CHP lideri Deniz
Baykal Milliyet Gazetesi'nden
Fikret Bila ve
Radikal gazetesinden Murat Yetkin'in sorularını cevapladı.Röportajın ağırlıklı konusu Ak Parti hakkında açılan
kapatma davası ve Türkiye'de yükselen tansiyondu.Yükselen tansiyonun tek sorumlusu olarak
Başbakan Erdoğan'ın gösterildiği
röportaj bugün her iki yazarın da köşesindeydi.
Radikal Gazetesi yazarı Murat Yetkin'in yazısını okuyanlar CHP lideri Baykal'ın gerilimi düşürmek için elini taşın altına koyacağı ve uzlaşmacı bir tavır sergileyeceği izlenimini edinmişti. Çünkü Yetkin'in köşesinde yer verdiği röportaja göre
Baykal, işin bu noktaya gelmesinden rahatsızdı ve AK Parti tarafından güven uyandıran,sözde kalmayan bir adım atılırsa üzerine düşeni yapmaya da hazırdı. Yine Yetkin'in köşesinde yazıya göre CHP lideri Baykal Ak Parti'nin yeni açılan Genel Merkez binası için Başbakan Erdoğan'a hayırlı olsun ziyareti yapmayı düşünüyordu.
Fakat Baykal'ın aynı röportajı Milliyet yazarı Fikret Bila'nın köşesinde farklı bir şakilde yer bulmuştu.Bila'nın yazısında Baykal'a göre gerilimin tek sorumlusu Başbakan Erdoğan ve Ak Parti'ydi.
Kendisinin Erdoğan’la bir araya gelmesinin nasıl bir çözüm üreteceğini başbakan Erdoğan’a nasıl ve hangi amaçla destek olacağını, laiklik konusunda fikir mi değiştireceğini şayet bunları yaparsa partisini de kendisini de inkâr anlamına geleceğini belirtti. Ben laikliğe ihanet edemem. Mantık hatası burada. Sanki krizi ben yaratmışım, sorunun oluşumunda benim ve partimin katkısı olmuş gibi bir yaklaşım gösterilmesi büyük hatadır diyen Baykal, Bana önerilen nedir? Başbakan ve AKP hiçbir konuda uzlaşmaya yanaşmadı. Her şeyi ben yaptım oldu, diyerek yürüttü. Bizim iyi niyetli bütün önerilerimize sırtını döndü. Cumhurbaşkanı’nı uzlaşma aramadan, önerileri hiç dikkate almadan seçti. Cumhuriyetin değiştirilmesi teklif dahi edilemez laiklik ilkesini saf dışı bırakacak adımlar attı. Türban simge olsa ne yazar dedi, devam etti. Başsavcı dava açtı. Ama şimdi siz gelin AKP’ye destek olun, onu bu davadan kurtarın" dedi.
İşte sizlerinde gördüğü gibi röportaj yapılan kişi aynı olmasına rağmen yazarların köşesine taşıdıkları Baykal profili tamamen farklı.Birinde Baykal'dan yeşil ışık anlamı çıkıyor,diğerinden ise Baykal bütün kapıları kapadı anlamı.Şimdi biz okuyucular olarak hangi yazara ya da hangi Baykal'a inanacağız?