AK Parti Genel Başkanı ve
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''
Türkiye'nin bugün yürüdüğü istikameti beğenmeyen, bu istikameti değiştirmek isteyenlere buradan en açık biçİmde ifade ediyorum: Bu istikamet, milli iradenin gösterdiği istikamettir. Arkasında 70 milyonluk milletimiz vardır'' dedi.
Erdoğan, partisinin
TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmaya,
Aktütün karakoluna yapılan saldırı sonucunda şehit düşen askerleri anarak başladı.
Milletvekillerine, ''yüreklerinizin ne kadar
yanık olduğunu, hüznünüzün ne kadar büyük olduğunu biliyorum'' şeklinde seslenen Erdoğan, ''Türkiye'nin hudut boylarında, bir bayram ertesi toprağa düşen aziz şehitlerimize, Aktütün'de o yüksek mertebeye ulaşan 17 yavrumuza Allah'tan rahmet, ailelerine, yakınlarına, milletimize
sabır ve metanet diliyorum. Yaralılarımızı şifalar temenni ediyorum. Şehitlerimiz için milletimizin başı sağolsun'' diye konuştu.
Bu millete, bu vatana, bu toprağa kasteden
teröristlere karşı 70 milyon insanın yüreğinin bir ve beraber olduğunu bir kez daha yineleyen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu acıyı dindirmek için, bu ateşi söndürmek için, açık, seçik ifade ediyorum: Bütün ihtilaflarımızı bir kenara bırakır, bir ve bütün oluruz. Tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakır, bir ve bütün oluruz. Bütün acıları unutur, milletçe bir ve bütün oluruz. Biz;mukaddesat düşmanı, can düşmanı, hayat düşmanı, masumiyet düşmanı bu terör
örgütü yüzünden ne kardeşliğimizden, ne inancımızdan, ne mukaddeslerimizden, ne birliğimizden, ne bütünlüğümüzden vazgeçeriz. Kardeşliğimize, muhabbetimize, sevgimize,
dayanışma ruhumuza,
ülke bütünlüğümüze,
medeniyet iddiamıza kasteden
hainler, bu
topraklardan er veya geç tecrit olacaktır.
Millet olarak, terörün hedefinin sadece cephedeki gencecik Mehmetçiklerimiz olmadığını, bu milletin asırlardır zayıflamayan millet olma bilinci, dostluk ve kardeşlik direnci olduğunu fark etmeli ve bu gerçeği dünyaya hep birlikte haykırmalıyız. 70 milyon insanımızın böyle menfur olaylara bakınca, eli kanlı
terör örgütünün ardında, en az o kadar kirli başka zihinlerin, odakların, güçlerin bulunduğunu artık görebildiğini en gür sesimizle hep bir ağızdan ifade etmeliyiz.
Bu menfur saldırının hedefi, milletimizin birlik ve beraberliği, insanlarımızın asırlar öncesinden bugünlere taşıdığı dostluk ve kardeşlik hukukudur. Bu menfur saldırının hedefi, Türkiye'nin çok büyük bedeller ödeyerek kazandığı huzur ve istikraradır. Bu menfur saldırının hedefi, Türkiye'nin
bölgesinde oynadığı barışçı ve yapıcı diplomatik gayretleridir, artan önem ve itibarıdır. Çünkü, bu dünyada maalesef
çatışmalardan, savaşlardan acılardan beslenenlerin sayısı hiç de az değil. Varlığını istikrarsızlıklara, huzursuzluklara borçlu olanlar hiç de az değil.
Türkiye'nin bugün yürüdüğü istikameti beğenmeyen, bu istikameti değiştirmek isteyenlere buradan en açık biçimde ifade ediyorum: Bu istikamet milli iradenin gösterdiği istikamettir. Arkasında 70 milyonluk milletimiz vardır. Bu iradeyi kırmayı, bu istikameti değiştirmeyi umanlar, beyhude bir çaba içinde olduklarını bilmelidirler.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kimsenin terör üzerinden
siyaset yapmaması gerektiğini vurgulayarak, ''Kan üzerinden siyaset yapılmaz, şehitlerimiz, gazilerimiz üzerinden siyaset yapılmaz. Bu hepimizin ortak derdi, ortak meselesidir. Kan üzerinden siyaset yapanlar, o kanın içerisinde kendileri boğulur'' dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, hala terör üzerinden siyaset yapma gayreti içinde olanların bulunduğunu belirterek, ''Bakın çok açık ve samimi söylüyorum: Kimse terör üzerinden siyaset yapmasın. Kan üzerinden siyaset yapılmaz, şehitlerimiz, gazilerimiz üzerinden siyaset yapılmaz. Bu hepimizin ortak derdi, ortak meselesidir. Bunun üzerinden siyaset yapanlar, kan üzerinden siyaset yapanlar, o kanın içerisinde kendileri boğulurlar. Bunu böyle bilmemiz lazım. Çünkü bu, asla böyle bir yaklaşım tarzını, böyle bir davranış tarzını kabul etmez '' diye konuştu.
Sınır ötesi operasyonla ilgili
Başbakanlık Tezkeresinin yarın TBMM Genel Kurulunda görüşüleceğini hatırlatan Erdoğan, ''Şimdi bizler yine
Meclisimize gidiyoruz. Meclisimiz inanıyorum ki yarınki görüşmelerde, Türkiye'nin terörle mücadelesinde kararlı iradesini ortaya koyacaktır'' dedi.
''ORTAK DURUŞ GEREKTİREN BİR MESELE''
Terörle mücadelenin bir milli mesele olduğunu, ''devlet ve millet meselesi olduğunu'' vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü.
''Bu mesele, her zaman olduğu gibi bugün de tüm siyasi partilerin ve kurumların ortak duruşunu gerektiren bir meseledir. Bize düşen, Meclis çatısı altında
terörle mücadelede ortak irademizi sergilemektir. Bütün siyasi partilerimizin bu hassasiyete sahip olduğunu düşünüyorum. Mehmetçiğimizin hayatına kastedenlerin bu ülkeye, bu millete açık bir düşmanlık içinde oldukları ortadadır.
Masum halkın kanını dökenlerin, milletin huzur ve güvenliğini tehdit edenlerin, devlete
silah çekenlerin bu ülkeye, bu
topluma, bu millete, bu devlete düşman oldukları açıktır. Keza, terör örgütüne 'terörden vazgeç' diyemeyenlerin bize, 'terör örgütünün adresini çökertmekten vazgeç' demeleri de mümkün değildir. Gün, birlik ve beraberlik günüdür. Gün, bütün provokasyonları bertaraf ederek, yalnız terör örgütüne değil, terör örgütünü bir maşa, bir
taşeron olarak kullanan
zehir tacirlerine de birlik ruhumuzu gösterme günüdür. Teröre verilecek en büyük
cevap, milletimizin bir bütün olarak birlik ve beraberlik, kardeşlik örneği ortaya koymasıdır. Biz, birlik ve beraberliğimizi toplumsal bütünlüğümüzü korudukça, birbirimize şüpheyle değil, sevgiyle, güvenle, kardeşlikle baktıkça terör tecrit olacak, terörizm zemin bulamayacaktır.''
Bütün dikkat ve özenle milletin birlik ruhunu korumaya çalıştıklarını belirten Erdoğan, ''Ülkemiz;
demokrasiden bir tek geri adım atmadan, insan hak ve hürriyetlerinden bir tek geri adım atmadan terörün en çok arzuladığı
kalkınma iradesini geriletmeden yürüyüşüne devam edecektir'' dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Terörist karşısında, terörizm karşısında tek yürek olmayanlar, kendi vicdansızlıklarına yansınlar. Şehit kanlarını, yüreği yanan annelerin feryadını duymayanlar, kendi merhametsizliklerine yansınlar'' dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, ''bu milletin hissiyatını zayıflatabileceklerini, bu ülkenin insanlarının birbirine bağlılığını zedeleyebileceklerini zannedenlerin'' kaçınılmaz sonunun, hayal kırıklığı olduğunu söyledi.
''Sözün anlamının azaldığı, konuşabilmenin güçleştiği bir zamanda'' milletin hissiyatına tercümen olabilmek adına bazı şeyleri söylemek zorunda olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Kimin ne dediğine dikkat ediyoruz. Bütün seslere
kulak veriyoruz. Bizim gibi düşünmese de çözüm yolu bizimki gibi ol
masa da vicdan ve merhamet sahibi herkesin fikrini baş tacı ediyoruz. Terörist karşısında, terörizm karşısında tek yürek olmayanlar, kendi vicdansızlıklarına yansınlar. Şehit kanlarını, yüreği yanan annelerin feryadını duymayanlar, kendi merhametsizliklerine yansınlar. Bu millet, bu ülke, bu vatan, birdir ve bütündür. Bu bütünlüğü zedeleyecek bir zehirli ideoloji, ayrılıkçı bir emel, burada barınamaz. Türkiye'nin medeniyet çıtasını yükselttiği, demokrasi çıtasını yükselttiği her zaman, bu ülkenin kalkınma iddiasına zincir vurmak için kullanılan uluslararası bu taşeron örgüt, en geniş anlamda yalnızlaşacaktır, izole edilecektir, etkisiz hale getirilecektir.
Türkiye uzun yıllardır bölücü terör örgütü ile mücadele etmektedir. Bu mücadele, kesintisiz devam edecektir. Terör örgütünün amacı, uzun yıllara varan bir mücadeleyle yılgınlık ve bitkinlik oluşturmak. Amaçlarını gerçekleştirebilecek bir
psikolojik ortam üretmektir.
Hükümetimiz, bu amacın ve planın farkındadır. Tüm kurumlarımızla uyum içinde, uzun soluklu bir şekilde kararlılığından taviz vermeden mücadelesini sürdürecektir. Bir ve beraber durarak, omuz omuza vererek, nifaka, fitneye zerre kadar
prim vermeyerek, bu kirli oyunu hep birlikte bozacağız.''
''TERÖRLE MÜCADELE PRATİĞİ''
Erdoğan, terör karşısında ortaya konulabilecek en doğru tavrın aklıselimin muhafaza edilmesi ve tepkisel davranılmaması olduğu uyarısında bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Zira tepkisel davranışlar ve söylemler, terörün varmak istediği amaca
hizmet edebilir. Millet olarak, toplum olarak, terör sorunu karşısında rasyonel bir tavır geliştirme becerisini göstermeliyiz. Hiçbir toplumsal mesele, tepkisel tavırlarla çözülemez. Toplumsal meselelerimizi çözmenin yegane yöntemi, aklıselim çizgisinde yürümek, sağduyuyu elden bırakmamaktır. Terörün ana amacı, toplumu yılgınlığa sevk etmek, toplumsal birlikteliği zedelemek, hayatın normal akışını zaafa uğratmaktır. Söylemlerimizle ve eylemlerimizle bu amaca hizmet etmemeliyiz.
Bunu söylerken, terörü üreten toplumsal dinamikleri ve bir bütün olarak devletin terörle mücadele pratiğini
tartışmayalım. 'Üzerinde konuşmayalım' demek istemiyorum. Makul ve serbest bir tartışma olmadan meselelerimizi çözemeyeceğimiz de aşikardır. Önemli olan, makuliyeti kaybetmemek, tartışmanın
akıl dairesinde yürümesini sağlamaktır. Düşmanlık üreten, bu toplumun kardeşliğini zedeleyen söylemler, ancak terör odaklarına hizmet edebilir. Bu ülkenin, bu milletin kardeşliğini öne çıkaran, tarihimize, medeniyetimize yakışan bir dille konuşmalıyız. Dilimizdeki kardeşliğe, birlikteliğe halel getirirsek, işte o zaman istemeden toplumsal barışımızı zaafa uğratırız. Daha da vahimi, millet olma iddiamızı yaralarız.
Bütün vatandaşlarımız, millete mensubiyet duygusu içinde davranmaya, düşmanlık niyetlerini boşa çıkarıp, kardeşliği pekiştirmeye hassasiyet göstermelidir. Türkiye'nin terör karşısındaki duruşu, hiç kimse tarafından yanlış anlaşılmasın. Terörle mücadele konusunda Hükümetimizin kararlı iradesi, tamdır. Türkiye'nin bugüne kadar sürdürdüğü vakur duruş, aklıselime yaslanmış olmasındadır. Aklıselime dayanan duruşumuzu, sonuna kadar sürdüreceğiz.''
''YANLIŞ YORUMLAYANLAR''
Türkiye'nin sabrını, metanetini, vakarını yanlış yorumlayanların, bunun bir acz olduğunu zannedenlerin bugün değilse yarın, yanıldıklarını anlayacaklarını kaydeden Erdoğan, ''Akan kanı durdurmak için yeni ne
tedbir gerekirse alıyoruz, alacağız. Uluslararası hukuktan doğan haklarımızı, hukuk çerçevesinde azami kalmaya özen göstererek, kullanıyoruz, kullanacağız'' diye konuştu.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin
sınır ötesi harekatına izin veren tezkerenin TBMM'nin gündeminde olduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Özellikle bir şeyi vurgulamam lazım; o da şudur: Sürekli olarak dikkat ediyorum; hep bir şeyin içerisinde olanlar var. O da suçlu aramak... Biz şu anda suçlu aramanın ötesinde çözüm aramanın gayreti içindeyiz. Çünkü, inanıyoruz ki güvenlik güçlerimiz samimi olarak ellerinden gelen gayreti göstermişlerdir. Faturası ve neticesi şüphesiz ki ağır olmuştur. Buna katlanmak da zordur. Ama bir gerçeği unutmayalım; eksiklikler olabilir ve vardır. Biz hep şunu söylemişizdir, güvenlik güçlerimizin hepsine, polisimize, askerimize: Bizden isteğiniz nedir? Ne varsa söyleyin, biz gereğini yaparız. Bugüne kadar da ne istenirse, bunu yerine getirdik ve bundan sonra da yerine getiririz. Bu konuda bizden Hükümet olarak, istenen bir şey yerine gelmiştir.
Ama şunu unutmayalım, terör, normal bir adi suç değildir. Terör, her zaman söylüyoruz; ne zaman, nerede, kimi, nasıl vuracağı belli olmayan bir fenomendir. Bunu bilmemiz, kabullenmemiz lazım. Bu bakımdan verilen mücadele, kolay bir mücadele değil. Bölgenin özellikle coğrafi şartlarını iyi değerlendirdiğimiz zaman, oraları bilenler, tanıyanlar bu işin nasıl zor şartlarda olduğunu gayet iyi bilirler. Ben de bölgeyi bir kaç kez havadan da karadan da dolaşan birisiyim, biliyorum. Ve koşulların ne denli zor olduğunu da biliyorum. Ama bilmeyenler rahat konuşuyor. Buradan hareketle bizler tamamen işin
teknik boyutu noktasında, güvenlik güçlerimizin ortaya koyduğu projelere uyarız. Ve nitekim, bizden daha önce, bir yıllık, bu konuyla ilgili tezkere istenmiştir ve bu tezkere kabul edilmiştir.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''terörün, sadece askeri ya da polis operasyonlarıyla çözümlenecek bir iş olmadığını'' belirterek, olayın siyasi, diplomatik,
ekonomik, psikolojik, sosyolojik ve sosyo ekonomik boyutunun da olduğunu belirterek, ''Şu an hükümetimiz bütün bunları ele almış vaziyette çalışmalarını sürdürüyor'' dedi.
Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Erdoğan, terörle mücadeleyle ilgili görüşlerini ifade etti. Erdoğan, ''Uluslararası anlaşmaların gereği olarak bugüne kadar yapılmış; suçluların iadesi gibi uluslararası yükümlülükler muhataplarımız tarafından uygulanmış olsaydı, belki bu noktaya hiç gelinmezdi'' görüşünü kaydetti.
Muhtemel bir sınır ötesi harekatın hedefinin, daha önce olduğu gibi, sadece terör örgütü olduğunu yineleyen Erdoğan, ''İhtiyaç olması halinde ve en iyi neticeyi alacak şekilde doğru zaman ve zeminde, gereken bir yıldır nasıl yapılıyorsa, yine bundan sonra o şekilde yapılacaktır. Kuşkusuz,
Irak bizim komşumuzdur. Oradaki insanlar bizim kardeşlerimiz, akrabalarımızdır. Ne zaman başları dara girse, bizleri yanlarında bulmuşlardır'' dedi.
Geçen yıl Tezkere görüşmelerinde dile getirdiği görüşünü tekrar eden Erdoğan, ''Şimdi bir kez daha açıkça söylüyorum; ihtiyaç olması halinde böyle bir harekat ne
sivil insanlara yönelik olacaktır ne de Irak'ın siyasi birlik ve bütünlüğüne yönelik olacaktır. Biz dün olduğu gibi bugün de Irak'ın toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine büyük önem veriyoruz'' diye konuştu.
Herkesin terör karşısındaki durumunu netleştirmeli ve tavrını ortaya koyması gereğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
''Terörle arasına mesafe koyamayanların terörle mücadeleden olumsuz etkilenmesi her zaman için kaçınılmazdır. Bölge halkımız nasıl her geçen gün terörle arasına kalın bir
duvar örüyorsa, bölge ülkeleri de terör örgütüyle arasına kalın bir duvar örmeli, net bir tavır ortaya koymalıdır. Bu herkesin kendi menfaatinedir.
Kuzey Irak bölgesel yönetiminin de geçmişte zaman zaman olduğu gibi,
terörist unsurlara karşı bizimle iş birliği yapması, en doğru yoldur. Çünkü terör örgütü bölgesel bir huzursuzluk ve gerilim kaynağı olarak herkes için sıkıntı sebebidir. Türkiye, terör konusunda nefsi müdafaa durumundadır. Herkes bu durumu iyi anlamalı, terörizm ve terörle mücadelesinde Türkiye'nin yanında yer almalıdır.''
TSK'nın sınır ötesi harekatına izin veren Tezkerenin yarın TBMM Genel Kurulu'nda görüşüleceğini hatırlatan Erdoğan, ''Grubumuz ve Meclisimiz, inanıyorum ki bu konuda ortaya ortak bir irade koyacaktır. Ben arkadaşlarımı bütünüyle, hep beraber yarın Genel Kurul'da bulunmaya davet ediyorum. Tezkereyi aynı hassasiyetle değerlendireceğimizden kimsenin şüphesi olmamalıdır. Böylece Meclisimizin geçen yıl verdiği yetkiyi bir yıl daha uzatmış oluyoruz. Geçen 1 yıl zarfında gerek kara, gerek hava harekatlarımız bütün dünyanın takdir ettiği bir titizlikle yürütülmüş ve hedefteki terör yuvaları, sivil kayıplara yol açmaksızın etkisiz hale getirilmiştir. Tezkerenin hedefi ve amacıyla ilgili yayılan söylentiler boşa çıkmış, Türkiye büyük bir devlet ciddiyeti ve sorumluluğuyla deklare ettiği hassasiyetleri özenli korumuştur'' diye konuştu.
''TERÖR ÖRGÜTÜNÜ RAHATSIZ EDİYOR''
Bu süreçte 5 kulvarda yoğun ve etkin diplomasi yürüttüklerini, Irak Merkezi Hükümeti, komşu ülkeler, ABD, AB, BM,
Arap Birliği ve NATO gibi uluslararası kurum ve kuruluşların desteğini temin ettiklerini anlatan Erdoğan, askeri harekatın uluslararası meşruiyet içinde hedefe ulaşmasını sağladıklarını kaydetti. Türkiye'ye yönelik terör faaliyetleri karşısında son derece geniş bir bölgesel ve küresel
destek cephesi oluşturduklarına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Terör, sadece askeri operasyonlarla veyahut da polis operasyonlarıyla çözümlenecek bir iş değildir. Terörün siyasi boyutu var, her zaman söylüyorum terörün diplomatik boyutu var. Ekonomik boyutu var. Bütün bunların yanında psikolojik, sosyolojik, sosyo ekonomik boyutu var. Şu an Hükümetimiz bütün bunları ele almış vaziyette çalışmalarını sürdürüyor. Bu adımlar, bugüne kadar şu son 5 yıl içinde atıldı, atılıyor ve atılacak. Rahatsızlıkların zaten altında bunlar yatıyor. Bölge, bugüne kadar görmediklerini bu dönemde görmeye başladı. Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, tarımda, toplu konutta, kentsel değişim ve dönüşüm projelerinde görmeye başladı. Bütün bunlar, özellikle terör örgütünü rahatsız ediyor. Çünkü onların nemalandığı nokta bu. Bölgenin geri bırakılmışlığı... Bunun üzerinden bugüne kadar hep siyaset güttüler. Bunun üzerinden bölge halkımızı ne yazık ki sömürdüler. Şimdi tabii sömüremediklerini görüyorlar. Açıklanan GAP, DAP projesi ciddi manada rahatsız etmiştir. Çünkü bu bölgenin, hani bizim ta partimizi kurduğumuzda söylediğimiz neydi? 'Biz etnik milliyetçiliğe hayır diyoruz' dedik ya...Bu onları rahatsız ediyor. Çünkü biz, bu ülkede hangi kökenden olursa olsun, hiçbir etnik kökenli vatandaşımızın temsilciliğini bir siyasi partiye mal etmesine müsaade edemeyiz. Biz AK Parti olarak hepsine de aynı mesafedeyiz. Aynı şekilde biz bu yola çıkarken ne dedik? 'Biz bölgesel milliyetçiliğe de karşıyız' dedik. Bu da bunları rahatsız ediyor. Şimdi Batı ile Doğu arasında dengeler artık toparlanmaya başladı. Bu da bunları rahatsız ediyor.''
''BU İLLERİMİZ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ALTINI OYACAKTIR''
Güney
doğu ve Doğu'nun yollarının yapıldığını, okullara
ADSL ile internet bağlantısı sağlandığını anlatan Erdoğan, ''Bunlar bugüne kadar yoktu. Bir taraftan okullar yapılıyor. Yılardır bu ülkede
Güneydoğu illerimizin üniversite taleplerine cevap verilmezken, şu andaki
Parlamento AK Parti iktidarıyla bütün illerimize üniversite kuruluşunu kesinleştirince...Bu, bunları rahatsız etmiştir. Şimdi düşünün bu illerimizde,
Hakkari, Muş,
Bitlis, Van hepsinde bu üniversitelerimiz inşallah çok kısa bir zamanda, çok daha reel olarak netice vermeye başladığında bu bölgelerimiz tabii ki terör örgütlerinin altını oyacaktır. Buralarda kardeşlik, dayanışma, ciddi manada ekonomik hareketlenme
egemen olacaktır. Bu, bunları rahatsız ediyor. Bunu onlar iyi görüyorlar. Şimdi ben diyorum ki gelin, bunu milletçe hep beraber iyi görelim. Bu atılan adımlar, boş adımlar değildir'' diye konuştu.
Doğuda ve Güneydoğuda dağlardan köpeklerin çektiği kızaklarla kente
hasta taşınmasını görmek istemediklerini belirten Erdoğan, ''Şimdi
doğum yaklaştığında bayan kardeşlerimizi oradan şehir merkezine alıp,
Sağlık Bakanlığı olarak orada
misafir ediyoruz, doğumdan sonra yine misafir edip ondan sonra evine gönderiyoruz. Bütün bunlar, bizim o bölge insanının çektiği çileleri sona erdirmek için attığımız adımlar. Bunu onlar çok iyi biliyor'' dedi.
Bölgede paletli
ambulans sistemine geçildiğini kaydeden Erdoğan, bütün bunların terör örgütünü rahatsız ettiğini vurguladı. Erdoğan, ''Bugüne kadar bunlar niye yapılamıyordu, dertleri yoktu onun için. Ama bizim derdimiz var. Onun için biz bu ülkede Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Abazasıyla vs, vatandaşlarımızı hiçbir ayrıma tabi tutmadan bu yolculuğumuzu devam ettireceğiz. Bu böyle bilinsin. Tabii bu rahatsız edecek. Ama biz bu yola rahatsız olmadan devam edeceğiz'' şeklinde konuştu.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörizmle mücadelede başından bu yana, uluslararası boyutta en güçlü zemine ulaştıklarını belirterek, ''Sadece açıklamaları doğru ve yeterli bulmuyorum. Bu açıklamaların uygulamaya geçmesini istiyoruz. Eğer geçmezlerse, o zaman bazı yaptırımlara girme durumunda kalabiliriz'' dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin askeri, siyasi ve diplomatik alanda yaptığı çok yönlü çalışmalar sonucunda terör örgütünün destek ve
mevzi kaybetmeye başladığını söyledi.
Terörizmle mücadelede başından bu yana, uluslararası boyutta en güçlü zemine ulaştıklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sadece açıklamaları doğru ve yeterli bulmuyorum. Bu açıklamaların uygulamaya geçmesini istiyoruz. Eğer geçmezlerse o zaman biz bazı yaptırımlara girme durumunda kalabiliriz, bunu da açıklıyorum. Silahlı kuvvetlerimizin gerçekleştirdiği operasyonların, terör örgütüne hem maddi kayıp verdirdiği hem de psikolojik çöküntüye sebep olduğu aşikardır. Kırılma sürece yaşayan terör örgütünün bu tür eylemlere, psikolojik destek arayışına girmesi inanıyorum ki beyhudedir. Askeri operasyonlar sürerken terörün halk desteğinin kesilmesi, devlet-millet kaynaşmasının artırılması için de yoğun bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Terör örgütü ve terörizm karşısında psikoloJik, siyasi, ekonomik, diplomatik ve askeri unsurlardan oluşan kendi içinde bütünlük arz eden bir strateji çerçevesinde hareket ettik, bundan sonra da bunu yoğunlaştırarak devam edeceğiz.
Tüm kurum ve kuruluşlarımız, bakanlıklarımız meselenin her boyutuyla ilgili çalışmalarına hız vermiş durumdadır. Terörle Mücadele Yüksek Kurulu veya Milli
Güvenlik Kurulu toplantıları sebebiyle her ay üst düzeyli değerlendirmelerle, terörle mücadeledeki koordinasyonumuzu ve yürütülen çalışmaları ele alıyoruz. Terörle mücadele konusunda bugüne kadar her türlü ihtiyacın giderilmesi ve gereksinimin karşılanması yönünde irade ortaya koyduk. Bundan sonra da aynı hassasiyetle bütün ihtiyaçları karşılamaya, gereken adımları kararlılıkla atmaya devam edeceğiz.''
''TEZKERE CİDDİ BİR CAYDIRICILIK UNSURU''
Başbakan Erdoğan, sınır ötesi operasyona ilişkin tezkerenin ciddi bir caydırıcılık unsuru olduğunun unutulmaması gerektiğini vurguladı.
Operasyonlara ihtiyaç kalmamasını temenni ettiklerini ifade eden Erdoğan, ''Ancak her milletin ülkesine ve milletine karşı savaş açan bir örgüte karşı, gerektiğinde askeri tedbirlere başvurması kaçınılmazdır'' dedi.
Erdoğan, geçen yıl kabul edilen tezkere sonucunda, Irak merkezi yönetiminin, Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimin, ABD ve uluslararası toplumun, meselenin ciddiyetini daha iyi anlamaya başladığını, bunun da olumlu gelişmeler olduğunu kaydetti. Türkiye'nin ABD ile başarılı bir istihbarat çalışması içinde olduğuna işaret eden Erdoğan, terörist örgütün mali,
lojistik, siyasi ve psikolojik desteğinin kesilmesi için tüm ülkelerin samimi bir gayret içerisinde olmaları gerektiğini vurguladı.
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Net bir tutum takınmalıdır, biz bunu bekliyoruz ve beklemek hakkımızdır. Özellikle müttefiklik içerisinde olduğumuz dost ülkelerden beklentimiz açıktır. Bu beklentinin zaman geçirmeksizin karşılık bulması, küresel terörle mücadeledeki samimiyet ve kararlılığın göstergesi olması açısından anlam taşıyacaktır.
Zaman zaman yaşanılan bazı hadiselerin, birtakım engellerin, özellikle gölgelemesine asla izin verilmemesi gereken bir gerçek var. O gerçek, Türkiye'nin doğru bir istikamette hedeflerine kararlılıkla yürüdüğü ve yürümeye de devam edeceğidir. Bu istikamet millet iradesinin belirlediği istikamettir. Bu istikamette ilerleme kararlılığımızın en büyük dayanağı da milletimizin iradesidir.''
ÇÖZÜM, TBMM ÇATISI ALTINDA...
Daha önce olduğu gibi bugün de en büyük hassasiyetlerinin, duvarlarında, ''hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir'' şiarının yazılı bulunduğu ve millet iradesinin tecelli ettiği TBMM'nin hukukuna riayet etmek ve bu hukuku sadakatle korumak olduğunu kaydeden Erdoğan, TBMM'nin, kurulduğu günden beri milletin istiklalinin ve geleceğinin teminatı olmaya devam edeceğini bildirdi. Başbakan Erdoğan, ''Bu çatı altında milletimizi temsil etme onurunu ve sorumluluğunu taşıyan her arkadaşımızın bu duyguda birleştiğinden en ufak bir şüphe duymuyorum'' dedi.
Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi son 6 yılda krizlerden alıp huzura ve istikrara ulaştıran büyük atılımın mimarının millet ve millet iradesinin tecelli ettiği TBMM olduğunu bildirerek, bugünden sonra da milletin yaşadığı her zorluğun, sıkıntının Türkiye'nin önüne çıkan her engelin çözümünü, milletten aldıkları yetkiyle Meclis çatısı altında aramaya ve bulmaya devam edeceklerini ifade etti.