Türkiye’nin önde gelen eğitim kurumlarından
Hacettepe Üniversitesi 2007-2008
öğretim yılına, açılış töreni ile başladı. Cumhurbaşkanı Gül’ün de katıldığı açılış töreninde Gül ve
rektör Tunçalp Özgen birer konuşma yaptı. İşte o konuşmaların önemli bölümleri…
Gül: Eğitimi konuştu
Hacettepe Üniversitesi dünyanın evrensel dilini konuşan evrensel bilgi üreten bir kurum olmuştur. Milletlerin dünyadaki yerlerini bilimsel alanda gösterdikleri başarı oranında koruyabildikleri anlaşılmalıdır.
Üniversiteler dünyanın her yerinde
toplumsal gelişimin lokomotifidir. Amaçların birisi
ülkenin ihtiyaç duyduğu nitelikli kuşakların yetiştirilerek geleceğin kurgulanmasıdır. Yüksek öğretim insana yapılan en önemli yatırımdır. Üniversiteler elde edilen bilgileri ülke için kullanır ve ülkenin kalkınmasına
hizmet ederler. Ülkeye yön verirler.
Üniversitelere ayrılan pay arttırılmalı!
Üniversitelere ayrılan payı daha da arttırma zamanıdır. Yeni üniversitelerin açılması kaçınılmazdır.
Üniversite çözüm üretmeli
Toplum uğruna karanlığı sorgulamak, aydınların görevlerinden biridir. Üniversiteler tüm sektörlerin sorunlarına eğilmek durumundadır. Üniversitelerin toplumda gerçekleşen olaylar konusunda elbette sessiz kalması beklenemez. Üniversiteler çözüm sunmalıdır. Toplumun sesinin duyurulmasına hizmet etmek üniversitenin görevlerindendir. Tek sesi duyurmak değil, çoğulculuğu vurgulamak üniversitenin görevidir. Üniversitelerin AB ile entegrasyonda yoğun katkısını bekliyoruz.
Rektör Özgen'in gündemi...
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül’ün de katıldığı törende konuşan Rektör Tunçalp Özgen ise son günlerde artan siyasi gerginliğin bir an önce son bulmasını istedi. İşte Özgen’in açıklamalarından parçalar…
22 Temmuz seçimleri şunu gösterdi: Türkiye kavgayı değil, uzlaşıyı istemektedir. Uzlaşı iki taraflı olacaktır. Seçimden hemen sonra alalacele anayasa hazırlamaya çalışmayı, toplumu germektedir. Böyle giderse bu anayasa da 1982 anayasasında olduğu gibi çıktığı gün redde uğrayacak ve yenisi hazırlanacaktır. Bunun yerine ilgili kurumlarda, yargı organlarında, STK’larla, partilerle tartışılarak toplumun katılımıyla yapılacak bir metne ulaşılsa daha iyi olmaz mıydı?
Demokrasi kendini yok etme fırsatı vermez
Türk toplumunun ileri gitmesi ve birlik ve beraberlik içinde yıkıcı akımlara karşı durabilmesi, laikliğin ve cumhuriyetin kazanımlarının, tarihi ve manevi değerlerin korunmasıyla mümkündür. Laiklik kuruluş felsefemizin temeli olmuştur. Bazen toplumlarda uç marjinal sayabileceğimiz düşünceler ortaya çıkabilir. Ancak hiçbir
demokrasi kendisini yok etme fırsatını başkasına vermez.
Gerginlik ulusal bütünlüğü zedeliyor
Maalesef toplumumuzda uzlaşı kültürü yerleşemediği için kördöğüşü yaşanmaktadır. Yakın zamanda yaşanan sağ-sol gibi çatışmaların bugünkü şekli laik-anti-laik kutuplaşmasının ulusal bütünlüğü nasıl tehdit ettiğini düşünelim.
Dindar insanlarla sorunumuz yok
Laboratuar ve kilise birbirinin alternatifi değildir. Üniversite her faktörün sorgulandığı, hiçbir düşünceyi ön kabullü olarak kabul edemez. Gösterilmeye çalışıldığı gibi
dindar insanlarımızla bir sorunumuz yoktur. Laikliği din serbestliği olarak kabul etmeliyiz.
Bölücülükle mücadele edeceğiz!
Türkiye bölücülük ile uğraşıyor… Türkiye’nin bir sabrı olduğunu tüm dünya bilmelidir. Türk üst kimliği altında çatışma yaşamazken,
Kürt sorunu olarak ortaya konan olayın arka planını iyi görmek gerekir. Üniversitelerimiz bölücü akımlara her zaman karşı çıkmıştır. Bundan sonra da karşı çıkacaktır.