AK Parti'nin günlerdir merakla beklenen
Çankaya adayı nihayet dün açıklandı ve
Abdullah Gül Başbakan Erdoğan tarafından
Cumhurbaşkanlığı'na aday gösterildi: Hayırlı olsun...
Bu sütunda Çankaya süreci hakkında yazılanları en başından beri takip edenler için ortaya çıkan tablonun
sürpriz olmadığını söylemeye gerek yok...
Gül,
Türkiye için en uygun, en doğru Cumhurbaşkanı adayı idi. Sonuçta da öyle oldu.
TBMM'de
Cuma günü başlayacak Çankaya turlarında Gül'ün Cumhurbaşkanı seçileceği çok açık. Kendisi artık "11. Cumhurbaşkanı"dır...
Başbakan Erdoğan'ı ise
Özal ve
Demirel gibi Çankaya'ya kaçmak gibi bir hatayı yapmadığı için
tebrik ediyorum. Erdoğan, Türkiye için aklıselimi
tercih etti ve yanı başına kadar gelen cumhurbaşkanlığı koltuğundan vazgeçme gibi bir erdemi gösterdi. Bu bağlamdaki feragati Türk siyasi tarihine örnek, biricik bir sayfa ekledi. Daima takdirle hatırlanacaktır. Erdoğan'ın sergilediği sağduyunun genel seçimde sandığa yansıyacağını ve AKP'yi bir kez daha iktidara taşıyacağını düşünüyorum.
***
Erdoğan, Çankaya arzusunu uzun bir süre içinde taşıdı. Son düzlüğe girilirken çok yönlü bir muhasebe yaptı. Özellikle geçen haftaki
MKYK toplantısında Başbakan olarak kalması yönünde bir ağırlık ortaya çıktığında kararını bir kez daha sorguladı, adaylıktan vazgeçti ve "sürpriz bir aday" üzerine yoğunlaştı...
Başbakan o esnada henüz Gül'ün adaylığına çok yakın durmuyordu. Kafasında iki isim vardı. Bunlar
Nimet Çubukçu ve Vecdi Gönül'dü. İkisine de "Biriniz olmazsa diğerinizi tercih edeceğim" şeklinde söz verdi...
Erdoğan, 23
Nisan akşamı
TBMM Başkanı Arınç'la planlanandan çok daha uzun süren buluşmasında bu iki ismi zikretti...
Ancak, Arınç "düşük
profil veya sembolik" adaylara sıcak bakmadığını kendisine iletti. Bu tür bir adayın hem Türkiye'nin içeride ve dışarıdaki gidişatına hem de AK Parti'ye zarar vereceğini izah etti. Erdoğan'a "Eğer Çankaya'ya siz çıkmayacaksınız en uygun isim Gül olur" dedi. Arınç bu süreçte kendi adaylığı için değil tümüyle Gül yönünde tercihini koyarak aklıselim bir çizgi takip etti. Gül'ün adaylığı için ciddi katkıda bulunan isimdi; bu yolda Erdoğan'ı ikna etmeye çalıştı...
***
SABAHA KARŞI GÜL: Gül'ün adaylığı önceki sabaha karşı kesinleşti! Gece yarısını aşan saatlerde 01.30 ile 05.30 arasında zirvede yoğun görüşmeler yaşandı...
"Önemli bir devlet adamı" Erdoğan ile etraflıca bir görüşme yaptı. İç ve dış gelişmeler uzun uzadıya ele alındı. Söz konusu görüşmede Erdoğan'ın Siirt'ten seçilip Başbakan olması hususu ve normalleşme adımları dahil birçok hayati konu konuşuldu. "Düşük profil" bir adayın Türkiye açısından ciddi bir hata olacağı, güçlü bir adayın Çankaya'ya çıkmasının gerekliliği ifade edildi. Türkiye'nin geleceği açısından kimin
cumhurbaşkanı olması gerektiği hususu tartışıldı.
Erdoğan zihnindeki tereddütleri dile getirdi. Bu endişeler giderildikten sonra "güçlü bir aday" olarak Abdullah Gül üzerinde mutabakat sağlandı. Bunun üzerine görüşmeye saat 04.00'ten itibaren Gül de katıldı. Bir süre sonra da
Başbakanlık Müsteşarı Ömer
Dinçer görüşmeye iştirak etti.
Erdoğan, Gül konusunda tümüyle müsterih olduğunu, neticede böyle bir karara varmış olmaktan dolayı memnuniyet duyduğunu vurguladı. Erdoğan, kararın netleşmesinin ardından
Salih Kapusuz, Dengir Mir Mehmet
Fırat ve Akif Gülle'ye talimat vererek MYK'nın toplanmasını istedi. Sabaha karşı alınan karar bu toplantıda onaylandı ve Gül Cumhurbaşkanı adayı oldu.
Zaman/ Tamer KORKMAZ