Yeni
Şafak Gazetesi'nde yer alan haberde
Son dakika aday yapılan
Ergenekon sanığı Mehmet
Haberal'ın
seçim sonrası Kılıçdaroğlu'ndan görevi devralacağı iddia edildi
Ömrünü
CHP iye mücade ederek geçiren
Demirel, her platformda Ergenekon sanığı
Mehmet Haberal'ı savundu. Haberal'ın CHP'den adaylığı konusunda büyük etkisinin olduğu iddia ediliyor.
Seçim sürecinde son dakika gelişmesiyle CHP üyesi ve
milletvekili adayı yapılan Ergenekon davasının
tutuklu sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın, seçimden sonra da
Kemal Kılıçdaroğlu'nun yerine genel
başkanlık için öne çıkarılacağı öne sürüldü. CHP'nin eski lideri Deniz Baykal'ı
kaset operasyonu ile genel başkanlıktan indirerek, Kemal Kılıçdaroğlu'na bu koltuğu sunan çevrelerin seçim sonrası başka bir planla Kılıçdaroğlu'nun makamını Haberal'a vereceği öne sürülüyor. Güvenilir adamlarını truva atı olarak milletvekili seçilebilecek sıralara ve parti yönetimine monte eden Ergenekon cephesi seçim sonrası için Haberal'ı yedekte tutuyor.
EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ DEMİREL
Ergenekon davasının tutuklu sanığı Mehmet Haberal'ın CHP'deki siyasi mücadelesinin en büyük destekçisi ise 9. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel. Haberal'ın CHP'den adaylığı için Kılıçdaroğlu'dan ricada bulunduğu öne sürülen Demirel, desteğini her ortamda açıkça dile getirdi. Demirel, Haberal için "
Türkiye ve
Zonguldak'ın onuru" ifadesini kullanırken, benzer bir ifadeyi daha sonra Zonguldak mitinginde kullanan Kılıçdaroğlu, "Haberal bizim onurumuzdur" dedi. Haberal'ın sosyal demokrat çizgideki bir partiye, Demirel gibi yıllarca CHP ve bu çizgideki partilere
rakip olmuş merkez sağdan bir ismin desteği ile girmesi dikkat çekerken, CHP içinde sağ partilere yakın kişilerin etkinliğinin arttığı görülüyor.
SONRADAN CHP'Lİ OLDULAR
Geçmiş yaşamlarında CHP ile ilgisi olmayan, aksine merkez sağ partilerle yakınlıkları bilinen
Süheyl Batum,
Sinan Aygün ve Mehmet Haberal gibi isimlerin CHP içinde önemli yer edinmesi, bu kişilerin seçim sonrasında da partide farklı arayışlara girebileceği değerlendirmelerine yol açıyor. Aslen CHP'li olmayan pek çok isim parti yönetiminden gelen farklı ve çelişkili açıklamalara rağmen arka arkaya parti yönetimine ve seçilebilecek yerden milletvekili aday listesine girdi. Adı daha önce
Demokrat Parti genel başkanlığı için geçen Süheyl Batum, DP'nin
baraj altında kalacağı anlaşılınca CHP içinde siyasete girdi ve biranda önemli bir mevkiye getirildi. Batum partiye girdiği andan itibaren
Ergenekon sanıklarının parti içindeki sözcüsü oldu. Ergenekon sanıkları Haberal, Mustafa
Balbay ve
İlhan Cihaner'in adaylıklarının ilk işaretini de Batum vermişti. CHP'nin Ergenekon sanığı adaylarından
Sinan Aygün de 2007'de DP'den
aday adayı olmuş ancak daha sonra adaylıktan vazgeçmişti.
PARTİYE DIŞARIDAN MÜDAHALE
Haberal'ın ve Ergenekon sanığı diğer kişilerin CHP'ye giriş süreçleri, partiye bu konularda parti dışından bazı kesimlerce müdahale edildiği iddialarını güçlendiriyor. Ergenekon sanıkları Balbay ve
Tuncay Özkan'ın CHP'den aday gösterilip milletvekili seçilerek cezaevinden kurtarılacağı tartışmaları ilk ortaya çıktığında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Yok öyle bir şey" demişti. Ancak daha sonra olaylar Kılıçdaroğlu'nun dediği şekilde gelişmedi, tutuklu sanıklar Balbay ve Haberal seçilebilecek yerden aday listesine konuldu.
Karar değiştirdi
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, eski Genel Başkan Deniz Baykal'ın bir milletvekili ile uygunsuz görüntülerinin ortaya çıkmasının ardından koltuğa oturdu. Skandalın patlak vermesinin ardından aday olmayacağını açıklamasına karşın, kısa sürede fikrini değiştiren Kılıçdaroğlu, kurultayda genel başkan seçilmişti.
Tutukluluğu boyunca adeta korunup kollandı
Şu anda Ergenekon davasının tutuklu sanığı olarak
Silivri Cezaevi'nde yatan Prof. Dr. Mehmet Haberal, diğer Ergenekon sanıklarından daha farklı bir tutukluluk süreci yaşadı. Haberal tutuklu olduğu süre boyunca adeta korunup kollandı. Tutukluluğunun büyük bölümünü cezaevi yerine
hastane odasında geçirdi. 17
Nisan 2009'da tutuklanan Haberal, aynı gece rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı ve yaklaşık 21 ay boyunca hastanede yatırıldı. Tutukluluğunu
İstanbul Üniversitesi
Tıp Fakültesi Kardiyoloji Enstitüsü'ndeki odasında geçiren ve
Adli Tıp'a sevki bile engellenen Haberal, hastanesi değiştirildikten sonra Adli Tıp'ın "hastanede yatmasını gerektirecek bir rahatsızlığı olmadığını"
rapor etmesiyle cezaevine gönderildi.