Hangi birisu, hepisu tersten geliyu!

Meşhur Temel fıkrasını bilirsiniz. Henüz acemi bir şoför olan Temel, otobana ters yönden girmiş.Abdulhamit Bilici'den fıkralı köşe yazısı...

Hangi birisu, hepisu tersten geliyu!

Meşhur Temel fıkrasını bilirsiniz. Henüz acemi bir şoför olan Temel, otobana ters yönden girmiş. Korkunç durumu gören trafik polisleri, yol üzerinde seyreden araçları uyarmak için telsizden "TEM'de bir araç ters yönde seyretmektedir." diye anonsa başlamışlar. Bu çağrıyı duyan Temel "Ulan hangi birisu, hangi birisu? Punların hepisu tersten geliyu." demiş. Demokratik açıdan AK Parti'yi kapatma girişiminin, ters yönden otobana girmek gibi vahim bir durum olduğunu görmek istemeyenler, bu konudaki haklı her ikaza Temel gibi trajikomik tepkiler veriyor. Şayet seçmenin yarısının oyunu alan, şiddete bulaşmayan ve teşvik etmeyen bir partiyi kapatma girişiminin demokrasiye aykırı olduğunu söyleyen bir gazeteci ise onu derhal psikanalize tabi tutar; çocukluğunda ne tür olayların etkisinde kaldığını araştırmaya koyulurlar. Demokrasiyi hatırlatan başka bir ülkenin siyasetçisi ise hemen yargıya ve içişlerine müdahale etmekle suçlarlar. Uluslararası bir örgüt demokrasi ikazında bulunsa, hemen ona bir kulp takmaya çalışırlar. Malum çevreler, en son Türkiye'nin de kurucuları arasında yer aldığı Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin (AKPM) kapatma davasıyla ilgili bildirisine taktı. Bildiride ne dendiğine bile bakmadan, bunun AK Partili vekillerin siparişi üzerine yayınlandığını, Türkiye'nin yabancılara gammazlandığını ve dolayısıyla hiçbir anlam taşımadığını dillerine doladılar. Velev ki bir Türk vekil AKPM'de böyle bir talepte bulunmuş olsa, ne olur? Her Türk vatandaşının, Avrupa Konseyi'nin bir başka organı olan AİHM'ye devlet aleyhine dava açma gibi yasal bir hakkı yok mu? Bu çarpık mantığa göre AİHM'ye yapılan her başvuru Türkiye'yi gammazlamak mı oluyor? Tartışma bitmeyince, suçlanan AK Partili vekil Mevlüt Çavuşoğlu, iddiayı yalanlayarak böyle bir talepte bulunmadığını açıkladı. Bu da yetmeyince, AKPM Başkanı Luiz Maria De Puig konuşmak zorunda kaldı. Star Gazetesi muhabirine konuşan De Puig, kapatma girişimine karşı bildiri yayınlama konusunu ilk önce kendisinin araştırdığını hatırlatarak şöyle dedi: "Dava sürpriz oldu, hemen bilgi istedim. Çünkü bir savcının halkın seçtiği ve iktidardaki bir partinin kapatılmasını istemesi, Avrupa'da hiç görülmemiş bir olay. Sonra anladım ne olup bittiğini. Hemen Türk delegasyonuyla konuştum. Uluslararası kurum ve kişiler açıklama yaptılar. Ben de bizim kurumlarımızın ne yapacağına baktım. Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi. Bu yüzden hemen grup başkanlarına ortak deklarasyon yapmayı önerdim. Çok ciddi bir değerlendirmeyi içerecek bir deklarasyon." Maalesef bu açıklama da tartışmayı bitirmedi. Halbuki bildiriye 21 AKPM üyesi imza koymuştu. Bunlar, AK Parti'ye bakışları birbirinden çok farklı partilere mensup isimlerdi. 8 Hıristiyan Demokrat, 5 Liberal, 4 Avrupa Demokratları, 2 Sosyalist, 2 de Komünist'in bildiride imzası vardı. Deklarasyonu imzalayan parlamenterler arasında, 4 siyasi grubun (Hıristiyan Demokrat, Sosyalist, Liberal ve Komünist gruplar) başkanları da bulunuyordu. Sanki bütün dünya kapatma davasını normal karşılarken, sadece AKPM itiraz etmiş. O da bu istisnai tavrı AK Partili üyelerin ricası üzerine almış. Sanki orada temsil edilen bütün siyasi gruplar ve bunların başkanları, AK Parti'nin emir erleri ve küçük bir rica ile kaleme sarılıp böyle bir metni deklare etmişlerdi. Biliyorsunuz önceki gün de AK Partili vekillerin temsil edilmediği Avrupa Parlamentosu, Türkiye raporunda kapatmayla ilgili benzer ifadelere yer verdi. AP Dış İlişkiler Komisyonu'nda 2'ye karşı 53 oyla kabul edilen raporda, kapatma davasından endişe duyulduğu ifade edildi. Anayasa Mahkemesi'nin Avrupa standartlarına, Venedik Komisyonu'nun siyasi parti kapatma kriterlerine ve hukuk kurallarına uygun karar alması istendi. Şimdi merak ediyoruz, acaba Avrupa Parlamentosu'nun bu raporunu nasıl geçersiz hale getirmeye çalışacaklar? Mesela, bu ifadelerin de AK Parti'nin siparişi üzerine mi rapora girdiğini öne sürecekler? Yoksa, Avrupa'nın demokrasiyi bilmediğini, gerçek demokrasiyi kendilerinden öğrenmesi gerektiğini mi söyleyecekler? Başta dedik ya, insan Temel gibi bir kez ters yöne girmeyiversin. O zaman standart demokratik ikazların hepsi size ters gelmeye başlar. Siz de aynaya bakıp yanlışınızı görmek yerine, Temel gibi doğru yönü hatırlatan herkese çamur atar ve âlemin gözünde nasıl maskara durumuna düştüğünüzü bile anlamazsınız. ABDULHAMİT BİLİCİ/ZAMAN
<< Önceki Haber Hangi birisu, hepisu tersten geliyu! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER