Çalışır, yaptığı yazılı açıklamada, ''
HSYK'nın,
Erzurum özel
yetkili savcıları hakkında verdiği kararla yargı üzerindeki gölgesinin boyutlarını net olarak ortaya koyduğunu, HSYK tarafından alınan bu kararın, yargının tepesinde, her an bir balyozun hazır ve nazır bekletildiğinin açık bir göstergesi olduğunu'' öne sürdü.
Devam eden bir soruşturmada, soruşturmayı yürüten savcıların hakimlik teminatları hiçe sayılarak yetkilerinin kaldırılmasının hukukla, akılla ve vicdanla asla bağdaşmadığını savunan Çalışır, şöyle devam etti:
''
Yargının siyasallaştırıldığı ve siyasi irade önünde diz çöktürülmeye çalışıldığı iddiasını her fırsatta dillendiren HSYK, bu kararı ile yargıyı HSYK önünde diz çöktürmüş ve siyasallaştırmıştır.
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısının tutuklanmasına yönelik kararın bir
mahkeme tarafından alındığı gerçeği hiçe sayılmış, adeta
tutuklama kararı özel yetkili savcılar tarafından alınmışcasına savcılar kıyıma tabi tutulmuştur. Erzurum'daki bir soruşturmanın hangi dosyası, hangi delili HSYK tarafından bu kadar kısa sürede irdelenmiş ve savcılarla alakalı bu kritik karar verilebilmiştir? HSYK, hiçbir elle tutulur delile dayanmaksızın bu talihsiz kararı almıştır. Adeta bağımsız yargı tarafından ortaya çıkarılmaya çalışılan gerçeklerin örtbas edilmesine yönelik karşı hamle yapmıştır. Alınan bu karar, bu ülkenin kaderine
dinamit koymak isteyenlerin fitiline ateş tutmak manasına gelmektedir.''
-HUKUK VE DEMOKRASİ PLATFORMU-
Hukuk ve Demokrasi Platformu adına yapılan yazılı açıklamada da ''HSYK'nın, yargıya açık müdahale sayılacak ve yargının bağımsızlığını gölgeye düşüren kararının kaygıyla karşılandığı'' belirtildi.
''HSYK'nın bu kararının yargıya alenen müdahale olduğu'' savunulan açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
''HSYK'nın bu kararı, Erzincan
Cumhuriyet Başsavcısı hakkında soruşturmayı yürütecek yargı makamlarına da adeta gözdağı verme anlamı taşımaktadır. Maalesef
demokrasi ve hukuk yara almıştır. HSYK'nın kararına gerekçe yaptığı görev ve yetki gasbı iddiası mesnetsizdir. Olayın gelişimine baktığımızda söz konusu kararın adeta yangından mal kaçırırcasına verildiği görülmektedir. Söz konusu karar hukuka uygun değildir. Verilen karar, yargı bağımsızlığına, hakimlik ve
savcılık teminatına, bizzat bunu sağlamakla görevli HSYK tarafından vurulan bir darbedir.''