Söz konusu kurumların da devletin güvenlik birimi olduğunu hatırlatan uzmanlar, böylelikle
terörle çok yönlü mücadele edilmiş olacağını düşünüyor.
Gediktepe ve
Hantepe karakollarını koruyan askerî üslere
baskın yapan
PKK'lıların görüntüleri,
Genelkurmay başta olmak üzere 30 ayrı birime aynı anda aktarıldı. Buna rağmen 18 asker şehit oldu.
Dağlıca baskını öncesinde de PKK'lılara ait görüntüler tespit edilmesine rağmen yine herhangi bir önlem alınmadığı belirlenmişti.
Terör Uzmanı Tuncer
Günay, Genelkurmay, Emniyet,
MİT, Jandarma ve hükümetten temsilcilerin de bulunduğu Heron görüntülerini
izleme ve değerlendirme koordinasyon merkezinin kurulmasını
teklif ediyor. Görüntülerin sadece bölgedeki karargâhların dışında eşzamanlı olarak bu merkezlerden de izleneceğini anlatan Günay, bu durumda zafiyetin en aza indirileceğini düşünüyor. Günay, şöyle devam ediyor: "Böylece teröristlerin baskın öncesi
hazırlık yaptıkları halde nasıl olup da müdahale edilmediğini anlamış oluruz. Her baskından sonra çemberi yarıp kaçtıklarını sadece birkaç
komutan değil, toplumu ve hükümeti temsil eden bu yasal merkez de görecektir. Öfkeyi ve etnik gerilimi artıran karakol baskınlarının iç yüzü daha iyi anlaşılacak. Toplumda beliren ağır kuşkular dağılacaktır."
Strateji ve Siyaset Bilimi Uzmanı Prof. Dr. Birol Akgün de görüntülerin farklı birimler tarafından değerlendirilmesinin başta Genelkurmay olmak üzere Türkiye'ye yarar sağlayacağını belirtiyor. İstihbaratın değerlendirilmesinin çok önemli bir süreç olduğunu ifade eden Akgün, bu işleyişin
sivil irade tarafından da denetlenmesi gerektiğini vurguluyor. Yakın bir zaman önce kurulan
Kamu Güvenliği Müsteşarlığı'na bu konuda önemli görevler düştüğünü belirtiyor.
Heronların kontrolünün kimlerin elinde bulunduğunun da çok önemli olduğuna dikkat çeken Akgün, şöyle devam ediyor: "Bu araçları kullanan ekiplerin önemli bir kısmı İsrail'den geliyor. Görüntülerin değerlendirilmesi için nasıl bir aktarım yapıldığı burada çok önemli. Bu mekanizmanın kontrolü o coğrafyayı iyi bilenlerin elinde olmalı."