Adalet Bakanlığı ile
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın (UNDP) birlikte yürüttüğü 'Türk
Yargı Sisteminin Kurumsal Yönetimi' adlı araştırmasında yargı
reformuna büyük
destek çıktı.
Ankette, toplam bin 21 hakim ve savcıya, yüksek yargının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili sorular yöneltildi. Anket sonuçlarına göre, hakim ve savcıların yüzde 73'ü
HSYK'nın mevcut üye yapısının yargının tamamını temsil etmediğini düşünüyor. Cevap verenlerin yalnızca yüzde 25'i Kurul'un yargının tümünü temsil ettiği görüşünde. Anket sonuçları bir seminerle kamuoyuna açıklanırken çözüm önerileri de sunuldu. Buna göre Kurul'un yeniden yapılandırılmasını isteyenler, tüm hakim ve savcılar arasından
üye seçimi yapılmasını istiyor. Ayrıca yargı mensuplarının yüzde 82'si de Kurul'un atama ve
yetki kararlarına karşı yargı yolunun açılmasını talep ediyor. Yüzde 98'i ise HSYK kararlarının gerekçeli olmasının altını çiziyor.
Seminerin açış konuşmasını yapan Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürü Kenan
Özdemir, yargının yeniden yapılandırılmasının önemini vurguladı. UNDP
Türkiye Daimi Temsilci Yardımcısı Ulrika Richardson da
yargı reformunun Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde büyük önem arz ettiğini söyledi. Anket sonuçlarına göre, hakim ve savcıların yüzde 73'ü HSYK'nın mevcut üye yapısı ile yargının tamamını temsil etmediğine inanıyor. Kurul'un yeniden yapılandırılmasını isteyenlerin yüzde 80'i, üye seçimine ilişkin mevcut uygulamanın devam etmesine karşı. Çözüm olarak tüm yargı mensupları arasından üye seçilmesi gerektiğini kaydediyorlar. Yüzde 72'si, kurula
TBMM tarafından üye seçilmesine de karşı çıkıyor. Yargı mensuplarının yüzde 65'i HSYK'nın atama,
tayin,
terfi ve
disipline ilişkin mevcut prosedüründen memnun değil. Disiplin kararlarına karşı karar vericilerin katılmadığı hâkimlerden oluşan 'özel bir merci nezdinde' etkili bir
itiraz yolu geliştirilmesini istiyorlar. Yüzde 94'ü özellikle disipline ilişkin kararlarına karşı yargı yolunun açılmasını isterken, yüzde 74'ü kişisel veriler korunarak yayımlanması yönünde görüş belirtiyor. Yargı mensupları, HSYK'nın ayrı sekreteryası ve özerk bütçesi olması,
Teftiş Kurulu'nun HSYK'ya bağlı faaliyet göstermesi gerektiğini ifade ediyor.
Yargıtay ve
Danıştay ile YARSAV'ın savunduğu 'Adalet
bakanı ve müsteşar, kuruldan çıkarılmalı' görüşü konusunda hâkim ve savcıların ikiye bölündüğü görülüyor. Katılımcıların yüzde 48'i bakan ve müsteşarın kurulda kalmasını, yüzde 48'i ise kuruldan çıkarılmasını talep ediyor. Yüzde 69'u Yargıtay ve Danıştay'a üye seçiminde göz önüne alınan kriterlerin yeterli olmadığını düşünerek, değiştirilmesini istiyor.
Hâkim ve savcıların yüzde 76'sı Danıştay'da hâkim-
savcılık mesleğinden olmayan üye bulunmasını doğru bulmuyor. Yüzde 58'lik bir kesim de cumhurbaşkanının Danıştay'a hâkim-savcı mesleğinden olmayan üye seçmesinin yanlış olduğunu ifade ediyor. Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu'nun HSYK'ya bağlı olarak faaliyet göstermesini isteyenlerin oranı yüzde 70 olurken, HSYK üyelerinin görev süresinin 4 yıl ile sınırlanmasını ve yeniden seçilmesini isteyenlerin oranı yüzde 58.
Ankete bin 21 kişi katıldı
Anket, Türkiye'deki 10 bin civarındaki hâkim ve savcıya gönderilirken, bin 21'i araştırmaya katıldı. Bunlardan 694'ü hâkim, 265'i cumhuriyet savcısı, 13'ü Danıştay savcısı-tetkik hâkimi, 12'si ise Yargıtay üyesi. Katılımcılara yargı reformuyla ilgili 28 soru yöneltildi. Ankete katılan yargı mensuplarının yaş dağılımı ise şu şekilde gerçekleşti: Yüzde 77'si 30-45, yüzde 14'ü 46-55, yüzde 8'i ise 55 ve üzeri. İlk kez yapılan anket çalışmasıyla
Avrupa Birliği sürecinde Türkiye'de yargının yeniden yapılandırılmasına katkı sağlanması bekleniyor.