HSYK'da radikal değişiklik geliyor

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, değişikliklerin hayata geçmesi halinde Adalet Bakanlığının önemli yetkilerini devredeceğini kaydetti.

HSYK'da radikal değişiklik geliyor

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, ''Ergenekon'' soruşturmasında, ''soruşturmanın gizliliği ihlali'' gerekçesiyle, içinde kamu görevlilerinin de bulunduğu 4 bin 139 soruşturma açıldığını bildirdi. Ergin, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının 2010 yılı bütçesi üzerinde eleştirileri yanıtladı. Hukuk devletini, ''tüm vatandaşların hukuki güvenliğinin sağlandığı, bütün faaliyetlerinin hukuka bağlı olduğu devlet'' olarak tanımlayan Ergin, hukuk devletine kurallara uymada devlet ile vatandaş arasında farkın bulunmadığını söyledi. Ergin, hukuka uymanın, yalnızca vatandaş için değil, yasama, yürütme ve yargı için de bir zorunluluk olduğuna işaret ederek, ''Hukuk devletin ön koşulu ve adil yargılamanın teminatı, yargı bağımsızlığıdır. Yargı bağımsızlığı, yargı üzerinde devlet kurumlarından ve her türlü baskı gruplarından müdahaleleri oluşturan dış etkiden ve yargının kendi içerisinden gelen müdahaleleri oluşturan iç etkilerden korunmasıyla ancak mümkündür'' dedi. Güven veren bir adalet sisteminin sağlanmasının, başta yargı olmak üzere tüm kurumların görevi olduğunu dile getiren Ergin, yargıya güveni etkileyen olumsuz tutum ve davranışlardan herkesin kaçınması gerektiğini vurguladı. -''HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ, HUKUKÇUNUN ÜSTÜNLÜĞÜ DEĞİL''- Ergin, demokratik hukuk devletinin gereklerinden birinin de kuvvetler ayrılığı olduğuna dikkati çekerek, sözlerine şöyle devam etti: ''Devlette gerçek kuvvet tekdir, o da millet yani milli iradedir. Egemenliğin kaynağı olan millet, aynı zamanda bütün kuvvetlerin dayanağını oluşturmaktadır. Hukukun üstünlüğüne dayalı, kuvvetler ayrılığı sistemini benimseyen devletlerin amacı, vatandaşların ve devlet kurumlarının evrensel ilkeler ışığında oluşturulan hukuk kurallarına uymasını sağlamaktır. Böyle bir sistemde, hukuk kurallarının uygulanmasında herhangi bir kurum veya kişiye ayrıcalık tanınmayacak, kurallar hukukun üstünlüğüne göre yorumlanacaktır. Unutulmamalıdır ki hukukun üstünlüğü, hukukçunun üstünlüğü anlamına gelmemektedir. Üstün hukuk kuralları, hukukçular için de bağlayıcıdır.'' Ergin, yargının, yılların ihmalinin telafisi amacıyla hükümetleri döneminde diğer kamu kurumlarına göre pozitif ayrımcılığa tabi tutulduğunu söyledi. Adalet alanında yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Ergin, hakim ve savcıların mali konumlarının, mesleğin saygınlığına yakışır hale getirildiğini belirtti. Bakan Ergin, 2003'ten itibaren biri adli tıp hizmet binası olmak üzere, 119 adalet hizmet binasının tamamlandığını, 84 hizmet binasının ise inşaat ve inşaat öncesi işlemlerinin devam ettiğini anlattı. Ergin, son 7 yılda yapılan ve halen devam eden adalet sarayı metrekare miktarının, 2002'deki miktarın 4 katını aştığını ifade etti. -''ADALET BAKANLIĞI YETKİLERİNİ DEVREDECEK''- Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'ne ve belgenin oluşum aşamasına da yer verdiği konuşmasında Ergin, belgenin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yapısına ilişkin düzenlemeleriyle gündeme geldiğini anımsattı. Ergin, HSYK'nın objektiflik, şeffaflık temelinde, uluslararası belgeler ışığında geniş tabanlı temsil esasına göre yeniden yapılandırılması, kararlarına karşı etkili bir itiraz sisteminin getirilmesi, yargı yolunun açılması, HSYK'nın sekretarya ve denetim sisteminin yeniden düzenlenmesi konularında mutabakata varıldığını anlattı. Bu hedeflerin gerçekleşmesiyle, yargı bağımsızlığının daha da güçleneceğini dile getiren Ergin, değişikliklerin hayata geçmesi halinde Adalet Bakanlığının önemli yetkilerini devredeceğini kaydetti. Ergin, ''Bu durumda çalışmalarımızı günlük kaygılarla değil, yargının geleceğini planlayarak ve kişiye bağlı olmadan, geleceği şekillendirme yönünde yaptığımızı gösteren en önemli adımdır'' diye konuştu. -''YENİ BİR GÖREVLENDİRME YAPILDI''- Adalet Bakanı Ergin, bakanlığın, ''Ergenekon'' soruşturmasında gizliliğin ihlaliyle ilgili işlemlere, hakim ve savcıların soruşturulmasına neden izin vermediğine yönelik soru üzerine, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında görevli savcılarla ilgili olarak yapılan şikayetlerin, bakanlık bünyesinde değerlendirildiğini, incelemelerin yaptırtıldığını söyledi. Ergin, bunlardan 15 dosyanın derdest, bir kısmıyla ilgili doğrulanamadığı gerekçesiyle işlem yapılmasına yer olmadığı kararı verildiğini kaydetti. Soruşturmanın gizliliğini ihlal gerekçesiyle, içinde kamu görevlilerinin de bulunduğu 4 bin 139 ayrı soruşturmanın açıldığını bildiren Ergin, ''Bu soruşturmalardan devam edenler var, dava açılanlar var, bin 270 adet kovuşturmaya geçilen dosya var. Şu ana kadar derdest 487 dosya var. Şu anda 17 mahkumiyet çıkmıştır. Diğer dosyalar devam ediyor. Bu yargılama faaliyetlerine bizim müdahale imkanımız bulunmamaktadır. Bu birinci etap şikayetlerden sonra yeni şikayetler geldi. Bakanlığımızca yeni bir görevlendirme yapıldı, iki başmüfettişimiz İstanbul'da bu soruşturmalara devam etmektedir'' diye konuştu. Ergin, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakiminin ihale yolsuzluğu yaptığına yönelik iddialara da yanıt verirken, yapılan incelemenin, ''bu iddia doğrulanmadığı gerekçesiyle işlem yapılmasına yer olmadığı'' şeklinde sonuçlandırıldığını kaydetti. CHP'li Atilla Kart'ın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kayıp trilyon dosyasının 6 ay bakanlıkta sümen altı edildiğine yönelik açıklamalarına Ergin, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığınca verilen kararın 10 Haziran 2009'da Adalet Bakanlığına tebliğ edildiğini, bakanlığın da 28 Ağustos 2009 tarihli yazıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına dosyayı gönderdiğini kaydetti. -''DİNLEME KARARI YOK''- Bakan Ergin, 25 yargıcın isimleri yazılmadan dinleme kararı alındığına yönelik eleştirilere ''İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında elde edilen ve hangi hakime ait olduğu anlaşılamayan ses kayıtlarının ve telefon numaralarının hangi hakime ait olduğunun anlaşılması amacıyla HTS raporlarının istenmesi söz konusudur. Dinleme kararı yoktur. Teknik olarak, şu numaralar ile görüşme yapan numaraların tespitine ilişkin bir karar verilmiştir'' karşılığını verdi. DTP'nin kapatıldığı gün, terör örgütü elebaşının İmralı'da avukatlarıyla görüştüğüne yönelik iddialarla ilgili olarak ise Ergin, bunun yanlış bir bilgi olduğunu, avukatların, çarşamba günü mutat görüşme yaptığını, bunun dışında bir görüşmenin kayıtlarında bulunmadığını bildirdi. Karşılıksız çekten dolayı yaklaşık 2 bin 100 kişinin cezaevinde bulunduğunu ifade eden Ergin, milletvekillerine, 2000 yılından bu yana tutuklu ve hükümlü sayısını yansıtan bir grafik gösterdi. Ergin, 2010 yılında 52 yeni cezaevine yönelik hazırlıkların tamamlandığını, 15 cezaevi inşaatının da devam ettiğini söyledi. -''YARGITAY ÜYE SAYISININ İNDİRİLMESİNİN SAKINCALI OLDUĞUNU SÖYLEDİ''- Yargıtay üye sayısının 150'ye indirilmesine yönelik eleştiriler üzerine Ergin, 2004'te çıkardıkları kanundan sonra Yargıtay 1. Başkanlığının Yargıtay Kanunun değiştirilmesini talep ettiğini, tekliflerinde Yargıtay üye sayısının 150'ye indirilmesinin öngörüldüğünü anlattı. Ergin, tasarının, Yargıtay Başkanlığının görüşü doğrultusunda hazırlandığını, TBMM Başkanlığına gönderildiğini anımsatarak, ''Komisyondayken yeni seçilen Yargıtay Başkanı süre istedi, inceledikten sonra yakın tarihte Adalet Komisyonu ve bakanlığımıza yeni görüşlerini gönderdi. Bu görüşte, bu sayısının şimdi indirilmesinin sakıncalı olacağını ifade etti'' diye konuştu. Adalet Bakanı, Deniz Feneri davasıyla ilgili yargı süreci hakkında da bilgi verdi.
<< Önceki Haber HSYK'da radikal değişiklik geliyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER