Türkiye'nin ne yaptığının belli olduğunu vurgulayan Gül, Türkiye'nin gittiği istikamete bakılması halinde hangi yöne gittiğinin çok daha iyi tespit edileceğini söyledi.
Ankara'da, Uluslararası Stratejik
Araştırmalar Kurumu (
USAK)'nun yeni binasının açılışını yapan Gül, "Yeni Dönemde Türk Dış Politikası" konulu
ders verdi. Türkiye'nin hem doğuya hem batıya hem kuzeye hem güneye her tarafa gittiğini anlatan Gül, Türkiye'nin dış politikasının gerektirdiği esneklikle milli menfaatler arasında hassas bir denge gözetmenin elzem olduğunu vurguladı.
Tüm tarafların menfaatlerinin buluşacağı ortak paydayı gözeten çözüm yollarının üretilmesi için bölgesel ve uluslararası
diyalog ikliminin
teşvik edilmesi gerektiğine dikkat çeken Gül, "Özellikle son dönemlerde Türkiye nereye gidiyor, Türkiye doğuya mı gidiyor, Türkiye hangi istikametlere gidiyor, sanki Türkiye şaşırmış, denizin ortasında dalgalara göre sürüklenen bir
ülke gibi algılamalarıdır. Hiç böyle değildir. Gayet açık söyleyeyim; Türkiye'nin ne yaptığı bellidir. Gayet dikkatli bir şekilde, ne yapılıyorsa Türkiye'de öyle yapılmaktadır. Türkiye, tabii ki hem doğuya hem batıya hem kuzeye hem güneye, her tarafa gitmektedir. Önemli olan nokta şudur; Türkiye'nin değerleri hangi istikamette gelişmektedir. Demokratik değerler, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı, şeffaflık,
hesap verebilirlik, kadın-erkek eşitliğiyle ilgili konular,
serbest piyasa ekonomisinin işlerliği, bütün bu konularda Türkiye'nin gittiği istikamete bakılırsa o zaman Türkiye'nin hangi yöne gittiği çok daha iyi tespit edilir. Onun dışında yazılan yazıların bazılarının iyi niyetli olarak olduğu kanaatindeyim. İyi niyet de şundan dolayı, Türkiye'nin bu değerini anlamayanları uyarma, bazı dostlarımızın dikkatini çekme açısından iyi niyetli yazılar. Bazılarında kıskançlık olduğu kanaatindeyim. Bazılarının da bilgisizlikten yaptıkları kanaatindeyim." dedi.
Türkiye'nin kendi içindeki değerlerin hangi istikamette geliştiğinin önem taşıdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin bölgesinde yapmak istediği şeyin barışı sağlamak olduğunu söyledi.
Gül, istikrarın sağlanmadığı, güvenlik meselelerinin halledilmediği bir ülkede kesinlikle
ekonomik kalkınma,
işbirliği ve
refah olmayacağını ve o ülkenin insanlarının da mutlu olamayacağını vurguladı. Cumhurbaşkanı Gül, komşularıyla bölgeyle olan ilişkilerinde birinci derecede hedeflediği şeyin güvenlik sorunlarını çözmek, istikrarı getirmek ve bunun üzerinde barışı geniş bir alanda tesis edip ekonomik işbirliğini gerçekleştirmek olduğunu dile getirdi.
TÜRKİYE'Yİ TARTIŞMALAR GÜÇLENDİRİR
Gelişen teknolojiyle birlikte bilginin resmi makamların tekelinden çıktığını ifade eden Gül,
teknik ve teknoloji olarak en üst duruma ulaşılması gerektiğini vurguladı. Zihniyet dönüşümünü sağlamanın zorluğuna işaret eden Gül, araştırma merkezlerine verdiği önemi göstermek için açılışa katıldığını belirtti.
İç ve dış konularda daha fazla
tartışma ortamına ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Gül, çok tartışmalı ortamdan memnuniyet duyduğunu belirtti. "Kazandığımızda hep birlikte kazanacağız. Bu hatırda tutulmalıdır." diyen Gül, Türkiye'yi tartışmaların güçlendireceğini kaydetti.
Avrupa Birliği (AB) üyeliği konusunda Türkiye'nin rayından çıkmayacağını vurgulayan Gül, hukuki müktesebatının sağlam olduğunu kaydetti. Sınırlı üyeliğin söz konusu olmadığını anlatan Gül, Avrupa'dan sadece Türkiye'nin yaptıklarını seyretmesini istediklerini ifade etti. Avrupalı ülkelere 'Ahde vefa'yı hatırlatan Gül,
Afganistan sorununa değindi. Afganistan'daki sorunun askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini vurgulayan Gül, Afganistan'ın sokaklarını tek tek gezdiğini belirterek Afgan halkının kazanılması gerektiğini belirtti.
Daha sonra verilen resepsiyona katılan Gül, burada gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Hükümlü Güler Zere'nin dosyasının hızlandırılması için Adalet Bakanlığı'ndan talepte bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Gül, medyadaki haberler ve kendisine gelen bazı mektuplar üzerine konunun incelenmesini istediğini açıkladı.
Kendilerinin de bir müracaatı gerektiğini dile getiren Gül, "Son bir haftadır durumu bilmiyorum. Ama şunun altını çizmek istiyorum, Cumhurbaşkanı istediğini affeder, istediğini affetmez. Cumhurbaşkanı'nın resen böyle bir yetkisi yok, benim böyle bir yetkim yok. Ama benim önüme gelirse ben 'hayır' da diyebilirim '
evet' de diyebilirim. Onun şartları var. Burada herhangi bir doktorun raporu da olmuyor. Türkiye'de birçok suistimaller dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da olabilir. Onun için bir kurum var. Bu kurumun 'Bu gerçekten hapishanede yatmaması gereken bir
hasta' demesi gerekiyor. Onunla ilgili bürokratik şeylere takılmamak gerekiyor. Ailesinin de üstüne düşeni yapması gerekiyor. Böyle bir yetkim yok." şeklinde konuştu.
Demokrasiye
komplo planıyla ilgili ise Gül, "
Yargı bakıyor, hukuk işliyor." açıklamasında bulundu.
Domuz gribi aşısı olup olmayacağının sorulması üzerine de Gül, "Risk grubunda mıyım?" diyerek gülümsedi.
(CİHAN)