Habertürk televizyonuna konuk olan Hasan Cemal, son günlerde tartışılan medyaya baskı konusu ile ilgili sorulara cevap verdi. Milliyet’ten ayrılma sürecini anlatan Cemal, Erdoğan’ın, Milliyet’in patronu ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra gazete ile yollarının ayrıldığını ifade etti.
Bugün yapılanlara karşı çıkma sebebinin kendisinin demokratik değerlerine, hukuk anlayışına ters düşmesi olarak ifade eden Hasan Cemal, “Haram olsun! demiyorum, o zamanki desteğim bugünde geçerlidir. Bugün de arkasındayım. Doğru olan şeyleri kendi demokratik değerlerime uygun düştüğü için somut adımları destekledim. Ama bugün de demokratik değerlerimi hukuk anlayışıma, özgürlük anlayışıma tamamen ters adımlarına şiddetle karşı çıkıyorum, karşı çıkmaya devam edeceğim. Şu anda herhangi bir desteğim yok, sadece eleştirim var. Ve bu eleştirinin değişeceğini sanmıyorum. Tayyip Erdoğan kendisi git gide derinleşen bir demokrasi korkusunu yaşıyor. Demokrasiden korkuyor. Çünkü bu yapılanlar normal bir demokratik rejim kapıyı çaldığında onu yargı karşısına, yüce divan karşısına çıkıp yargılanmasına yol açacaktır.” şeklinde konuştu.
Kendisinin Milliyet gazetesinden ayrılma sebebinin Erdoğan olduğunu açıklayan Cemal, “Şu konuda en ufak bir kuşku yok Milliyet'le benim ilişkimin kesilmesinde esas neden Başbakan Erdoğan'dır. Başbakan Erdoğan'ın bizim o dönemde benim için batsın bu gazeteciliğin diye yaptığı bir çıkış ve gazetenin patronuna yaptığı bir telefon görüşmesidir.” dedi.
ERDOĞAN, İNTERNETİN DİLİNİ KESMEYE ÇALIŞIYOR
“Başbakan Erdoğan demokrasi ve hukuk konusunda attığı adımlarla, demokrasi ve hukuku adeta katlediyor.” sözleri ile Başbakan Erdoğan'ın devletleştiğini ve çözüm sürecine katkı sağlamasının mümkün olmayacağını ifade etti.
Hasan Cemal, “Demokrasi ve hukukun böylesine kolunu kanadını kıran bir Başbakan'ın Türkiye'de bir Kürt sorunun çözümüne dönük çözüm sürecini canlandırması ve gerçek anlamda götürmesi mümkün değil. Çünkü Başbakan Erdoğan da derinleşen bir demokrasi korkusu var. Bu derinleşen demokrasi korkusunu da biz gazeteciler dâhil her alanda yaşıyoruz. Medyada, hukuk düzeyinde, demokratik haklar konusunda yaşıyoruz. Şimdi bu internete de geliyor. Başbakan Erdoğan bu demokrasi korkusuyla internetin de dilini kesmeye çalıyor. HSYK düzenlemesinden vazgeçer gibi yapmıştı. Şimdi tekrar geliyor. HSYK'nın o haliyle geçmesi demek yürütmenin yargıyı tamamen teslim alması demektir. Böyle bir düzende, yani yargı bağımsızlığını, demokratik hukuk devletini hiçe sayan, medyayı böylesine kontrol etmek isteyen, internetin dilini kesmek isteyen bir Başbakan'ın ben çözüm süreci konusunda çok fazla bir şeyler yapacağını sanmıyorum.” sözleri ile değerlendirdi.
Cemal, Türkiye’de artık silahlı mücadele döneminin kapandığını, bundan sonra barışçıl siyasetle sorunların çözüleceğini vurguladı..
CİHAN