İstanbul 14. Ağır
Ceza Mahkemesindeki
duruşmada, Mahkeme heyetine
başkanlık eden üye hakim Resul Çakır,
mahkemeye ulaşan evrakları okudu.
Çakır, bir önceki duruşmada
tanık olarak dinlenen Erhan Özen'in, ''haber elemanı olarak çalışıp, çalışmadığı'' hakkında bilgi sorulan
Jandarma Genel Komutanlığı İstanbul İl Jandarma Komutanlığından gelen
cevap yazısında, ''çeşitli suçlardan dolayı yargılaması devam eden Erhan Özen'in haber elemanı olarak çalıştırılmadığı, kendisine herhangi bir para ve herhangi bir kod adı verilmediği''nin bildirildiğini ifade etti.
Duruşmada daha sonra Cavit Kılıç tanık olarak dinlenmeye başlandı.
Uşak Emniyet Müdürlüğünde
polis memuru olarak kadrosunun bulunduğunu ve ''adam öldürmek'' suçundan
tutuklu olduğunu söyleyen Kılıç, davanın
sanıklarından sadece
Ogün Samast'ı tanıdığını, diğerlerini tanımadığını belirtti.
Şişli
Şafak Sokak'ta
internet kafe,
temizlik ve güvenlik sistemleri üzerine babasının ve bir arkadaşının adına dükkan açtığını anlatan Kılıç, şunları söyledi:
''Olay günü Ogün Samast, bizim işlettiğimiz internet kafeye geldi. Olaydan önce 09.30-10.00 civarında geldi.
Dükkan, gazeteye 50 metre mesafedeydi. Üzerinde, beyaz
şapka ve mont vardı. 5 numaralı masada oturdu. Yaklaşık 2,5 saat birileriyle yazıştı. Yazışırken heyecanlı olduğunu gördüm. Klavyesi çok hızlıydı, çok hızlı yazıyordu. Ogün Samast'ın yazışmalarına bir ara gözüm takıldı. İstanbul'u fazla bilmediğini yazışmalarında okudum. 5-6 arkadaşı ile msn penceresini açıp konuştuğunu gördüm. Olaydan sonra ilk eşkal veren benim. Vurduktan sonra, Samast sokakta yürüdü. Bir ya da iki el
silah sesi duydum. Camdan baktığımda 'birini öldürdüm' diye birkaç defa bağırdığını duydum. Yanında onunla beraber kimseyi görmedim. Dükkanda otururken, benim belimdeki silah kılıfını gördü. Sadece baktı.''
Kılıç, daha önceden de Agos gazetesine ''
mezar temizliği'' ilanı vermek için gittiğini ve gazetede Hrant Dik'i gördüğünü ifade etti.
Dink ailesinin
avukatlarından Bahri Belen, ''Dükkana geldiğinde Samast'ın üzerinde silah olduğunu fark ettiniz mi?'' şeklindeki sorusuna Kılıç, havanın
soğuk olduğunu ve Samast'ın üzerinde de mont olduğu için silah olup olmadığını fark etmediğini söyledi.
Belen'in, ''Kapıda internet kafe diye yazıyor muydu?'' sorusuna da Kılıç, giriş kapısında yazdığını kaydetti.
Belen'in, ''Ogün Samast, ne kadar
ücret ödedi'' sorusuna Kılıç, ''Hatırlamıyorum ama, bir lira da parası çıkışmamıştı'' dedi.
Avukat
Fethiye Çetin'in ''Agos'a gittiğinde Hrant ile konuştun mu?'' diye sorması üzerine Kılıç, ''Mezar temizliği için ilan vermek üzere gittim.
Hrant Dink içeride masada oturuyordu. Solda bir bayan oturuyordu.
İlan vermek için geldiğimi söyledim. Verdiğim ilanda çıktı gazetede. Başka gazetelerde de ilan verdim, tarihini hatırlamıyorum'' yanıtını verdi.
Kılıç, avukat İnci İşbulur'un, ''Siz polissiniz, sizde silah kılıfını görünce Samast tedirgin olmadı mı? Suça meyilli olduğunu anlamadınız mı?'' sorusuna, ''Suça meyilli değildi demek ki, anlayamadım'' dedi.
Avukat İşbulur ile kısa süreli bir tartışmaya da giren Kılıç, İşbulur'un kendisine sürekli aynı sorular sorduğunu ileri sürerek, ''Adaletin yerine gelmesi için ben tanıklık yapıyorum. Bana sanık gibi soru soruluyor'' diye konuştu.
Avukat Arzu Becerik'in, ''Olaydan sonra kapıya neden 'Hepimiz Türküz yeniden' yazısı yazdınız?'' sorusu üzerine Kılıç, ''Hepimiz Ermeniyiz diye sokağı taşladılar. Dükkanımız da taşlandı. Ben de 'Hepimiz Türküz' yazdım. 'Yeniden' diye yazmadım'' karşılığını verdi.
Samast'ın avukatı Levent
Yıldırım da, ''Ogün Samast'ın halinde bir sarhoşluk belirtisi var mıydı?'' sorusuna da Kılıç, ''
Hayır, öyle bir hali yoktu.
Uykusuzluk gibi bir hali olabilir. Alkol kokmadığı için
alkollü olup olmadığını bilemem'' dedi.
Cumhuriyet Savcısı Mustafa Çavuşoğlu da, tanığın beyanlarına karşı bir diyeceğinin olmadığını söyledi.
Hakim Resul Çakır'ın, kafenin kalabalık olup olmadığı sorusuna Kılıç, kafede 3 kişinin olduğunu ve Samast'ın en köşedeki masada oturduğunu dile getirdi.
Duruşma, verilen öğle arasının ardından yeniden başladı.