Dışişleri Bakanı ve Baş
bakan Yardımcısı
Abdullah Gül, "2007 yılının kayıp bir yıl olmayacağını" belirterek, "gelecek dönemde tek başına
iktidar olacaklarına inandıklarını" kaydetti.
Bakan Gül,
iş dünyasında, 2007 yılının kendi açılarından çok başarılı olmayacağı, sanki
Türkiye'nin kayıp yılı olacağı gibi bir algılama gördüğünü belirterek, "Siyasetçiler olarak biz böyle bir şey düşünmüyoruz. Biz bile hem cumhurbaşkanlığı
seçimi hem de
genel seçimler olmasına rağmen, böyle bir seçim heyecanı, seçim atmosferine girmedik. Bizim girmediğimiz atmosfere iş adamlarının girdiğini gördüm" dedi.
"2007'nin kesinlikle kayıp bir yıl olmayacağını" kaydeden Gül, şunları belirtti:
"Hükümetimiz doğrular neyse bu doğruları daha azimle yapmaya devam edecektir. Daha kararlı şekilde doğru olanı yapacağız. Çok popülist olmamız gereken konularda bile popülist olmadık, doğruyu yaptık. Bu konuda doğrulara kendisini kenetlemiş olan bir hükümetin, 2007 yılını feda edeceğini kimse aklının ucundan bile geçirmesin. İnanıyoruz ki gelecek dönemde Türkiye'de tek başına iktidar olacağız."
Türkiye'nin kaybedilmiş çok yılı olduğunu ifade eden Gül, Türkiye'de geçmiş
siyasetçilerin yaptığı çok büyük hatalar oluğunu, bu hataların bedelini Türk milleti ve halkının ödediğini söyledi.
Gül, şöyle devam etti:
"Biz 'eski siyaset unutuldu, yeni siyaset tarzı geldi' diyen insanlarız. Dolayısıyla hiç yanlış yapmayacağız. Bu yılı
küçük hevesler için kesinlikle heba etmeyeceğiz. 2007 doğruların yapıldığı yıl olmaya devam edecek. Hatta doğruları çok daha altını çizerek yapacağız ki bu kaygılar, bu tip algılamalar tamamen yok olsun."
TARTIŞMALAR DOĞALDIR, AMA BUNLAR TÜRKİYE'YE
SARSACAK TARTIŞMALAR OLMAYACAK
Bakan Gül,
cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik sorular üzerine, siyasi tarihe bakıldığında cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça Türkiye'de tartışmaların oluştuğunu söyledi.
Atatürk'ün vefatından sonra bütün cumhurbaşkanları seçilirken tartışmaların olduğunu ifade eden Gül, "Bunlar normaldir, ama unutmayın ki bu tartışmaların yapıldığı Türkiye ile bugünkü Türkiye farklıdır. Siyaset çok daha sağlamdır ve sağlam temeller üzerine oturmuştur" diye konuştu.
Türkiye'nin AB ile
katılım müzakerelerine devam eden bir
ülke olduğunu hatırlatan Gül, Türkiye'nin bazı eksiklikler olsa da
Kopenhag siyasi kriterlerinin neredeyse tamamını gerçekleştirdiğini belirtti. Gül, o günkü Türkiye ile bugünkü Türkiye arasındaki en büyük farklardan birinin de Türkiye'nin daha şeffaflaşması olduğunu söyledi. Gül, "Kapılar arkasında artık olaylar dönmemektedir. Olaylar artık kamuoyunun önünde dönmektedir" dedi.
Böyle bir Türkiye'de açık ve şeffaf tartışmaların olacağını ifade eden Gül, "Sonunda neye karar verilirse
TBMM tarihi kararını alacaktır ve yola devam edilecektir. Bunun
kuralları da zamanı da bellidir. O açıdan tartışmalar doğaldır, ama bunlar Türkiye'yi sarsacak tartışmalar kesinlikle olmayacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanının meclisin içinden mi dışından mı seçilmesini istediğinin sorulması üzerine Gül, "Bu konuda ben fazla görüş ifade etmek istemiyorum. Şu anda bu tartışmaların içine girersek, biz, enerjimizi buna vermeye başlarız ve diğer yapacağımız işlerden kendimizi alıkoyarız. Benim açımdan kural bellidir. Türkiye demokrasisi önceki yıllara göre çok daha kuvvetlidir. Her şey şeffaftır. Biraz daha yaklaşsın o zaman kendi görüşlerimi açıklayacağım. Ben doğrusu, meclis içinden çıkmasını çok daha doğru bulurum, ama bu meclisin dışından da olmaz anlamına gelmez" diye konuştu.
Gül, "Bu konuyu ne kadar dar alanda konuşursak Türkiye için o kadar iyi olur. Herkesin fikri vardır, ama yapacak işlerimizle meşgul olalım şimdi. Türkiye'nin kayıp yılları çoktur, oları telafi etmek için uğraşıyoruz" dedi.
İş dünyasının
erken seçime sıcak bakmamasını da değerlendiren Gül, bunun normal olduğunu, elini taşın altına sokanların iş dünyası olduğunu kaydetti.
Gül, Türkiye'de istikrarsızlığın bedelini en önce iş dünyasının ödediğini belirterek, istikrarın peşinde en çok koşması gerekenlerin iş dünyası olduğunu söyledi. İş dünyasının başarılı olmasının Türkiye'nin çıkarına olduğunu ifade eden Gül, diyaloğun önemine işaret etti.