Yemekte konuşan Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül,
terörden çok çekmiş bir
ülke olan
Türkiye'nin, halen teröre
kurban verdiğine, Suudi
Arabistan'ın da terör saldırılarına maruz kalan ülkelerden biri olduğuna işaret ederek, bu tehditlere karşı koymak için uluslararası
dayanışma ve
işbirliğinin şart olduğunu vurguladı.
Gül, bölgede etnik ve mezhepsel farklılıklara dayalı bir ihtilaf ortamının gelişmemesine önem verdiklerini kaydetti.
Kral Abdullah ve heyetini, 2006 yılında Türkiye'ye düzenledikleri resmi ziyaretten sonra bir kez daha ağırlamaktan mutluluk duyduğunu ifade eden Gül, Türkiye ve
Suudi Arabistan arasında özellikle son yıllarda ivme kazanan köklü ve tarihi ilişkilerin her alanda daha da ileri götürülmesine ve çeşitlendirilmesine önem verdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, Suudi Arabistan'ın, Kral Abdullah'ın "dirayetli" önderliğinde bölgede ve uluslararası alanda anahtar konumuna sahip bir ülke olduğunu belirtti.
"Engin deneyimi ve birikimiyle, 'İki Kutsal Caminin Koruyucusu' Kral Abdullah'a, özellikle Orta Doğu'da barış ve istikrar sağlanması ve Arap Barış Planı'nın oluşturulması yönünde gösterdiği çabalar ve liderliği için takdir duygularımı ifade ediyorum" diye konuşan Cumhurbaşkanı Gül, bölgede sorunların çeşitlendiğini ve birbiriyle irtibatlı hale geldiğini kaydetti.
Gül,
Filistin meselesinin acil çözüm beklediğini belirterek, "Filistinli kardeşlerimizin, iki devletli çözüm temelinde vazgeçilmez haklarına en yakın zamanda kavuşmaları gerekmektedir" dedi.
Irak'taki gelişmeler ve "kardeş" Irak halkının acılarının kendilerini de derinden etkilemekte olduğunu ifade eden Gül, bu ülkenin istikrara kavuşması için ellerinden gelen katkıda bulunmaya devam etmeye kararlı olduklarını kaydetti.
Gül, Lübnan'da da siyasi krizin yaşanmakta olduğuna işaret ederek,
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin ülkede istikrar ortamına katkı sağlayacak bir şekilde sonuçlanmasını temenni ettiklerini söyledi.
-"TERÖRİZM VE KİTLE İMHA SİLAHLARININ
YAYILMASI TEHDİDİ, ORTAK KAYGI YARATMAKTA"-
Cumhurbaşkanı Gül, sözlerine şöyle devam etti:"Bölgemizde etnik ve mezhepsel farklılıklara dayalı bir ihtilaf ortamının gelişmemesine önem veriyoruz. Terörizm ve kitle
imha silahlarının yayılması tehdidi de ülkelerimiz için ortak kaygı yaratmaktadır. Geçen yüzyılın ve çağımızın vebası olan terörizm, ülkelerimizi ve halklarımızı
hedef almaya devam etmektedir. Terörden çok çekmiş bir ülke olan Türkiye, halen teröre kurban vermektedir. Suudi Arabistan'ın da terör saldırılarına maruz kalan ülkelerden biri olduğunu biliyoruz. Bu tehditlere karşı koymak için uluslararası dayanışma ve işbirliği şarttır.
Bölgedeki istikrarsızlık, şiddet ve ihtilaf ortamı, halklarımıza sadece acı ve üzüntü getirmektedir. İhtilafların sağduyu ve uzlaşı yoluyla çözümlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Türkiye olarak bu doğrultuda gayretlerimizi sürdürüyoruz. Bölgedeki tüm ülkelerin de aynı şekilde hareket etmelerini temenni ediyoruz.
Türk dış politikası, başta komşuları olmak üzere, bütün ülkelerle barış içinde birlikte
yaşama ilkesi temelinde yürütülmektedir.
Bölgede barış ve istikrarın hâkim kılınması, enerjimizin, halklarımızın
refah düzeylerinin ve yaşam seviyelerinin daha da yükseltilmesi için kullanılması gerektiğine inanıyoruz.
Bu amaç doğrultusunda, içinde bulunduğumuz bu hassas ortamda, bölgenin önde gelen iki ülkesi olan Türkiye ile Suudi Arabistan'ın işbirliği içinde hareket etmeleri daha da önem kazanmaktadır"
-"İLİŞKİLERİN ULAŞTIĞI DÜZEY MEMNUNİYET VERİCİ"-
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin ulaştığı düzeyin memnuniyet verici olduğunu da belirterek, ticaret hacminin 4 milyar dolar seviyesine yaklaştığını, her yıl binlerce Türk vatandaşının Suudi Arabistan'a hac ve
umre ziyaretinde bulunduğunu anlattı.
Özel sektörün başta yatırım, inşaat, enerji, sağlık ve turizm olmak üzere birçok alanda karşılıklı somut ve sonuca yönelik çalışmalar sergilediğini kaydeden Gül, ayrıca Suudi Arabistan'da yaklaşık 100 bine yakın Türk vatandaşının yaşadığını ve çalıştığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Bugün yaptığımız görüşmelerde, ikili ilişkilerimiz ile iki ülkeyi ilgilendiren bölgesel ve uluslararası gelişmeleri, ilişkilerimize
egemen olan karşılıklı güven ve içtenlikle ele aldık. İlişkilerimizin, ülkelerimizin ve halklarımızın ortak yararı doğrultusunda her alanda daha da geliştirilmesi ve derinleştirilmesi yönündeki kararlılığımızı bir kez daha yineledik.
Bu duygu ve düşüncelerle Aziz Kardeşim Kral Abdullah'ı ve konuk heyetin seçkin üyelerini ülkemizde ağırlamaktan duyduğumuz mutluluğu bir kere daha yineliyor, hoşgeldiniz diyorum."
AA