Adli Tıp Kurumu, Ecevit'e yapılan
tedavinin doğru olup olmadığını tespit etmek için 1. İhtisas
Kurulu'nu görevlendirdi. Bunun yanında 3. İhtisas Kurulu'nun iş yükünün fazla olması da bunu destekleyen bir etken oldu. Fakat avukatlar tıpta yanlış
uygulama ve hekim hatalarını (malpraktis) inceleme yetkisinin 3. İhtisas Kurulu'nda olduğunu gerekçe göstererek,
mahkemeye başvurdu.
Adli Tıp Kurumu,
raporun şu aşamada idare mahkemesindan karar çıkıncaya kadar bekletilmesine karar verdi. Rapor
Bülent Ecevit'in
Başkent Üniversitesi'nde kaldığı dönemde uygulanan tedavinin doğru olup olmadığını ve tedavide şaibeli bir durum olduğu iddiasını netleştirecek. İddiaları doğrulayan bir karar çıkarsa Bülent Ecevit'e 'bertaraf etme' planına yönelik
soruşturma açılabilecek.
Ergenekon davasına
bakan Özel Yetkili
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi raporu önce
Başkent Üniversitesi Hastanesi'nden istedi. Üniversite, raporların
Başbakanlık'a gönderildiğini açıkladı.
Başbakanlık ise söz konusu raporun kendilerinde olmadığını belirtti. Bunun üzerine
Rahşan Ecevit sağlık raporunun kendinde olduğunu belirterek, mahkemeye ulaştırdı. Mahkeme de raporu incelenmesi için
Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. 11 sayfalık raporda 6 hekimin imzası bulunuyor. Raporda ilginç ayrıntılar da var. Ecevit'en
hastanede kaldığı dönem bir günde 23 hap içirilmesi dikkat çekiyor. Başında Nur Birgen'in bulunduğu 3. İhtisas Kurulu geçmişte verdiği tartışmalı kararlarla dikkat çekiyor. Birgen, 2003 yılında
Susurluk sanığı ve daha sonra Ergenekon sanığı da olan Özel
Harekat Dairesi eski Başkan Vekili İbrahim
Şahin hakkında '
bunama' raporu vermişti. Bu karardan sonra Şahin, Cumhurbaşkanı tarafından affedilmişti. Kurul, aynı dönemde Etibank davasında, 'nitelikli
dolandırıcılık' yani
halk arasındaki tabiriyle
banka hortumlamaktan dolayı
Kartal Cezaevi'ne gönderilen
işadamı Cavit Çağlar ve
Dinç Bilgin'i de 2002 yılında verdiği raporlarla cezaevinden kurtarmıştı.
Haberal: Söyleyemem
Ergenekon davasında Üye
Hakim Hasan
Hüseyin Özese,
tutuklu sanık Haberal'a, Bülent Ecevit'in tedavi süreciyle ilgili sorular yöneltmişti. Ecevit'in
Mayıs 2002'de
Hindistan gezisinden sonra karın ağrısıyla ilgili bir şikâyetle kendilerine geldiğini belirten Haberal, bir gün
hastanede kaldıktan sonra da
taburcu ettiklerini anlattı. Heyetin hangi tetkiklerin uygulandığı konusunda ısrarlı sorularını cevapsız bırakan Haberal, "Bülent Ecevit'in hangi gerekçelerle hastaneye yatırıldığı ile ilgili şikayetleri hakkında bilgi vermem söz konusu değildir. Dünyanın hangi gücü gelirse gelsin bu konuda bana bilgi verdiremez. Hipokrat yemini yapmış birisiyim. Hasta izin vermeden, bu konuda bilgi vermem imkansız." diye konuştu. Hakim Özese'nin "Bülent Ecevit'in tedavisinde bulundunuz mu?" şeklindeki sorusuna Haberal, kendi uzmanlık alanının cerrahi olduğunu belirterek katılmadığını söyledi.