Hakkâri 'Aziz Hoca'sını unutamıyor

Hakkâri, geçen yıl Ramazan'da sabah namazı için camiye giderken PKK'nın, sırtından 8 kurşunla vurduğu imam Aziz Tan'ı unutamıyor.

Hakkâri 'Aziz Hoca'sını unutamıyor

Akrabaları, arkadaşları ve onu tanıyan herkes, gözyaşlarıyla özlemini dile getiriyor. Kur'an kursunda öğretmenlik yapan kızı Hatice Demir ise şehit edilen babasının başlattığı hizmetleri sürdürüyor. "Okşanmamış bir baş, alınmamış bir gönül kalmasın diye uğraşıyordu." diye anlattığı babasının, maddî durumu iyi olmayan birçok öğrenciye manevî velilik yaptığını aktarıyor. Her gün sabah ezanı okunduğunda gözyaşı döktüğünü belirten Demir, "Bazen, 'Hocaefendi ne olur ezanı bu kadar uzatma' diye içimden geçiriyorum. Dayanamıyorum." diyor. Hatice Demir, Ramazan günü, sabah namazı için camiye giden bir imamı öldürmenin hiçbir vicdana sığmayacağını vurguluyor ve ekliyor: "Babamın 8 kurşunla şehit edildiğini gazetede görünce şoke oldum. Dedim ki, Allah'ım! Bir insanın öldürülmesine 1 kurşun yetmez mi? Yeter. O sekiz kurşun, caniliği, vahşiliği gösteriyor. Öyle bir sıkmış ki bir daha sesi çıkmasın istemiş yani. Onun ölümüne bütün Hakkâri üzüldü, yıkıldı." Geçtiğimiz yıl hain teröristlerce şehit edilen Hakkâri Hacı Sait Camii İmamı Aziz Tan'ın mirası emin ellerde. Kızı Hatice, babasının yolundan gidiyor. İmam Aziz'in ilgilendiği çocukları artık Hatice eğitiyor. Ebediyete gidişinin 1. yıldönümünde onun acısı kızının gönlünde hâlâ taze. "Birkaç akşam önce rüyamda gördüm onu. Doya doya öptüm yüzünü, sakalını." diyen Hatice, camiye her gittiğinde, Kur'an'ı her açtığında babasıyla kucaklaşır gibi olduğunu anlatıyor. "O benim ve kardeşlerim için hem baba hem hoca, hem de bir dosttu. Her şeyimizi paylaştığımız insandı." diyor. Babasının şehit edildiği günü anlatırken de gözyaşlarına boğuluyor. Onun sabah namazına giderken vurulduğu anı, Hatice, her sabah ezanı okunduğunda adeta yeniden yaşıyor: "Bazen, 'Hocaefendi ezanı ne olur bu kadar uzatmasan.' diyorum. Dayanamıyorum." Babasının 8 kurşunla öldürüldüğünü hatırlatan Demir, "Ona kurşun sıkanlar, sadece onu öldürmek için değil, adeta onun doğduğu kaynağı, misyonunu da yok etmek istemişler." diyor. Babasının PKK tarafından ölümle tehdit edildiği halde yolundan dönmediğine dikkat çeken Hatice, onu şöyle tarif ediyor: "O gül taşırdı, gül kokardı. Okşanmamış bir baş, alınmamış bir gönül kalmasın diye uğraşıyordu. Gönül insanıydı." Babasının şehit olmasının imanını artırdığını vurgularken Aziz Hoca'nın eğitime verdiği değeri ise bir örnekle anlatıyor: "İnsanların okuyup hayatlarını kurtarmaları için çaba sarf ederdi. Bir keresinde eve telefon geldi. Karşıdaki ses babamı veli toplantısına çağırıyordu. Ancak ailede okula giden kimse yoktu. Babama 'Okula kim için gidiyorsun?' diye sordum. 'Ailesi falanca köyde oturan, maddi durumu iyi olmayan bir öğrenciye manevi velilik yapıyorum.' dedi. Onun gibi birçok öğrencinin elinden tuttu." Şehit olacağını önceden söylemişti Aziz Hoca'nın yakın bir dostu ve meslektaşı, onun öleceğini önceden haber verdiğini söylüyor: "Vefat etmeden birkaç gün önce, hocanın camisinin halıları için ölçüm almaya gelmişlerdi. Aziz Hoca, 'Halılar ne zaman gelir?' diye sordu. 'Ramazan'ın 15'ine ya da bayrama yetiştirme planımız var.' cevabı verince Aziz Hoca, 'Ramazan'ın 15'inde bu halılarda namaz kılmak bana nasip olmayacak.' dedi. Hakikaten şehit düştüğü akşam halılar geldi. Yıllarca Aziz Hoca'nın arkasında namaz kılan bir vatandaş ise onun birçok genci hafız olarak yetiştirdiğini, yine birçok aileyi dağılmaktan kurtardığını, küsleri barıştırdığını anlatıyor. Aziz Hoca'nın Hakkâri'de çok sevilen sembol bir insan olduğunu anlatan Hakkari Valisi Muammer Türker, "Onun Allah rızasını gözetmekten, çocuklara Allah'ın kelamını, Peygamber'in hayatını öğretmekten başka bir gayesi yoktu." diyor. Hakkâri Merkez Hacı Sait Camii İmamı Aziz Tan, sabah namazını kıldırmak için giderken Şenler Yokuşu üzerinde şehit edilmişti. Saldırıyı gerçekleştiren teröristlerden biri cinayeti itiraf etmişti.
<< Önceki Haber Hakkâri 'Aziz Hoca'sını unutamıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER