Başbakan, 'sahte
gözyaşı dökmek'le suçlanıyor.
AK Parti cephesi, Erdoğan'ın samimiyetine herkesin inanmasına rağmen muhalefetin
hakaret ve küfürlerle yaklaştığını savunuyor.
Anayasa değişikliği
referandumu ile ilgili tartışmalar, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın gözyaşlarına kilitlendi. Erdoğan, önceki günkü grup toplantısında, 12
Eylül darbesinin ardından asılan sağcı ve solcu gençlerin hikâyesini anlatırken ağlamıştı. O sahne, başta darbe mağduru aileler olmak üzere toplumun birçok kesimini etkiledi. '
Hayır' cephesinde yer alan muhalefet partileri ise Erdoğan'a tepkili.
CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan'ı '
ağlama numarası yapmakla'; BDP
Eşbaşkanı Gültan Kışanak da '
timsah gözyaşı dökmekle' suçlamıştı. Dün de MHP'den çok sert açıklamalar geldi. Genel Başkan
Devlet Bahçeli ve
Grup Başkan Vekili Oktay Vural, Başbakan'a ağır ifadelerle yüklendi.
MHP lideri Devlet Bahçeli yazılı bir açıklama yaparak, "Erdoğan'ın yaptığı konuşma, siyasî tarihimize kara bir ilkesizlik, riyakârlık, siyasî sahtekârlık ve münafıklık örneği olarak geçecektir.'' şeklinde ifadeler kullandı. Bahçeli, Erdoğan'ın, darağacına giden 22 yaşındaki
ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu'nun mektubunu okurken ağladığını hatırlatarak, "Mektubun bazı pasajlarını atlayarak kürsüde okuyan Başbakan'ın
senaryo gereği sahte gözyaşı dökmesi, riyakârlığın ve ilkesizliğin zirvesi, son noktası olmuştur.'' dedi.
CHP cephesinde durum farklı değil. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun ardından dün de Grup Başkan Vekili Kemal
Anadol, "Başbakan'ın sergilediği tavır, Parlamento'ya yakışmıyor. Gitsin,
İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda rolünü oynasın." yaklaşımını sergiledi. DSP Genel Başkan Yardımcısı
Önder Aksakal da, "Başbakan, timsah gözyaşlarıyla halkın duygularını istismar ederek kendisini ve AKP'yi kurtaracağını sanıyorsa yanılıyor." diye konuştu.
AK PARTİLİLER TEPKİLİ: HERKES ETKİLENDİ, ONLAR KÜFREDİYOR
AK Partililer ise Başbakan'ın konuşmasının canlı yayınlandığını hatırlatarak, gözyaşlarının ne kadar samimi olduğunu bütün Türkiye'nin izlediğini dile getirdi.
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti
Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (
MKYK) toplantısı öncesi, "Sayın Başbakan çok içten bir konuşma yaptı. Kalbi olan, vicdanı olan, hissiyatı olan herkes bu duyguları paylaştı." şeklinde konuştu. Yapılan eleştirileri ayıpladığını ifade eden Arınç, "Hiç kimse Sayın Başbakan'ı dünkü konuşması sebebiyle bir samimiyet testine tutmamalı. Bu insanî bir olaydır. Etkilenmemiş olabilirsiniz, bu olaylara bigane kalmış olabilirsiniz ama bunu söyleyen samimi insanlara da bir şekilde kulp takarak, onu numara yapmakla suçlamak çok çirkin, çok yakışıksız, küçültücü bir ifadedir." değerlendirmesini yaptı. Arınç, şöyle devam etti: "Hiçbir CHP'li 27
Mayıs ile ilgili olumsuz bir tek cümle konuşmaz. Çünkü
27 Mayıs'ın doğrudan şeriki olan CHP'nin o darbedeki rolünü herkes çok iyi bilir. CHP,
12 Eylül 1980'de, o tarihten önceki olayların sorumlusu olarak bilinmesine rağmen 12 Eylül'den sonra yargılanmadı. Diğer partiler gibi CHP de kapatıldı ama hiçbir CHP'li yetkili
mahkeme önüne çıkmadı, yargılanmadı."
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Hüseyin Çelik de, MKYK toplantısı sonrası gazetecilerin sorusu üzerine, "Bizim samimiyetimizi elbette halkımız tespit edecektir. Fikretmeyenler küfrederler." cevabını verdi. Grup Başkan Vekili Bekir
Bozdağ, "Vicdan terazisi doğru tartmayanlar bundan rahatsız olur." yorumunu yaparken bir başka Genel Başkan Yardımcısı
Ömer Çelik, "Bu yorumu yapanların yaptığı timsah siyasetinden başka bir şey değil." ifadesini kullandı. Ülkücü kökenli AK Parti
Milletvekili Kürşad
Tüzmen ise, "Başbakan'ımızın duygu dolu, samimi açıklamasıydı. Bu şekilde değerlendirmeleri seviyesiz buluyorum." cevabını verdi.