Görüşme krizine tepkisi sert oldu

Saadet Partisi(SP) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, demokratik açılım konusunda AK Parti ve CHP arasındaki mektuplaşma siyaseti ile başlayan kamera tartışmalarına sert tepki gösterdi.

Görüşme krizine tepkisi sert oldu

Kurtulmuş, "Bu kadar önemli bir konuyu 4,5 ay sonra görüşmeyi, acaba mektuplaşma aracılığıyla yapabilir miyiz yapamaz mıyızı tartışıyorlar. Halk diyor ki, 'bari Kızılderililer gibi dumanla işaretleşerek konuşun." dedi. Kurtulmuş, eşi Sevgi Kurtulmuş ile birlikte geldiği Gerede'deki Greenpark Otel'de gazetecilerle yaptığı sohbette, Türkiye ile İsrail arasındaki 'Ayrılık' dizisi ve askeri tatbikata alınmama krizleri ile Erdoğan ve Baykal arasındaki kameralı görüşme tartışmaları konularında açıklamalarda bulundu. 'Ayrılık' dizisi ile ilgili olarak İsrail'in tavrını anlamanın mümkün olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, "İsrail, hem zulmedecek hem insanların yaşadıkları yerleri işgal edecek, insanların tepelerinden yaşlı, çocuk kadın demeden bombaları yağdıracak hem de bütün bir dünyanın yasakladığı ve insanlık suçu olan fosfor bombalarını kullanacak, yani sizi öldürecek yok edecek, ama siz öldürüyorsunuz yok ediyorsunuz demenize de müsaade etmeyecek. İsrail böyle bir tavır içerisinde." diye konuştu. KURTULMUŞ: ZALİM ZULMÜNDEN KORKAR Ayrılık dizisiyle ilgili de açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, bunu sadece TRT değil hangi özel televizyon kanalı yapsa savunacaklarını kaydetti. Kurtulmuş, şöyle devam etti: "Burada herhangi bir antisemitizm yani Yahudi düşmanlığı falan yok. Ortada gerçek görüntülerden uyarlanmış bir senaryo var. Çekimleri var. Dolayısıyla İsrail, niye gerçeklerden kaynaklanan dizi dolayısıyla rahatsız oluyor? Bu soruyu kendisine sorsun. Çok temel bir insani kural vardır: Zalim korkar. Zulmeden insanlara karşı haksızlık yaptığı için, korkar. Dünyada en fazla zalim korkar. Mazlumun yapacağı çok fazla bir şey yoktur. Dolayısıyla İsrail bu tavrıyla, bu hakikati bir kez daha hatırlatmış oldu." İsrail Başbakanı, büyükelçisi ve basının Türkiye'ye ağır hakaretler etmesine de tepki gösteren Kurtulmuş, "Bunlar, fevkalade anlamsızdır, yakışıksızdır." dedi. Başbakan Netayahu'nun "1999 depreminde bizim askerlerimiz gelip size yardım etmemiş miydi?" sözlerini de eleştiren Kurtulmuş, "Bu sözü söylemenin ne kadar insani değerlerle bağdaştığını, İsraillilerin kendi vicdanlarına havale ediyorum. Evet bu yardımı insani bir gerekçeyle yaptılarsa, sağ olsunlar, ellerine sağlık. Ama yardımın en kötüsü, yapıldıktan sonra insanların başına kakılan yardımdır." ifadelerini kullandı. Hükümet yetkililerinin ve dışişleri bakanının bu konudaki demeçlerini yerinde bulduklarını kaydeden Kurtulmuş, "Sayın Bakanın söylediği 'Ben her sabah evimden çocuklarımı okula gönderirken, vicdan azabı ile kalkıyorum. Türkiye gibi bir ülkenin bu insanlık dramına seyirci kalması, anlaşılamaz' sözleri de fevkalade yerinde ve doğru sözlerdir. Bu tavrın sürdürülmesini temenni ediyoruz." diye konuştu. Bazı çevrelerin İsrail ile yaşanan krizden rahatsız olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti: "Türkiye, İsrail hükümetini veya orada yaşayan vatandaşları hedef almış değildir. Kaldı ki, burada hükümetin yaptığı bir iş yok. Sadece devlet televizyonunda bir dizi çekilmiştir. Ve bu dizinin ortaya koyduğu sonuçlarla karşı karşıyayız." KURTULMUŞ: YILLARDIR YAPILAN YANLIŞTAN DÖNÜLDÜ Konya'daki Anadolu Kartalı tatbikatına İsrail'in alınmaması ve bu konuda hükümetin tavrını da değerlendiren Kurtulmuş, şunları kaydetti: "Ülkeler, müştereken niçin tatbikat yaparlar? Müşterek tatbikat, ortak düşmana karşı yapılır. Türkiye ile İsrail'in ortak düşmanı kimdir? Toprakları işgal edilmiş, Filistin halkı mıdır? Toprakları işgale teşebbüs edilmiş Lübnan halkı mıdır? Suriye halkı mıdır? İran halkı mıdır? Irak halkı mıdır? Bizim hangi ortak düşmanımız var ki, biz İsrail ile ortak düşmana karşı hazırlıklı olmak için tatbikat yapacağız?" Ayrıca BM'deki ABD ve İsrail'in her türlü gücüne rağmen Gazze katliamı gibi çok açık bir insanlık suçu ilgili bir rapor resmen kabul edilmişken böyle bir ortamda bu tatbikatın yapılmasının Türkiye için çok kötü bir durum oluşturacağını vurgulayan Kurtulmuş, şöyle dedi: "Fevkalade izah edilemez bir durum olurdu. Bu tatbikatın iptal edilmesi de doğrudur. Esas sorgulanması gereken şu: Türkiye'deki İsrail lobisine soruyorum: Yıllardır İsrail'in uçakları burada eğitim yapıp gidip insanların tepelerinden insani yardımları, gıdaları, sağlık malzemeleri göndermiyorlar. Burada eğitim alan İsrailli pilotlar, gidip Gazze'nin üstünde fosfor bombaları atıyorlar. Zaten yıllardır bu tatbikatlar yapılıyor. Konya'da maalesef, Konya halkımızın ve bütün Türkiye halkının telin ettiği, İsrail uçaklarının tatbikatlarına başından beri Saadet Partisi olarak karşı çıkıyoruz. Yıllardır bu tatbikatların İsraillilerle yapılması yanlıştı. Yapılan doğru bir şeydir. Halkın talepleri bu yöndeydi. Ve İsrail uçaklarının ortak tatbikata katılması bu ortamda yaralayıcı olurdu. Buna karşı tepki gösterilmesi, anlamsız bir telaşın ürünüdür." KURTULMUŞ'TAN DUMANLA İŞARETLEŞİN TAVSİYESİ Numan Kurtulmuş, Başbakan Erdoğan ile CHP Lideri Baykal'ın demokratik açılım konusundaki kamera tartışmasına da değinerek, şunları kaydetti: "Ben bu konuda baştan beri AKP ile CHP'nin bu konuda bir tuluat tiyatrosu oynadığı kanaatindeyim. Bakın demokratik açılım diye tartışılan bu konu Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana konuşulan en önemli sorunudur. 30 bin insan ölmüş, binlerce askerimiz şehit olmuş, milyarlarca dolarımız heba olmuş. Bu memlekette asırlardır birlikte yaşayan halkın arasına büyük güçlerin çabasıyla bir büyük fitne girmiş. Bu fitnenin bozulması lazım. Bu konu konuşulmaya Haziran'da başladık. Ekim'in ortasına geldik. 4,5 ay geçmiş. Birisi neredeyse anayasaya değiştirecek parlamento çoğunluğuna sahip olan bir parti. Diğeri ana muhalefet olduğu zannedilen bir parti. Bu kadar önemli bir konuyu 4,5 ay sonra görüşmeyi, acaba mektuplaşma aracılığıyla yapabilir miyiz yapamaz mıyızı tartışıyorlar. Halk diyor ki, bari Kızılderililer gibi dumanla işaretleşerek konuşun diyor." Gelinen noktayı gayri ciddi bir tutum olarak nitelendiren Kurtulmuş, "Bu kadar önemli bir konuyu anlamanın göstergesidir. Kim ne biliyorsa ortaya koymalı. Zaten siyasetçi, her an kameraların önündeymiş gibi şeffaf olmak zorundadır. Evet milli bir sır olabilir, devlet sırrı olabilir. Bunun yeri de usulü de üslubu da bellidir." dedi. (CİHAN)
<< Önceki Haber Görüşme krizine tepkisi sert oldu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER