Güçlü, medyanın
Kürtleri sadece
Güneydoğu Bölgesine sıkıştırarak bir anlamda BDP ve
PKK'nın gücünü olduğundan büyük göstermek gibi bir yanlışa düştüğünü belirtti.
Cihan Haber Ajansı muhabirine konuşan Güçlü, kendisinin 'pasif bir evetçi' olduğunu ifade etti. Fakat son günlerde anketlerde
sürpriz bir şekilde 'hayır' çıkacağının tartışılmaya başlanması, BDP daha doğrusu PKK'nın tehditlerinden sonra kendisinin pasif değil aktif evetçi haline geldiğini vurgulayan Güçlü, hayatı boyunca hiç
sandık başına gitmemesine karşın dün sandık başına gidip oy kullandığını söyledi.
"Kemalist elitin ve 12
Eylül darbesinin, işte hayır çıkması halinde Kenan Evren'in televizyonlara çıkıp yaptığı işin meşru olduğunu, insanlık suçunun da
halk tarafından onaylandığının ifade edilmemesi için bende aktif evetçi oldum." diyen Güçlü, sonuçtan da mutlu olduğunu ve Kenan Evren'e bu fırsatın verilmediğini kaydetti. Referandum sonuçlarıyla Kemalist elitin iktidarı ve
12 Eylül darbesinin gayri meşru olduğunun ilan edildiğinin altını çizen Güçlü, şöyle devam etti: "Bölgede BDP'nin otoriter baskısının, irade gaspının devam ettiği görüldü. Bu iradenin çok
gönüllü bir irade olduğu düşüncesinde değilim. Bir erozyona uğradığını da
bölgedeki oyları genel olarak ölçü aldığınız zaman görülüyor. Basında bir yanlış var; Kürtleri sadece Güneydoğu Bölgesine sıkıştırarak bir anlamda BDP ve PKK'nın gücünü olduğundan büyük göstermek gibi bir yanlışa düşülmektedir. Oysa Kürtleri sadece Güneydoğu ile değil Doğu'yu da içine alabilen bir sınırlandırma içine almak gereklidir. Kürtlerin yaşadığı başka illere bakmak gerekli."
PARTİLERİN ESKİ TARZ KÜRT SORUNU POLİTİKALARININ DEĞİŞMESİ GEREKTİĞİNİ ÖĞRETTİ
Bölgedeki sonuçlara göre PKK'nın eskisi gibi tehditlerini söktüremeyeceğinin ortaya çıktığını vurgulayan Güçlü, insanların her şeyi göze alarak oy kullandığını ifade etti. Diyarbakır'da beklediği
katılımın olduğunu dile getiren Güçlü, Batman'da katılma oranının BDP'nin beklediğinden yüksek çıktığını söyledi.
Siirt,
Bitlis, Van, Şanlıurfa'da yüksek katılım olduğunu anlatan Güçlü, "Tam anlamıyla halkın iradesi
referanduma çok demokratik bir tarzda yansımasa bile, en genel anlamda sınırlandırılmış iradenin yansı bulduğunu tespit ediyoruz. Demokrasinin gelişmesi için bir adım. Bir
yönetim v
e devlet tarzını,
siyaset tarzını referandum mahkum etti. O da tekçi ve merkezci olan siyaset ve yönetim tarzıdır. Bu anlamda da
AK Parti dahil bu tarzın önümüzdeki dönemde bir farklılaşmaya geleceğini düşünüyorum. Demokrasiye uygun yeni bir yönetim şekli. Bütün bu gelişmeler, partilerin eski tarzdaki
Kürt sorunundaki politikalarının değişmesi gerektiğini öğretiyor. PKK dışındaki Kürtlerin de bu otorite rejimden özellikle kurtulmak için, PKK'nın yarattığı otoriter sistemden, benim kanaatime göre devlet kaynaklı olan 12 Eylül rejiminin sonucu olan bu sistemden kurtulması için de Kürtlerin arayışının artacağı, güçleneceği bir sürece girdik diye düşünüyorum." dedi.