Amberin Zaman'ın kaleme aldığı yorum yazısıyla da desteklenen makalede,
Türkiye merkezli bir hareketin dünyanın lider
Müslüman grubu olmaya doğru ilerlediği belirtiliyor.
Anadolu'nun yaylalarıyla Londra'nın merkezinde, ünlü din âlimlerinin ilim irfan dolu notları öğrencilerine dağıttığı bir kampüsün arasında büyük bir mesafe var. Bir zamanlar Sovyetlerin Çin'le arasındaki sınırı oluşturan ve zeki çocukların eğitime hasret kaldığı dağlık mekânlarla Pensilvanya'da, içinde kendisine çok hürmet ve tazim gösterilen münzevi bir İslâm bilgesinin yaşadığı üç katlı ev arasındaki mesafe ise çok daha büyük görünüyor. Bu birbirinden zahiren ayrı duran, özellikle de İslâm'ın kalbi niteliğindeki Ortadoğu'dan uzakta olan mekânları birleştiren unsur ise Müslüman dünyasını küresel çapta yönlendirme gayretini sarf eden ve dünyanın en kuvvetli ve kendi içinde en ziyade murabıt olan ağı. Halen Pensilvanya'da yaşayan âlim ve ârif bir zât olan ve bu ağın merkezindeki isim
Fethullah Gülen, şu an itibarıyla dünyanın en önemli Müslüman liderlerinden biri konumundadır ve sadece memleketi Türkiye'de değil, Orta
Asya, Çin-Hindi,
Endonezya ve
Afrika gibi sessiz sedasız varılmış nice sair mekânda da bu ehemmiyeti haizdir.
Sayın Gülen, bilim, dinler arası
diyalog ve çok-partili demokrasiye olan aşikâr inancıyla da birçok gayrimüslim çevreden övgüler almıştır. Kendisi, dinleyenlerinin gönlündeki bam telini çalan ve gözyaşlarıyla sulanmış olan vaazlar veren son derece duygusal bir vaiz olmasına karşın başında bulunduğu hareket, içinde bulunduğu şartlara fevkalade riayet etme irfanına sahiptir ve küresel bir şirket gibi profesyonel hareket etmektedir.
Gülen Hareketi'ne gönül verenlerin küresel bir güç olarak en faal bulundukları alan ise eğitim. Doksan ülkede 500'den fazla eğitim kurumu kurduklarını söylüyorlar. Geçen senenin ekim ayında Londra'da düzenledikleri konferansın ev sahipliğini dört
İngiliz üniversitesiyle Lordlar Kamarası üstlendi. Organizatörler, konferansta sunulan bütün tebliğleri 750 sayfalık tek bir cilt halinde bastırdılar.
Gülen Hareketi, doğduğu yerde ultra-milliyetçiliğe karşı bir denge unsuru olarak telakki ediliyor. Fakat memleketten uzaklaştığınızda hareket Türk milliyetçiliğini temsil eden bir şekle bürünüyor. Eski Sovyetlerin güneyinde birbirlerinden pek de hoşnut olmaz bir şekilde yaşayan Rus, Çin ve
İran kültürlerine karşı mücadele veren Türk köşesini temsil ediyor. Bir Türk gözlemci şöyle diyor: "İyi
İngilizce ve
Türkçe konuşan gayet kibar bir
Orta Asyalı gence rastlarsanız, o çocuğun bir Gülen okulunda eğitim görmüş olduğundan emin olabilirsiniz." Hareket, meselâ Kırgızistan'da uluslararası yarışmalarda boy gösterip dereceler alan bir üniversite ve bir düzine liseyi idare ediyor. Pakistan'da bile Gülen okullarının öğrencileri en son teknoloji ile kurulmuş olan bilim laboratuvarlarından istifade ederken diğer yandan da Türkçe şarkılar öğreniyor.
Şayân-ı hayrettir ki Gülen Hareketi,
Kuzey Irak'ta dahi okullar, bir
hastane ve yakında kurulacak bir üniversite kanalıyla ciddi bir varlık göstermektedir. Burası her ne kadar Türk-
Kürt çatışması hasebiyle Türkiye merkezli bir kurum için bulunabileceği en rahat mekân olmasa dahi hareket halihazırda bölgenin bütün etnik ve dinî unsurlarıyla çok güzel ilişkiler kurmuş durumdadır. İslâm'ın bazı klasik gözlemcilerine göre Gülen Hareketi'nin oluşturduğu muazzam nüfuz gücü bir
sürpriz olabilir. Dünyanın en faal
İslamî hareketinin hangisi olduğu sorusu kendilerine tevcih edildiğinde, konunun birçok uzmanı ilk olarak İhvân-ı Müslimîn'i zikrederler ki; nüfuzu "
ikiz şeytan" denmekle maruf
laiklik ve sömürgeciliğe karşı 1920'lerde kurulduğu
Mısır'ı çok aşan bir örgüttür. Ve Müslümanların siyasi varlık gösterdiği
Amerika dâhil her Batı ülkesinde İhvân-ı Müslimîn'in veya ondan intişar etmiş olan sair hareketlerin nüfuzu elle tutulur nispette hakikidir.
Örgütün ideolojik takipçilerinden bir tanesi Fransa'nın en büyük Müslüman grubudur. Bu grup
Avrupa'daki bütün Müslüman aktivitelerini koordine etme amacı güden bir federasyon olma özelliğini haiz olmakla birlikte aynı zamanda Avrupalı Müslümanlara ahlâkî
rehberlik hizmeti veren bir
fetva heyetine sahiptir.
İngiltere'de örgüte en yakın olan grup dinî ve siyasî kanat olarak ikiye bölünmüş ve İngiliz Müslüman İnisiyatifi (British Muslim Initiative) olarak bilinen siyasî kanat bugünlerde Gazze'deki
İsrail operasyonlarına karşı protestolar düzenlemekle meşgul. İhvân-ı Müslimîn veya benzer bir konuma
terfi için gayret gösteren diğer kurumlarla mukayese edildiğinde Gülen Hareketi işlerin bu dış boyutunda ve Batılı görüşe göre ziyadesiyle yumuşak huylu ve müşfîk. Mısır merkezli hareket her ne kadar insanların laik demokrasiden sonuna kadar istifade etmelerini söylese de en ideal idare biçiminin İslâmî olan olduğu konusunda ısrardan geri durmuyor. Diğer yandan Gülen Hareketi'nin müntesipleri demokrasiyi kucaklamalarının taktiksel olmadığını ve bunu cân-u gönülden yaptıklarını ifade ediyorlar. Gariptir ki dünyada onların bu beyanına şüpheyle yaklaşan yegâne grup da Türkiye'deki laik kesim: Bu kesimden birçok insan Gülen gönüllülerinin hakikatte Anadolu'nun iç kesimlerinde gerçek yüzlerini gösteren birer "bukalemun" olduğunu düşünüyor.
Yine de Gülen Hareketi'nin
mesajının bu denli müspet karşılıklar görmesindeki nispî unsurlardan bir tanesi de hiç şüphesiz ki açıkça
terör estirenler haricindeki Müslüman grupların söylemlerinin Batı'da son derece gayri cazip ve son derece karanlık bulunması. Meselâ içlerinde İngiltere ve Avustralya'nın da bulunduğu en az 40 ülkede faal olan Hizb'ut-tahrîr örgütünü ele alalım. Bu örgütün duruşu bütün Müslümanların seçime dayalı demokratik sistemi dışlamaları yönünde, zira desteklenmeye lâyık tek sistemin küresel bir halifelik olduğu görüşündeler. Bu aşırı duruş ve dünyada kendilerine halihazırda savaş açılmış olan bütün Müslümanlarla olan tesanüt ve gönül birliğinde bulunduğunu ilan etmiş olması ancak dış etkilere açık öğrencileri cezbedebilir. Bu alandaki bir diğer
rakip ise bir İslâmî ihya hareketi olan Tebliğ Cemaati.
Güney Asya kökenli olmasına rağmen Afrika, Avrupa ve özellikle İngiltere'de gayet aktif. Bütün bu gruplarla mukayese edildiğinde Gülen Hareketi,
genç Müslüman dimağlarda çok daha büyük miktarda müspet in'ikaslar uyandıran bir mesaj sunuyor: İslâmî temelde sabit kadem dururken Batı dünyasının imkânlarını kucaklayın.
Gülen Hareketi'nin irfânî gelenekle müzeyyen bu dengeli tavrı, dünyada nice gönüller fethetmiştir ve halen de fethetmektedir. Diğer yandan bu, bütün Batılı hükümetlerin bu hareketin modernlik iddialarını samimi buluyor olması anlamına da gelmemelidir. Gülen Hareketi'nin bir gönüllüsü şöyle hayıflanıyor: "Batılı gizli servislerin bizi daima mercek altında tuttuğunu çok iyi biliyoruz." Bu yadsınamaz bir gerçek. Lakin diğer bir gerçek ise bu gizli servislerin hiçbir tanesinin hareketin radikallerle arasında gizli bir bağ tespit edememiş olması.