Televiyonun içindeki ekmek kırıntıları
Türkiye Ramazan ayını, çevresindeki
ülkelerde yaşanan acıların ızdırabıyla geçiriyor.
Suriye'de hergün onlarca masum insan, kendi ülkesinin yönetimi tarafından acımasızca öldürülüyor.
Tanklar sokaklarda insan avlıyor.
Suriye yönetimi
mübarek ay demeden insafsızca
Müslümanları katlediyor.
Suriye; gaddarlığın pençesinde kıvranıyor.
Suriye'deki masum insanlar için şu mübarek günlerde şimdilik dua etmekten başka yapacak bir şey yok gibi.
Bunun yanında
açlık,
susuzluk ve salgın hastalıkların pençesinde can çekişen bir Müslüman ülke daha var ki; oradaki minicik çocukların kuru yaprağa dönmüş bedenleri, gözümüzün önünden gitmiyor.
Milyonlarca insan
Somali'de çaresizce
yardım eli bekliyor.
Yıllarca kara kıtayı sömürüp posasını, açlık ve yokluk olarak geride bırakan beyaz insanların yaptıklarıyla bugün yüzyüzeyiz.
Somali'de çok büyük bir insanlık dramı yaşanıyor.
Bu ülkede her gün binden fazla, her ay ise 40 bine yakın insan ölüyor.
Açlık ve susuzluktan...
Acıktığında; yiyecekler elini uzatma mesafesindeki günümüz insanının anlamakta zorlanacağı bir durum bu.
Televizyondaki görüntülere baktığınızda; susuzluktan insanların vücutlarında ve yüzlerinde yaralar açılmış olduğunu görüyorsunuz.
Aynen toprağın çatlaması ve yarılması gibi, Somalili çocukların vücutları kuruyup çatlıyor, yarılıyor.
Bu yaralar sebebiyle kan kaybından ölen çocuk sayısı da hiç az değil.
Somali; adeta bir can pazarı.
Bu ülkenin toprakları da, insanları gibi suya hasret.
Somali'ye 3 yıldır bir damla yağmur yağmıyor.
İnsanlar o haldeler ki; önlerine konulacak yemeği yiyebilecek noktaya gelmeleri için en az 10 gün tıbbi
tedavi görmeleri gerekiyor.
Çünkü vücutları fiziki olarak iflas etmiş durumda.
Açlıktan ve susuzluktan...
İnsanların; hayatta kalabilmek adına tek çare olarak gördükleri sığınma kamplarına ulaşabilmek için haftalarca yürümeleri gerekiyor.
Bu amansız yolculuğa çıkan her dört kişiden biri de, açlık ve hastalığa yenik düşerek yolu tamamlayamıyor.
Şu anda Somali'de 20 milyon insan ölüme son sayıyor. Ve her 6 dakikada bir; 20 milyondan bir kişi daha eksiliyor.
Bu ülkede hayatta kalmak belki ölmekten daha da zor.
İmkansızlıklar içinde yapılabilen
ameliyatlar, narkoz yokluğundan dolayı uyuşturulmadan gerçekleştirilebiliyor.
Bu şartlara rağmen, 5000 kişi acilen ameliyat edilmeyi bekliyor. Yoksa ölecekler.
Ne olur; bu mübarek ayda Somali gözümüzün önünden hiç gitmesin.
Bir dostumuzun gönderdiği e-mailde yazılanlar, çocukların Somalili kardeşlerine duyarlılığı konusunda büyüklere örnek olacak cinsten.
Olay şu ki; televizyon arıza yapınca evin hanımı tamirci çağırmış.
Tamirci cihazın arkasını açmış ve bir de bakmışlar, bir sürü ekmek kırıntısı.
Tabii yapanın evin küçük kızı olduğu hemen anlaşılmış.
Anne; çocuğa kızıp azarlamayı düşündüyse de bunu yapmamış ve tamircinin yanında ona, televizyonun içine niçin ekmek parçaları attığını sormuş.
Çocuğun söylediklerinden sonra hem anne hem de tamirci gözyaşlarını tutamamışlar.
Çocuk, ekranda Afrika'daki aç çocukları gördükçe mutfaktan ekmek alıp, televizyonun açık bulduğu arkasındaki deliklerinden içeriye, onlara ekmek atıyormuş.
İşte bir çocuk duyarlılığı.
Gelin; Somali'de bir
deri bir
kemik kalmış, gözlerinin feri sönmüş, çaresizlik içinde ölümü bekleyen o çocukların ümidi olalım.
Onları hayata döndürmek için elimizden ne geliyorsa yapalım.
Onlardan haberdar olduğumuz halde, ölüme giden her çocuk vebalimiz olarak hepimizin defterine yazılacak.
Az çok demeden bu yardım seferberliğine katılmak insanlık görevimiz.
Unutmayalım ki; duyarsız kalacağımız her dakika Somali'de bir çocuğun gözleri kapanacak.
Açlık ve susuzluktan..
[email protected]