Adana'da
hizmet veren Sega Elektronik Limited Şirketi'nin Genel Müdürü Mehmet Görgün, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
güvenlik kameraları ve
alarm sistemleri fiyatlarının ucuzlaması nedeniyle hızla yaygınlaştığını ifade etti.
Güvenlik sistemlerinin doğru şekilde çalışmadığını yaşanan
hırsızlıktan sonra fark eden mağdurların sayısında artış olduğunu belirten Görgün, ''Ayrıca yıllarca bir haber alma merkezine bağlı olduğunu sanan, gerçekleşen herhangi bir alarm durumunda yanıldığını anlayan kişilerle de karşılaşıyoruz. Bu durum ise anne ve
baba tarafından 'çocuğuma bir
iş yeri açayım' düşüncesiyle açılmış, sertifikasız ve kurumsal kimliği bulunmayan iş yerlerince satılan, kalitesiz ve bir gözlem merkezine bağlı olmayan güvenlik sistemlerinden kaynaklanıyor'' dedi.
Güvenlik sistemi alınırken, en önemli kriterlerden birisinin ''sistemi sağlayan şirketin güvenilirliği'' olduğunu vurgulayan Görgün, şöyle devam etti:
''Bu hizmeti sağlayacak
firmanın, '
Özel Güvenlik Şirketi', 'Teknik Servis', 'Güvenlik Hizmetleri' ve 'Satış Sonrası Hizmet Yeri Yeterlilik' belgelerine ve 'ISO 9001-2000 Kalite Belgesi' gibi belgelere sahip olması gerekiyor. Müşteri bir sistem alırken, firmanın mutlaka bu belgelere sahip olduğuna ve güncel olduklarına dikkat etmeli. Ayrıca şirketin bir kurumsal kimliği de olmalı. Yani
satışı, tahsilatı ve kurulumu aynı kişi yapıyorsa orada bir kurumsal kimlikten söz edilemez.''
Kurulan alarm sisteminin kalitesinin de önemli olduğunu vurgulayan Görgün, ''Alarm sisteminin sensörlerinin hassasiyeti önemli. Söz konusu belgelere sahip firmalar polis tarafından denetlenmekte. Yanlış alarm sayısı belli bir sayının üzerine çıkarsa 'polisi gereksiz yere meşgul etmek' suçu kapsamına girer. Bu nedenle kaliteli sistem kullanılmak zorunda. Aynı şekilde kalitesiz bir sistem, bir hırsızlık anında alarm vermesi gerekirken vermeyebilir'' dedi.
-ALARM GÖZLEM HİZMETİ-
Görgün, tam anlamıyla güvenlik sağlamak için alarm sistemiyle birlikte, ''alarm gözlem hizmeti''nin de kullanılması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
''Alarm sistemi ne kadar iyi olursa olsun, bir firma tarafından gözlemlenmemesi durumunda işe yaramaz hale gelebilir. Bir çok alarm sisteminde, sesli uyarı ve müşterinin cep telefonunu arayan ya da SMS atan otomatik sistemler bulunuyor. Ancak hırsızlar alarm sistemlerinin yaygınlaşmasıyla, bunları devre dışı bırakmak için çabalarını artırıyorlar. Sistemleri tahrip ederek, çalışmamasını sağlıyorlar. Sistem bir merkeze bağlıysa, böyle bir sorun hemen anlaşılıp, müdahale edilebiliyor.
Örneğin, hırsızlar bir müşterimizin elektrik kablolarını kesip, alarm sistemini devre dışı bırakmak istemişler.
Elektrik kesilince güvenlik kameraları anında devre dışı kalıyor. Alarm sisteminin bataryaları da belli bir süre dayanıyor.
GPRS ve IP sistemiyle internete bağlı olan alarm sisteminden, elektrik kesildiğine dair uyarı aldık. TEDAŞ'ı aradığımızda, o bölgede bir
kesinti olmadığını öğrenince, duruma müdahale ettik ve elektrik kablolarının kesildiğini belirledik. Hırsızlar muhtemelen
soygun için alarm sisteminin bataryalarının bitmesini bekliyordu.''
Görgün, belgesiz firmalar tarafından kalitesiz alarm sistemlerinin ortalama 350 liraya satıldığını belirterek, ''Kaliteli bir sistemin fiyatı 450 lira civarında ve alındığında 1 yıllık gözlem merkezi hizmeti bu fiyatın içerisinde oluyor. Müşteri isterse yıllık 80 dolar gibi bir ücretle bu hizmeti sonraki yıllarda sürdürebiliyor. Gelişmiş özelliklere sahip, devre dışı bırakılması çok zor olan ve neredeyse 'mükemmel' bir koruma sağlayan sistemlerin fiyatı ise bin lira civarında'' dedi.