HSYK'dan yeni açıklama

HSYK: Yargının siyasallaştığını söyleyenler siyasi duruş sergiliyor...

HSYK'dan yeni açıklama

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkan Vekili Ahmet Hamsici, ''Danıştay'a yeni seçilen üyelerin bugüne kadarki çalışma ve liyakatleri görmezden gelinerek ve bundan sonraki çalışma ve performansları görülüp değerlendirilmeden, anlaşılmaz bir şekilde yargının siyasallaştığı açıklamalarının yapılması, bu açıklamayı yapanlar açısından siyasi bir duruşun en açık göstergesidir'' dedi. Hamsici, HSYK'nın internet sitesinde yer alan açıklamasında, Danıştay Başkanı Mustafa Birden'in bazı üyelerle Anıtkabir ziyareti sırasında, HSYK'yı suçlayan ifadeler kullanması sebebiyle açıklama yapılmasına gerek duyulduğunu belirtti. 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 8'inci maddesine göre, Danıştay üyeliğine seçilebilmek için, idari yargı hakim ve savcılarının birinci sınıfa ayrıldıktan sonra en az üç yıl bu görevlerde başarı ile çalışmış olmaları ve birinci sınıfa ayrılma niteliğini kaybetmemeleri gerektiğine dikkati çeken Hamsici, HSYK Genel Kurulu'nun, bu seçime yönelik yapmış olduğu çalışmalar neticesinde Başkan hariç 21 üyenin tamamının katıldığı dünkü toplantısında seçilme şartlarını taşıyan 544 idari yargı hakim ve savcısı arasından 51 kişiyi gizli oylama neticesinde Danıştay üyeliğine seçtiğini hatırlattı. ''Bu şekilde seçilen üyeler, Danıştay üyeliği için gerekli olan şartların tamamını taşımaktadır'' diyen Hamsici, ayrıca, bu üyelerin bir başka yerden ya da kurumdan getirilmiş olmayıp idari yargı içerisinde aktif olarak çalışan birinci sınıf hakim ve savcılar olduğunu kaydetti. -''DANIŞTAY ÜYELİĞİNİ HAK ETTİKLERİ GÖRÜLECEKTİR''- Hamsici, son görev yaptığı yer ve unvanlara bakıldığında seçilenlerin, 3'ünün kıdemli olmak üzere 13'ünün Danıştay tetkik hakimi, 2'sinin Danıştay savcısı, 3'ünün Bölge İdare Mahkemesi başkanı, 13'ünün İdare ve Vergi Mahkemesi başkanı, 13'ünün Bölge İdare, İdare ve Vergi Mahkemesi üyesi, birisinin idari görevde çalışan Genel Müdür Yardımcısı, 4'ünün HSYK Teftiş Kurulunda görev yapan başmüfettiş ve müfettiş, 2'sinin ise Anayasa Mahkemesi raportörü olduğu görüleceğini bildirerek, şöyle devam etti: ''Ayrıca, seçilen üyelerin sicil durumları incelendiğinde; tamamının birinci sınıf oldukları, hiçbirinin sicillerinde en küçük bir olumsuzluk bulunmadığı, müfettiş ve başkanlar tarafından düzenlenen değerlendirme formlarının tamamının iyi veya pekiyi olduğu, tümünün mümtazen terfi ettiği, Danıştay üyeliğine seçilmelerine engel hiçbir hususun bulunmadığı, en gencinin Cumhurbaşkanlığı için seçilme yaşı olan 40 yaşında olduğu, hukuki bilgi, birikim ve çalışmaları itibarıyla Danıştay üyeliğini hak ettikleri görülecektir. Seçilen üyelerin gerek mesleğe kabullerinde gerekse birinci sınıfa ayrılmalarında mevcut Kurul üyelerimizin bir dahli olmamıştır. Daha önceki kurul üyeleri, bugün haklarında beyanat verilen hakim ve savcıların, bilimsel güç ve yetenekleri ile hizmet ve meslekteki başarılarına göre emsalleri arasında temayüz ettiklerini değerlendirerek birinci sınıfa ayrılmalarına karar vermiştir. Hal böyle iken, yargının içerisinden ve değişik kademelerinden Danıştay'a yeni seçilen üyelerin bugüne kadarki çalışma ve liyakatleri görmezden gelinerek ve bundan sonraki çalışma ve performansları görülüp değerlendirilmeden, anlaşılmaz bir şekilde yargının siyasallaştığı açıklamalarının yapılması, bu açıklamayı yapanlar açısından siyasi bir duruşun en açık göstergesidir. Ayrıca, bu şekildeki beyanlar hem seçilen üyelere, hem bu üyeleri seçen Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin iradesine saygısızlıktır. Kanundaki şartları taşıyan, sicil durumları ve terfileri dikkate alındığında liyakatleri ile öne çıkan bu meslektaşlara karşı hangi kriterler ve sebepler esas alınarak böyle bir tavır alındığı mutlaka açıklanmalıdır.'' Bu ithamların, somut dayanaktan yoksun, haksız ve önyargılı olduğunu savunan Hamsici, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun anayasal bir kurum olduğunu, anayasa ve kanunlardan kaynaklanan görevlerini yerine getirirken ve yetkilerini kullanırken tamamen bağımsız olduğunu vurguladı. Danıştay da dahil olmak üzere hiçbir organ, makam, merci veya kişinin Kurul'a emir ve talimat veremeyeceğini, iradesini vesayet altına alamayacağını, kurul kararlarını ve tasarruflarını doğrudan veya dolaylı bir şekilde etkilemeye çalışamayacağını belirten Hamsici, ''Her kurum kendisine Anayasanın verdiği görev alanını iyi bilmeli ve bu sınırlar içerisinde kalmalıdır. Kurulumuz mahkemelerin bağımsızlığı ile hakimlik ve savcılık teminatı esaslarını gözeterek adalet, tarafsızlık, doğruluk, dürüstlük, tutarlılık, eşitlilik, ehliyet ve liyakat ilkeleri çerçevesinde görev yapmakta olup bu değerler çerçevesinde seçimini yapmıştır'' dedi.
<< Önceki Haber HSYK'dan yeni açıklama Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER