen Hazine kaynağı, 5 kamu kurumuna yüksek faizle kullandırılmış. FON’dan tahsis edilen ve Başkent Üniversitesi’ne yüzde 30 sabit faizle verilen kredi,
Sanayi Bakanlığı’na yüzde 56, GASKİ Genel Müdürlüğü’ne yüzde 55, Egekent
Konut Kooperatifleri Birliği’ne yüzde 55,
Emlak Bankası’na yüzde 55’lik faizlerle verilmiş. Yani diğer hiçbir kamu kuruluşuna tanınmayan kredi/faiz imkânları Başkent Üniversitesi’ne sağlanmış. Raporda yer alan bir diğer ayrıntı ise kampus projesi kapsamdaki inşaat işlerini de Mehmet Haberal, Bülent Haberal ve
Temel Tığlı’nın
yönetim kurulu üyesi olduğu Kalif
Pazarlama İnşaat Ltd.nin üstlenmiş olması.
Ekleriyle birlikte 356 sayfayı tutan raporda, Başkent Üniversitesi yetkililerinin kredi almak için düzenlediği belgelerin de sahte olduğu ileri sürülüyor. Kampus projesi için yapılan başvuruya eklenen fizibilite raporunda arazi satın alındığı belirtilmiş. Ancak yapılan incelemede söz konusu arsanın Hazine arazisi olduğu ve 49 yıllığına Başkent Üniversitesi’ne verildiği de ortaya çıktı.
Raporun satır aralarında yer alan bilgilere göre de Halk Bankası ile yapılan kredi anlaşmalarında gerek devrin yapıldığı dönemde gerekse sonrasında yeterli teminat alınmadığı, geri ödemelerin de düzenli yapılmadığı belirtiliyor. Yani Halk Bankası’nın gerekli teminatları almadan bakan talimatıyla verdiği kredinin geri ödemelerinde de büyük sıkıntıların yaşandığı rapora girdi. Başkent Üniversitesi 1996-97 yıllarında ötelenen borcunu 1998’den sonra ödemeyince dönemin bürokratları Hazine’nin alacaklarını tahsil konusunda herhangi bir ceza uygulamadı. Hazine’nin alacağı Mehmet Haberal’ın hastane ve üniversite kaynaklarından tahsil edilmedi. Böylece geçen her günde devletin kasasından çıkan para katlandı.
TCK’nın 257. maddesi 1. fıkrası uyarınca ‘görevi kötüye kullanmaktan’ cezai soruşturma açılması da istenmiş. Ancak kredi kullandıran, onay veren kişi ve kişilerle ilgili 8 ve 5 yıllık zaman aşımı sürelerinin dolması nedeniyle hem cezai takibat yapılamayacağı hem de
disiplin soruşturması açısından ceza verilemeyeceği de eklenmiş. Hazine yetkilileri, rapora konu Başkent Üniversitesi kredi borçlarıyla ilgili ödemelerin yapıldığını ancak zararla ilgili tespitlerin raporda yer aldığını dile getirdi.
HABERAL KİMDİR?
Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal, ‘ulusalcı’ isimlerle yaptığı toplantılarla dikkat çekiyor. Süleyman
Demirel’in cumhurbaşkanlığı döneminde aldığı kredilerle büyüyen Haberal, yine Demirel’in yönlendirdiği iddia edilen bir ekiple toplantılar düzenliyor. Mustafa
Balbay, Hurşit
Tolon,
Vural Savaş,
Doğu Perinçek,
Tuncer Kılınç,
Hulki Cevizoğlu gibi isimlerle bu yılın başında
Ankara Patalya Otel’de bir araya gelen Haberal’ın, 2011’e kadar bir siyasi parti kurmanın peşinde olduğu da yazılıp çizildi.
AK Parti’ye karşı kurulmak istenen bu blokun lider adaylarından Haberal için “Hazine kredisinin ardından büyüdü” yorumları yapılmıştı. Başkent Holding çatısı altında Türkiye’nin 6 ilinde hastane işleten ve otelleri bulunan Haberal’ın
vakıf üniversite arazisinde bir de televizyon kanalı var. 5 ilde
diyaliz merkezi, Ayaş ve Yapracık’ta rehabilitasyon merkezleri bulunuyor. “
Organ nakli” konusunda Türkiye’nin akla ilk gelen isimlerinden Haberal’ın adı
Ahmet Necdet Sezer’den önce cumhurbaşkanlığı için de geçmişti. Eski
Başbakan Bülent Ecevit’in hastalığı döneminde dile getirilen ‘hastane darbesi’ spekülasyonları hastaneyi ve Haberal’ı yıpratmıştı.
HABERAL: İSTEDİKLERİ BELGEYİ ORTAYA KOYSUNLAR
Raporla ilgili görüşlerine başvurduğumuz için teşekkür eden Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, “Herkese meydan okuyorum. Hodri meydan! İstedikleri zaman, istedikleri belgeyi ortaya koysunlar.” dedi. Raporda yer alan usulsüz kredi devriyle ilgili iddiaları reddeden Haberal, krediyle aldığı paraların hesabını verdiğini söyledi. Uygulama oteli için devletten aldığı orman arazisine ticari otel yaptığını hatırlatmamız üzerine Haberal, “Tabii ki ticari olarak işleteceğim. Yoksa bunun parası gökten mi inecek? Bu üniversite nasıl işletilecek?” cevabını verdi.
AKSİYON