Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu (
HSYK)
Başkanvekili Kadir Özbek ve yüksek yargıdan gelen 9 üye tarafından yapılan ortak açıklamada, ''HSYK'nın devam eden
dava (
Ergenekon) ile ilgili yargı bağımsızlığının korunması amacıyla azami hassiyeti gösterdiği'' ifade edilerek, ''Bir kısım basında haksız bir şekilde yer aldığı gibi, HSYK'nın davaya
bakan mahkemenin başkan ve üyeleriyle ilgili herhangi bir düşünce,
öneri ve tasarrufu başından beri olmamıştır'' denildi.
Açıklamada, HSYK Başkanvekili Özbek'in yanı sıra Suna
Türkoğlu, Ali
Suat Ertosun,
Musa Tekin, O.Cem Erbük,
Coşkun Öztürk, F.Anıl Genç, Feyzi Altınok, H. Ceyda Kerman ve Ayşe
Albayrak Doğan'ın imzası yer aldı.
Ortak açıklamada, hakim ve
Cumhuriyet Savcıları ile ilgili 2009 yılı Yaz
kararnamesi çalışmaları sırasında basında yer alan haberler nedeniyle kamuoyunun bilgilendirilmesi amacıyla kurul görüşmelerinin gizliliği de dikkate alınarak açıklama yapılmasına gerek görüldüğü bildirildi.
Açıklamada, 2009 Yılı
Yaz Kararnamesinde uygulanacak ilkelerin Kurul tarafından daha önceden belirlendiğine işaret edilerek 2992 sayılı Adalet Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun'un 18. maddesi uyarınca kararname taslağını hazırlanan ve aynı maddenin (j) bendi uyarınca Yüksek Kurul'un
büro işlemlerini yürüten
Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünce
Adli Yargı Hakim ve Savcıları Hakkındaki Kararname Taslağının 15 Haziran 2009,
Adli Yargı Unvanlı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları Hakkında Kararname Taslağının ise 6 Temmuz 2009 tarihlerinde
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerine verildiği kaydedildi.
2461 sayılı Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu'nun 19, Hakimler ve Cumhuriyet Savcıları Hakkında Uygulanacak Atama ve
Nakil Yönetmeliğinin 26 ve
İdari Yargı Hakim ve Savcıları Hakkında Uygulanacak Atama Yönetmeliğinin 25. maddeleri uyarınca
taslaklar ile getirilen
teklif ve önerilerin gizli ve açık sicilleri ve diğer evrakı ile birlikte Kurul tarafından en geç 1 ay içerisinde incelendiğinin belirtildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:
''Aynen veya gerekli görülen değişiklikler, oylanarak karara bağlanmaktadır. Önemle belirtmek gerekir ki, Personel Genel Müdürlüğünce hazırlanan taslak, Yüksek Kurul'un çalışmaları için hazırlanmış olup, gündeme alındıktan sonra taslak üzerinde her türlü tasarruf hakkı kurula aittir. Taslağın görüşülmesi sırasında üyeler tarafından değişiklik teklifleri verilmesi ve yeni öneriler getirilmesi hem yasal hem de işin gereğidir.
Çalışmalar sonunda, adli ve idari yargıda bin 585 hakim ve savcının atamaları gerçekleştirilmiştir.''
Kamuoyunda ''Ergenekon'' olarak adlandırılan
soruşturma nedeniyle basında uzun süredir çeşitli haberlerin yer aldığına işaret edilen açıklamada, ''Bu soruşturmayla ilgili olarak, Kurulumuza yapılan çok sayıdaki başvuru ve şikayetlere ilişkin dilekçeler, gereği için Adalet Bakanlığı
Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilmiş olup, bugüne kadar yapılan işlemlerin aşama ve sonuçları konusunda kurumumuza herhangi bir
cevap verilmediği gibi, ilgili dosyalar incelenmek üzere istenildiği halde gönderilmemiştir'' denildi.
-''ADİL YARGILANMA HAKKININ VE YARGININ İTİBARINI KORUNMASI''-
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
''Yargı bağımsızlığını korumakla sorumlu ve görevli olan HSYK, kendisine intikal eden başvuru ve şikayetlerde ileri sürülen ve dilekçelerin ekinde sunulan karar örneklerinde görülen birtakım usuli yanlışlıkların
Anayasa, Ceza Muhakemesi Kanunu,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve tarafı olduğumuz uluslararası anlaşmalarda yer alan, kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin ihlali sonucunu doğurabilecek uygulamalardan kaçınılması, mağduriyetlere sebep olunmamasını teminen, bu hususların yargı denetiminden geçirilmesini sağlamak üzere gerekli hukuki çalışmaları yaparak, Adalet Bakanlığınca '
kanun yararına bozma' yoluna başvurulması için oy çokluğuyla karar almış olup buna ilişkin süreç devam etmektedir.
Bilinmesinde yarar vardır ki, HSYK'nın seçilmiş üyeleri, hiçbir şekilde soruşturmaların içeriği ve kişilerle ilgili olmaksızın, yukarıda belirtilen hukukun temel ilkeleri ihlal edilmeksizin kısa sürede sonuca ulaştırılmasını beklemektedirler. Bu, aynı zamanda
insan hakları ve adil
yargılanma hakkının ve yargının itibarının korunmasının ana unsurudur.
DEVAM EDEN DAVA
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, devam eden dava ile ilgili yargı bağımsızlığının korunması amacıyla azami hassasiyeti göstermiş bulunmaktadır. Bir kısım basında haksız bir şekilde yer aldığı gibi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun davaya bakan mahkemenin başkan ve üyeleri ile ilgili herhangi bir düşünce, öneri ve tasarrufu başından beri olmamıştır.
Ancak, soruşturmanın her noktasında basın ve bir kısım siyasetçilerin ölçüsüzce her noktada yargıyı etkileyecek şekilde yer almalarına fırsat verilmiş olması;
gizlilik kurallarına uyulmasının sağlanamaması, özellikle soruşturmaya konu olan bir kısım hususların kişi haklarını ihlal edecek ve daha da önemlisi soruşturmanın değişik evrelerinde karar verme durumunda bulunan hakimleri etkileyebilecek, onların üzerinde
baskı ortamı oluşturabilecek şekilde önceden yayınlanması,
CMK 250. madde kapsamında görevli ikinci bir Cumhuriyet
Başsavcı Vekili görevlendirilmesini gerekli kılmış, ayrıca bugüne kadar Yüksek Kurul ve Adalet Bakanlığı'na intikal eden şikayet ve başvurular ile ilgili yasal işlemlerin başlatılıp tamamlanması ve Yüksek Kurula bilgi verilmesi, buna göre işlem yapılmasına oy çokluğuyla karar verilmiş bulunmaktadır.
BİLGİ KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMUŞTUR
Hiçbir ayrım yapılmaksızın bütün davaların sahibi Türk Milleti ve onun adına yargı
yetkisini kullanan yargı organlarıdır. Bu konunun her türlü tartışmadan uzak tutulması zorunludur.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kuvvetler ayrılığına dayanan demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü ilkesini benimsemiştir. Hakkın, hukukun, hakkaniyetin ve
adaletin en üst düzeyde gerçekleşmesi toplumsal barış,
emniyet ve güven açısından esastır.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, yargı bağımsızlığına, hakim teminatına ve yargıya müdahaleye yönelik her türlü olumsuz bakışa ve davranışa, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gerekli duyarlılığı ve hukuki duruşu gösterecektir. Bu husus Yüksek Kurulun anayasal görevidir.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, yüksek yargıdan gelen üyeleri gelişen bu süreçte görev, yetki ve sorumluluklarının bilincinde, yasaların emrettiği sınırlar ve gizlilik çerçevesinde hareket etmiştir. Ancak ne yazık ki Kanun gereği gizli olması gereken, sızdırılması suç teşkil eden ve somut gerçeklerle de bağdaşmayan bazı bilgiler sorumsuzca basına verildiğinden, kamuoyunda bilgi kirliliğine neden olmuştur.''