AKP Çukurova İlçe Gençlik Kolları 4. Olağan Kongresi’ni izlemek üzere, 11.30 sıralarında salona geldiğini belirten Cüneyt Arat, 13.30’a kadar kongreyi problem olmadan izlediğini, ancak verilen aradan sonra salona alınmadığını belirtti. Partililerin kolundan sürüklediklerini ileri süren Arat, bu esnada kendisine çeşitli hakaretler edildiğini iddia etti. Bütün milletvekillerinin kendisini tanıdığını ancak kimsenin duruma müdahale etmediğini dile getiren Arat, polis çağrıldığını, gelen polislerin de kendisini videoya aldıklarını öğrendiğini vurguladı.
Polisin kendisinden basın kartı istediğini söyleyen Arat, kendisinin de Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Demokratik Gelişim Partisi Genel Başkanı İdris Bal ile röportajlar yaptığını ve isterlerse internetten bakıp gazeteci olduğunun görülebileceğini söylediğini vurguladı. Arat, “Gazetecinin basın kimliği alması için 212’ye bağlı sigortanın 2 yıl olması gerekiyor. Ben bunu polis memurlarına anlatamadım, anlamak istemediler. Oradaki gençlere anlatamadım. Soruyorum, görmeyen bir gencin yanına 3 polis verilir mi, o programı, o toplantıyı izlese ne olacak ki orada 18 yaş altı bir sürü çocuk vardı. O polisin haksızca tutup beni video kaydına almasına, orada biliyorsunuz torba yasada kör, özürlü kelimeleri kaldırıldığı halde bana özürlü diye seslendiler.” ifadelerini kullandı.
Polislerin bir buçuk saat boyunca kendisini zorla yanlarında beklettiğini vurgulayan Arat, “GBT’me baktırmak için bir buçuk saatten oldum. Soruyorum, üzerimde silah yok, bıçak yok, ben görmeyen bir vatandaşım, milletvekilleri de bunu biliyor. Kendileri de içeriye girerken gördüler. Bir engelliye bu kadar zulüm yapılır mı, benim attığım tweetler beni bağlar. Ben buraya geldiysem bana hakaret etmenin, beni zorla dışarıya çıkarmanın, yanıma 3 polis dikmenin ne gereği var? Kardeşim, bir polisin gizlice video kaydı yaptığını söyledi. Buradan soruyorum, bir engelliye engel üretmek ne demektir? Benim görmemezliğimden faydalanacaklar, sanki bir eşkıyaymış gibi, sanki gören biriymiş gibi tutup o kadar kişi peşime takılıyor, o kadar kişi beni sürüklemeye çalışıyor. Ben kınıyorum, eğer milletvekilleri bunu görüp görmemezliğe verdiyse ben kendilerini de kınıyorum.” dedi. Türkiye’de basın özgürlüğünün tamamıyla bittiğini de ifade eden Arat, “Türkiye’de bir tweet atana, bir köşe yazısı yazana eğer bu kadar zulmediliyorsa pozitif ayrımcılık maddesi de bitmiştir.” diye konuştu.
Polislerin, yanındaki kardeşini de tehdit ettiğini iddia eden Arat, “Kardeşim yarın güvenlik sınavına girecek, polisler ve vatandaşlar dedi ki ‘Buradan gidin, yarın sınava gireceksin, sıkıntı olmasın, başın ağrımasın’ dediler. Yani sınava giriyor zaten optik okuyucu okuyor ama eğer sınavda bir oynama yapılacaksa onu bilemiyorum.” ifadelerini kullandı.
Engelli gazetecinin kardeşi Azat Arat da polislerin üstü kapalı olarak, ‘Yarın sınava gireceksin, siciline bir şey işlenmesin.’ diyerek kendilerini tehdit ettiğini ileri sürdü.
CİHAN