Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül, "Bu ülkede
adalet yok", "Yapanın yanına kar kalıyor" gibi kanıların yerleşmesini engellemek konusunda devlete, yargı kurumlarına ve toplumun tüm kesimlerine görev düştüğünü söyledi. Gül, "Adaletin geç dağıtılmasının yarattığı sıkıntıları yakından biliyoruz. Bu durum hiç şüphe yok ki toplumun yargıya güvenini haksız şekilde sarsmaktadır" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasında,
Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğuna değinerek, "Devletimizin temel çerçevesini çizen ilkelerin bir bütün olarak korunması ve kökleştirilmesi, Türkiye'nin ve Türk milletinin dünyadaki konumunu güçlendirmesi yönünden elzemdir" dedi.
Vatandaşların temel hak ve hürriyetlerini koruyan, hukukun evrensel ilkelerini üstün tutan ve
demokrasinin teminatı olan hukuk devleti ilkesinin, çağdaş devletin en önemli yapı taşlarından biri olduğunu söyleyen Gül, "İdarenin işlemlerinin hukuka uygunluğunu denetleyen, yönetilenlere hukuk güvenliği sağlayan hukuk devleti ilkesi, devlet etkinliklerinin evrensel hukuk kurallarına göre yürütülmesini sağlar. Gerçek anlamda bir hukuk devletinden söz edilebilmesi için, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması, hukukun evrensel kurallarına saygı gösterilmesi ve adaletli bir düzenin gerçekleştirilmesi zorunludur" diye konuştu.
Temel hak ve özgürlüklerin
yasalarla güvence altına alınmasının önemli olmakla birlikte, tek başına yeterli olmadığını vurgulayan Gül, "Bu husustan daha önemlisi, insan haklarının hayata geçirilebilmesi ve bireylere hukuk güvenliğinin sağlanabilmesi için, yasalarla getirilen kuralların uygulanması ve
uygulama sonuçlarının görülmesi de gerekmektedir" dedi.
Bunun bir günde, bir ayda ya da bir yılda olabilecek işler olmadığını söyleyen Gül, zihniyet değişikliğine değindi. Gül, bilinçli ve kronik değilse uygulamada karşılaşılan zorlukların anlayış ile karşılanması gerektiğini kaydetti. "Zamana ihtiyaç vardır." diyen Gül, kanunların uygulanmasının mümkün olmadığının görülmesi durumunda ise zihniyet değişimi gerektiğinin ortaya çıkmış olacağını aktardı.
Adalet ve hukukun devletin temeli olduğunu ifade eden Gül, "Adaletin hakim kılınması, adalet hizmetinin görülmesi, devletin anayasal temelinden kaynaklanan ana görevidir. Bu aynı zamanda, devletin güvenilirliğinin ve itibarının korunmasının da önde gelen şartıdır. Adaletin yolu, insan haklarını gözetmekten, eşitlikten, herkesin hakkını vermekten geçmektedir" diye konuştu.
"VERİLEN HER KARARIN VİCDANLARDA KABUL GÖRMESİ ÖNEMLİDİR"
Devletin vatandaşlarına hizmetlerini götürürken adil olmak ve eşit davranmak zorunda olduğunu kaydeden Gül, adalet duygusunu zedeleyecek uygulamalardan herkesin titizlikle kaçınması gerektiğini aktardı. Gül, "Dolayısıyla verilen her kararın, her uygulamanın vicdanlarda kabul görmesi önemlidir" ifadesini kullandı.
Devletin gücü elinde bulunduranın değil, her zaman ve her şartta haklının yanında olması gerektiğini dile getiren Gül, "Eylem ve işlemlerinde adaletin gücünü tesis etmeyi amaçlamalıdır. Ayırım yapılmaksızın ve üstünlük gözetilmeksizin herkesi kapsayan hukkuk kuralları, adaletin sağlanmasının en önemli aracıdır. Bununla birlikte kuralların da adalet ilkesine dayanması zorunludur. Yoksa çağdaş anlamda bir hukuk devletinden söz edilmesi güçleşir. Burada da yasa yapana iş düşüyor" dedi.
"ADALETİN GEÇ DAĞITILMASININ YARATTIĞI SIKINTILARI YAKINDAN BİLİYORUZ"
Adalet sistemi ile ilgili genel kanılara değinen Gül, şöyle devam etti: "(Bu ülkede adalet yok) ya da (Yapanın yanına kar kalıyor) gibi yanlış ve yönlendirmeye açık kanıların yerleşmesini engellemek konusunda devlete, yargı kurumlarına ve toplumun tüm kesimlerine görev düşmektedir. Bu nedenle adalet hizmetinin en iyi şekilde yürütülmesini, yani yargılamanın mükemmel şekilde yapılmasını sağlamak konusu üzerinde özenle durmak durumundayız."
Bağımsız yargının demokrasi ve Cumhuriyetin teminatı olduğunu, Türk milletinin yargıya olan inancının tam olduğunu ifade eden Gül, "Ülkemizin her köşesinde fedakarca görev yapan hakimlerimiz, savcılarımız, avukatlarımız ve diğer yargı çalışanları da halkımızın bu güvenine layık olabilmek için büyük gayret göstermektedir. Bugün bağımsız bir yargıya sahip olmak ile birlikte adaletin geç dağıtılmasının yarattığı sıkıntıları yakından biliyoruz. Bu durum hiç şüphe yok ki, toplumun yargıya güvenini haksız şekilde sarsmaktadır" şeklinde konuştu.
"VATANDAŞLARIN GÜVEN DUYGUSUNU PEKİŞTİRECEK YARGI REFORMUNA İHTİYAÇ VAR"
Gül, yargı bağımsızlığını güçlendirecek, adaletin zamanında tecelli etmesini sağlayacak, yurttaşların güven duygusunu pekiştirecek, mahkemelerin ağır iş yükünü azaltacak ve çağdaş standartlar getirecek bir yargı reformuna ihtiyaç olduğunun da gözardı edilemeyeceğini belirtti. Bu yönde yoğun çabalar olduğunu aktaran Gül, "Bunların kısa sürede gerçekleşmesini ümid ediyorum." dedi.
DANIŞTAY BAŞKANI ARSLAN: "HER KARARDAN ÖTÜRÜ HALKIN GÖZÜNDE SINAVA TABİ TUTULACAĞINIZI UNUTMAYIN"
Danıştay Başkanı Osman
Arslan ise konuşmasında hakim adaylarına tavsiyelerde bulundu.
Hakim ve savcıların yargılayan ama aynı zamanda yargılanan kişiler olduğunu aktaran Arslan, "Verdiğiniz her karar nedeniyle halkın gözünde sınava tabi tutulacağınızı unutmayın." ifadesini kullandı.
Hakimlerin tarafsız olduğunu dile getiren Arslan, kişilerin dini, ten rengi, etnik kökeni ya da siyasi görüşünün kararı etkilememesi gerektiğini aktardı. Arslan, "Siyasi ve etnik düşüncenizi bir tarafa bırakarak, adaleti herkese eşit olarak dağıtma görevinizi aklınızdan çıkarmayın." dedi.
Arslan hakimlerin Türkiye Cumhuriyeti'nin korunması ve yaşatılması, Cumhuriyetin niteliklerine sahip çıkılması noktasında ise tarafsız davranamayacağının altını çizdi.
"Hukuk kuralları durağandır, ama hayat dinamiktir" diyen Arslan, şunları dile getirdi. "Siz durağan hukuk kurallarını, gelişen hayata uygulayabilmek için sürekli kendinizi yenilemek, dünyadaki hukuki gelişmeleri yakından takip etmek zorundasınız. Eğer bunu gereği gibi yapamazsanız, müktesebatınız ile hakimliği götürmek isterseniz yerinizde sayarsınız, geri kalırsınız, Türk hukuku gelişemez."
Törende konuşan
Adalet Bakanı Mehmet Ali
Şahin ise, Adalet Akademisi'nin kuruluşuna değinerek, hedeflerinin akademiyi ulusularası niteliğe kavuşturmak olduğunu dile getirdi.
CİHAN